Başbakan'ın ağzından bal damlıyor. O sert, saldırgan üslup gitti yerine ılımlı yumuşak yetkin bir üslup geldi. İşte bu değişimin sırrı...
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın üslubundaki değişim son zamanlarda tabandan tavana herkesin dikkatini çekiyor...
Çiftçiye "Ananı da al git" diyen; dış politikayı eleştiren diplomatlar için "gevşek yumuşak monşerler" sıfatını kullanan; sevmediği yazarları "Bunlar köpeğiyle yatar köpeğiyle kalkar" sözleriyle anan, beğenmediği gazeteler için boykot çağrısı yapan; "Tek bayrak tek milleti istemeyenler çekip gitsin" diyen Başbakan Erdoğan son günlerde yaptığı konuşmalarda tam tersi bir üslup kullanıyor... Ilımlı, yumuşak, etkin, yetkin; herkesi kucaklayan...
Peki ne oldu da üslup birden değişti. Bu değişimin sebebini Can Dündar yazdı... Dündar'a göre üslup farkındaki mucizenin adı 'prompter'.
TELEVİZYONCULARIN KULLANDIĞI BİR CİHAZ
"Prompter” aslında televizyon spikerlerinin kullandığı bir alet... Okunacak metni yansıtıyor. Spikerlerin okuyacakları metin kendilerini çeken kamera önüne yerleştiriliyor. Böylece kameraya bakarken doğaçlama konuşuyormuş gibi yapma imkânı buluyorlar.
BAŞBAKAN DA ÇAKTIRMADAN PROMPTER'DAN OKUYOR
Can Dündar, Başbakan Erdoğan'ın da işte bu cihazı kullandığını yazıyor:
"Bu cihazı siyasetçiler de keşfetti. Örneğin Başbakan, kapalı salon toplantılarında, grup konuşmalarında hep prompter kullanıyor. Kürsünün hemen sağına ve soluna yerleştirilen camlar, karşıdan bakınca şeffaf görünüyor; ama Erdoğan, orada yapacağı konuşmanın metnini kendi konuşma hızına göre akarken görüyor.
Ve gerçekten çok yetkin bir şekilde bir sağa bir sola dönerek, ezbere konuşuyormuş süsü vererek ve “hiç çaktırmadan” okuyor."
* * *
BAŞBAKAN HEP PROMPTER KULLANSIN
Can Dündar, Başbakanlık görevlerinden rica ediyor; Başbakan'ın bundan böyle hep prompter'la konuşmasını istiyor ve şöyle diyor:
"Niye hep prompter istediğimize gelince...
Çünkü o cihaz olunca Başbakan’ın ağzından bal damlıyor.
Cihazın bir özelliği midir, nedir; arada o cam levha olduğunda Erdoğan’ı dinlemelere doyamıyoruz.
Sağa dönüyor Necip Fazıl’ı, Said Nursi’yi sahipleniyor, sola dönüyor Nâzım Hikmet’i, Ahmet Kaya’yı anıyor.
Bir arada yaşama iradesinden, farklılıklara hoşgörüden dem vuruyor:
“Bizim hamurumuzda dışlamak, ötekileştirmek yok” diyor."
"Erdoğan nerede konuşacaksa, hangi uluslararası panele katılacaksa, kime kızacak, kime çıkışacaksa, bi zahmet önüne kuruversinler.
Biz karşımızda hep bir “prompter Başbakanı” görmek istiyoruz."