BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,98
ALTIN 3.009,49
HABER /  GÜNCEL

Üstteğmen'in aşk intiharı!

Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun intiharı Genelkurmay Başkanlığı'nı da harekete geçirdi.

Abone ol

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde son 10 yılda yaşanan intihar girişimlerinin nedenleri tartışılırken, 7 Kasım tarihinde Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun intiharı Genelkurmay Başkanlığı'nı da harekete geçirdi ve konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD)'ın Genel Başkanı Ahmet Keser, Üsteğmen Daştanoğlu'nun bir astsubaya aşık olması yüzünden üstlerinden baskı gördüğünü, bu durumun intiharı tetiklediğini ileri sürdü. Kayseri'de 12. Hava Ana Ulaştırma Üs Komutanlığı'nda görev yaparken ordudan ihraç edilen 29 yaşındaki bir çocuk annesi Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu, 7 Kasım tarihinde beylik tabancasıyla intihar etmişti.

Bu intiharın kamuoyuna yansımasının ardından son 10 yılda yaşanan intihar olaylarının şehit sayısından fazla olduğu gerçeği ortaya çıktı. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamada teröristle mücadeledeki şehit sayısı ile intihar eden personel arasında yapılan mukayeselerin son derece üzücü olduğunu vurgulamıştı. Bu kapsamda TSK'daki intihar olaylarını değerlendiren TEMAD Başkanı Ahmet Keser, Genelkurmay'ın ABD ile Türk ordusunu kıyaslamasının yanlış olduğunu söyledi. Keser, "Son bir haftada iki tane astsubay intihar etti. Bunlar profesyonel astsubaylar. TSK'nın son 10 yılda verdiği şehit oranının üzerinde intihar var. Son 10 yılda 938 tane intihar var. Oysa şehit sayımız 818. Genelkurmay açıklamasında böyle bir yakıştırmanın üzücü olduğunu vurguluyor ve 'ABD'de bu oran daha yüksek diyor'. Zaten ABD'de ve İskandinav ülkelerinde sivil yurttaşların intihar oranı da Türkiye ortalaması üzerinde. Amerikan ordusuyla bizi kıyaslamak bir defa yanlış. Kaldı ki intihar biz de inanç bağlamında da farklı değerlendiriliyor. Burada intihar eden kişilerin rütbelerini kategorize etmek lazım."

'NAZLIGÜL ÜSTEĞMEN'İN ORDUDAN ATILMASI İNTİHARI TETİKLEDİ'

Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nu intihara götüren sürecin iyi analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Keser, Daştanoğlu'nun bir astsubaya aşık olması yüzünden üstlerinden baskı gördüğünü dile getirdi. Keser, "Üsteğmen Nazlıgül, bir astsubaya aşık oluyor. Astsubay'da ona aşık oluyor. Nazlıgül'ün sevdiği adam düşük rütbeli bir asker. Kast sistemindeki ayrı zümreleri temsil ediyorlar. Bunlar normal şartlarda bir araya gelmez ama aşk bir araya getirmiş. Korkunç şekilde baskı var. Neden? Çünkü astsubay, eşini subayların bulunduğu bölüme nasıl götürecek? Nasıl kabullendirecek? Ciddi bir çevre baskısı oluşuyor. Aile içi huzursuzluk oluyor ve ayrılıyorlar. Fakat aşk hala devam ettiği için her türlü tepkiye rağmen tekrar birleşiyorlar. Çevresel baskılar daha fazla artıyor. Nazlıgül'ü TSK'dan atmaya kadar gidiyor. En sonunda atıyorlar. Zaten 'Sen bu ilişkiyi devam ettirirsen atılacaksın' mesajı, sözlü de yazılı da verilmiştir. Çağırılıp uyarılmıştır. Bir sürpriz olarak atılmıyor, atılacağını zaten biliyor. Atılma gerekçesi de bunun dışındaki her şey gösteriliyor. Atılan kişi şu an yaşamıyor yargıya da gidemeyecek. Atılması intiharı tetikledi. Bu kast sistemini TSK'nın ortadan kaldırması lazım. Nazlıgül Üsteğmen'in sorunu değil, bu ordunun sorunu." ifadelerini kullandı.

'ORDUYA OLAN BAĞ YÜREKTEN MİDEYE İNDİ'

Orduya yürekten bağlı olan insanların bugün orduyla bağının yürekten mideye indirdiğini söyleyen Ahmet Keser, orduda aidiyet duygusu olmadığı için intiharların çok olduğunu belirtti. Ahmet Keser şu ifadeleri kullandı: "Aidiyet duygusu yoksa intihar çoktur. İnsan kendisini oraya ait hissetmiyorsa intihar vakası olur ve olacaktır da. Biz bu orduya yürekten bağlı olarak girdik. On binlerce insanın içinden seçilerek girdik. Bu orduya yürekten bağlı olan insanlar, bugün bu orduyla bağını yürekten mideye indirmeye başladı. Bu çok ciddi bir ekonomik sorundur. Sizin ordunuz ile bağınız yürekten mideye inmiş ise bu ülke de ciddi bir güvenlik sorunu var demektir. Çünkü mideye indiği vakit değerler kalmaz."