Şener Üşümezsoy yakın bir zamanda deprem beklemiyor. Peki neden?
Abone olİstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği öğretim üyesi Prof.Dr. Şener Üşümezsoy, Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde deprem konferansı verdi. Prof. Dr. Üşümezsoy, “Yakın bir zamanda büyük bir depremin olacağını sanmıyorum" dedi.
Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'ne özel bir okulun davetlisi olarak gelen Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Belediye Konferans Salonu'nda çoğunluğu öğrenci olan kalabalığa deprem konferansı verdi. Yakın zaman içinde büyük bir depremin olacağını düşünmediğini belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, “Ülkemiz deprem bölgesi olduğu için depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. 1999 Marmara ve Düzce depremlerinin üzerinden 8 yıl geçti. Halkımız, geçen yıllara rağmen büyük bir deprem yaşamadı. Fakat yine de depreme karşı çok duyarlı. Halk arasında, ‘sular ısındı deprem olacak’ şeklinde bir sürü söylentiler ve asılsız iddialar dolaşıyor. Bunlara kulak asmamak gerekir. Suların ısınması aynı bir gazoz şişesinin açılması gibidir. İki fay hatta birbirine paralel durumdayken değişik şekillerde birbirlerine yapışırlar. Bununla birlikte birleşirler. Daha sonra yapıştığı yerden uzun süre sonra kırıldıklarında bu kırılmanın yaşandığı noktadan sıcak gaz ve ısınmış su çıkar. Böyle durumlarda deprem olacak diye bir şey söz konusu değildir'' dedi.
FAY HATTI İKİYE BÖLÜNÜYOR
1966 yılında, Mudanya ve Akyazı arasındaki fay hattında bir kırılma yaşandığını belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, şöyle devam etti:
“Bundan dolayı kırık alandan ortaya çıkan sıcak su burada hala kullanılmakta olan Akyazı Kuzuluk Kaplıcaları ortaya çıkarttı. Bu bölgedeki insanlar, zaman zaman Marmara Denizi’nin ısındığını söylerler. Bu İpsala'dan başlayan 60 kilometrelik fay hattının, Tekirdağ Marmara Ereğlisi ve Silivri çukurundaki uç noktasına kadar olan bölümlerindeki kırılmalardan ortaya çıkan ısınmalardır. Bazı deprem bilimci arkadaşlarımız Marmara Denizinin içinden geçen toplam 120 kilometrelik bir fay hattının bulunduğunu ve bunun kırıldığında da 7 şiddetinde bir depremin yaşanmasının büyük bir olasılık taşıdığı iddiasında bulunuyorlar. Benim tezlerime göre ise, Marmara Bölgesi'nde bu fay hattı iki parçadan oluşuyor ve 60 kilometrelik alanında kırılmalar olduğuna göre diğer 60 kilometrelik alan ise Batı Trakya'yı etkilemiyor ve deprem riskini en aza indiriyor.''