Uşak’tan çıkarak dünya pazarlarında söz sahibi olan bir işadamı Ahmet Sesli. Ekonomik gidişatı sevindirici buluyor. Ancak ona ait şu sözlerde de çok çarpıcı..
Abone olAhmet Sesli, Uşak’tan çıkarak dünya pazarlarında söz sahibi olan Sesli Battaniyeleri’nin altında imzası olan bir isim.
30 yılı aşan sanayici kimliği ile ülkedeki ekonomik zorlukları aşmanın ve insanlara iş verebilmenin yolunun yatırımlardan geçtiğini belirten Sesli, ekonomik gidişatı sevindirici buluyor. Ancak ona ait şu sözler işsizliğin geldiği boyutu da gözler önüne serer nitelikte: “Bilgisayar başında oturması gereken üniversite mezunu gençler bekçiliğe razı hale gelmiş. ‘Yeter ki iş olsun’ diyorlar. Bu, çok acı bir durum.”
Sesli, yukarıdaki sözleri tecrübelerinden hareketle sarf ettiğini vurguluyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu bir gencin kendilerine iş müracaatı yaptığını aktaran işadamı, “Ona uygun iş yoktu, sadece gece bekçiliği boştu. Buna da razı oldu ve işe başladı. Ancak üç ay sürdü, utandım ve onu işten çıkardım.” diyor.
Sesli, her yıl diplomalı işsizler ordusuna yeni isimlerin katıldığına işaret ediyor. Çözüm önerisi ise çok net: “Fabrika ile üniversiteyi evlendirmemiz şart. Mesleki eğitim yoksa diplomalı olmak fark etmiyor. Bizim fabrikada üniversite diplomasını gizleyerek, işçi olarak çalışan insanlar var.”
İşadamı Sesli, devletin sanayicilere daha fazla imkan tanımasını istiyor. Konuyla ilgili bir de önerisi var. Belirli sayıda işçi çalıştıran sanayicilere yeşil pasaport verilmesi gerektiği görüşünde. Böyle bir uygulamanın eleman istihdamını da teşvik edeceğini düşünüyor.
Battaniye üretiminde Türkiye’nin önde gelen markalarından olan Sesli ailesinin hikâyesi hayli ilginç. Aslen Nevşehirli olan ailenin sanayici olma serüveni bir alacak takibi ile başlıyor. Ahmet Sesli’nin babası Mehmet Sesli, Uşak’a ilk kez 1968’de gelmiş. Amacı, bir alacağını tahsil edebilmektir. Mehmet Bey alacağını nakit olarak tahsil edememiş. Onun yerine 1902 model bir iplik makinesini devralmış. Bu makine ile Kayseri yün halı ipi üretimine geçen baba Sesli, 1985’te battaniye üretimine başlamış. Aile de bu gelişme üzerine memleketlerini bırakıp Uşak’a yerleşmiş. Ahmet Sesli, babasının ardından 1973 yılında geldiği Uşak’tan bir daha ayrılmamış. 1987’de battaniye ihracatına başlayan Sesli Tekstil, 2000 yılında Güney Afrika’da bir battaniye fabrikası kurdu. Güney Afrika’nın kendileri için iyi bir pazar olduğunu belirten Ahmet Sesli, bu pazara doğrudan girebilmek için yatırımı oraya taşıdıklarını belirtiyor.
İşadamı Sesli, yatırımın önce insana yapılması gerektiği görüşünde. Bu açıdan gerek Sesli Tekstil’in, gerekse başında bulunduğu Seslim şirketinin bir okul gibi çalışmasını istiyor. Yetiştirdiği her elemanı ille de kendi fabrikasında çalıştırmak gibi bir beklentisi yok. Sesli’den yetişenlerin daha iyi bir iş bulmaları halinde gitmelerini teşvik ediyor ve ekliyor: “Paraysa kazandık. Yatırımsa yaptık. Beni insan yetiştirmek mutlu ediyor artık. Yetiştirdiklerimiz rakip firmalara bile gidebilir. Arkada bekleyen çok insan var.”
Sesli Tekstil’de yetişenlerin bir bölümü Güney Afrika’daki fabrikalara kalifiye eleman olarak gönderiliyor. 150 kişinin çalıştığı şirketin dışa açılma stratejisi, sıkıntılı dönemleri işçi çıkarmadan atlatabilmelerini sağlamış. İhracatçı firmaların artık her ülkede bir ofisleri olması gerektiğini belirtiyor işadamı Sesli. Gelişen pazarları iyi takip edebilmek için bunun şart olduğu görüşünde.
Sesli Tekstil bunun için Güney Afrika’ya açılmış. İşadamı, şimdiye kadar yetiştirdikleri 20 kişiyi Güney Afrika’ya gönderdiklerini belirterek, “Burada kalsalardı onlara çıkış vermek zorunda kalacaktım.” diyor. ve hemen arkasından sözü sanayideki teknik-ara eleman ihtiyacına getiriyor.
Fabrikaları teknik elemanların ayakta tuttuğu tespitini yapıyor ve meslek liselerinde yaşanan sıkıntıların vasıflı işçi açığını artırdığını dile getiriyo. Ekonomik gidişatı olumlu bulan Sesli, “Yeter ki eskiye dönüş olmasın. Eski hatalar tekrarlanmasın.” diyor. İşsizliği çözmenin zaman alacağının altını çiziyor ve sözü Avrupa Birliği’ne getiriyor. Ona göre 17 Aralık’taki AB liderler zirvesinde Türkiye’ye tarih veril-mesi ekonomide istikrar anlamına geliyor.
Damping kalkmazsa bin kişi işsiz kalacak
Uşak, Türkiye’de bir yılda üretilen toplam battaniyelerin yüzde 98’ini üretiyor. İç piyasa dışındaki en büyük ihracat pazarları ise Güney Afrika ve Irak. Ancak şimdi bu iki pazarda da sıkıntı yaşanıyor. Irak’taki savaş Uşaklı battaniyecileri sıkıntıya sokmuş. Türkiye’nin Güney Afrika’ya yıllık ihracatı 30 milyon dolar.
Bunun büyük bölümünü de Uşaklı battaniyeciler gerçekleştiriyor. Sadece Sesli Tekstil’in Güney Afrika’daki fabrikası Uşak’tan yılda 1 milyon battaniye ithal ediyor. Ahmet Sesli, son dönemde Güney Afrika’nın Türkiye’den yapılan ihracata damping uygulama gibi bir çalışması olduğunu söylüyor. İki ay önce uygulama başlamış; ancak iki ay ertelenmiş. Damping demek, Türkiye’nin ihraç ürünlerine vergi koyma anlamına geliyor.
Güney Afrika, dampingle ihraç edilen battaniyenin kilosuna iki dolar vergi koyma çabasında. İşadamı Sesli, bu durumun ihracata büyük darbe vuracağını belirterek, hükümetin olaya müdahale etmesini istiyor. Damping kalkmazsa Uşak’ta en az bin kişinin işsiz kalacağına dikkat çeken Sesli, sadece kendilerine ait 100 bin battaniyenin bu sebeple G. Afrika gümrüğünde beklediğini kaydediyor.
Zaman