En son 1998’de verilen, ancak 2002 yılında Danıştay tarafından iptal edilen ‘devlet sanatçılığı’ geri geliyor. Bu karar en çok yeni adayları sevindirdi
Abone olKültür ve Turizm Bakanlığı, unvanı mahkemece iptal edilen 89 sanatçıya, bir kereye mahsus olmak üzere ‘devlet sanatçılığı’ payesini tekrar vermeye hazırlanıyor. Sinema, tiyatro, müzik, opera ve heykel sanatçılarına verilen unvanın tekrar verilecek olması ya da kazanılmış hakların iadesi, küllenen büyük bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi. Unvanlarını yeniden almak için bir girişim başlatan tiyatrocu Tekin Akmansoy öncülüğünde bir grup sanatçı, geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile görüştü. Bu görüşmede Koç, kazanılmış haklarının geri verilmesi konusunda sanatçılara müjde verdi. Devletin kendilerini onurlandırdığını, sonra da kalplerini kırarak bu onuru geri aldığını söyleyen Akmansoy, “Ben zaten sanatçıyım. Bu hakkı bana halkım verdi. Ben devleten bir şey istemedim. Ancak devlet de bizi bu sıfatla onurlardırmak istedi. Sonra bir sanatçı arkadaşımız çıktı ve bu konuyu mahkemeye götürdü. Mahkeme de incelemeden iptal etti, incitildik.” dedi. Kültür Bakanlığı, 1998 yılında Tekin Akmansoy, Mehveş Emeç, Rengim Gökmen ve Şefika Kutluer’e devlet sanatçısı unvanını verdi. Ancak daha sonra, bu isimlere 85 kişi daha ilave edildi. Bu kadar çok isme bu unvanın verilmesi, o günlerde kamuoyunda uzun süre tartışıldı. Aralarında Sezen Aksu, Selim İleri, Fikret Otyam, Nilüfer, Gazanfer Özcan ve Müşfik Kenter gibi isimlerin de olduğu bazı sanatçılar, bu unvanı reddetti. Ressam Mehmet Güleryüz ise devlet sanatçılığının iptali için 2000 yılında mahkemeye başvurdu. Mahkeme, ‘Devlet Sanatçısı Olacak ve Bu Haktan Yararlanacaklar ile Bunların Nitelikleri ve Seçilmeleri Hakkında Yönetmelik’e dayanarak 89 sanatçıya verilen unvanı oybirliğiyle iptal etti. Devlet, 1971’den bu yana Kültür Bakanlığı’nın tavsiyesi, Cumhurbaşkanlığı’nın onayı ile Türkiye’yi dışarıda temsil eden kişilere ‘devlet sanatçılığı’ unvanı veriyor. Bu unvan, sanatçılara yurtdışı seyahatlerinde birtakım ayrıcalıklar sağlıyor. Maaşa bağlanan sanatçılar, 65 yaşında emekli olma hakkı kazanıyor. Bu sıfatı taşıyan sanatçılar ayrıca VIP salonlarını kullanabiliyor; devlet törenlerinde de protokolde ağırlanıyor. Kimler devlet sanatçısı olmuştu? Bugüne kadar 150 kişi “devlet sanatçısı” unvanı aldı. Ancak mahkeme, sadece 1998’de bu unvanı alan 89 ismin devlet sanatçılığını iptal etti. Unvanı iptal edilen sanatçıların bazıları şunlar: Emel Sayın, Muazzez Ersoy, Gönül Yazar, Nesrin Sipahi, Sezen Aksu, Orhan Gencebay, Okay Temiz, Çolpan İlhan, Jale Yılmabaşar, Müşfik Kenter, Fikret Hakan, İnci Çayırlı, Tekin Akmansoy, Mehveş Emeç, Ziya Taşkent, Zekai Tunca, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Gazanfer Özcan, Nejat Uygur, Sezen Cumhur Önal, Levent Kırca, Şener Şen, Semiha Berksoy, Selahattin İçli, İzzet Altınmeşe, Musa Eroğlu, Muazzez Abacı, Haldun Dormen, Münir Özkul, Ajda Pekkan, Recep Bilginer, Avni Anıl, Ahmet Özhan, Timur Selçuk, Semih Balcıoğlu, Ali Poyrazoğlu, Yusuf Nalkesen ve Özdemir Erdoğan. 1971’de verilmeye başlanan ‘devlet sanatçılığı’ unvanını ilk alan isim Adnan Saygun olmuştu. Ancak, bu unvanın Saygun’a verilip Cemal Reşit Rey’e verilmemesi, kamuoyunda bir hayli tartışılmıştı. Rey, bu tartışmalardan çok sonra 1981’de bu onura layık görülmüştü. 1998’e kadar Necil Kazım Akses, Ulvi Cemal Erkin, Nevid Kodallı, Yıldız Kenter, Leyla Gencer ve Müzeyyen Senar’ın da aralarında bulunduğu 70 kişi daha “devlet sanatçısı” oldu. Ancak bu unvanın verilmesinin ardından da birçok tartışma yaşandı. ‘Kim ve kimler sanatçıdır? Sanat nedir?’ konuları kamuoyunda çokça konuşuldu. Bakanlığın bu yeni kararı da her seferinde olduğu gibi yeni tartışmaları da beraberinde getireceğe benziyor. Mehmet Güleryüz: ‘Yine dava ederim’ “Devlet bir kereye mahsus diyerek bu unvanı vermeye kalkarsa yeniden hata yapar. ‘Devlet Sanatçılığı’ payesinin verilmesi yasalara aykırı. Dava niye açıldı neden kazanıldı, buna bakmak lazım; ama anladığım kadarıyla yeterince incelenmemiş demek. Ben kişilere de karşı değilim, sadece usulsüzlüğe karşı bir dava açtım ve kazandım. Eğer hiçbir düzenleme yapılmadan aynı yönetmeliğe bağlı olarak bu unvan verilirse ben de bu davayı devam ettiririm.” [SANATÇILAR NE DEDİ?] Mehveş Emeç - ‘Sanatın onuru korunmalı’ Onurlu sanatçılar olduğumuz için bize verilen bir hakkın geri alınması için mahkemeye gitmedik, karşı dava açmadık. Herkese bu unvanın verilmesini ben de yadırgadım, ama bunu hak edenler vardı. Bunlardan biri de bendim. Yurtiçi ve yurtdışında Türkiye’yi başarı ile temsil ettiğime inanıyorum. Sayın Atilla Koç’un ellerine sağlık. Bu paye bana verildiğinde ilk duyduğum onuru duyacağım, aynı heyecanı paylaşacağım. Kendilerine teşekkür ediyorum. Çok önemli bir karar. Ahmet Özhan - ‘Hak edene bu ödül verilmeli’ Bol keseden dağıtılan bu paye benim de zoruma gitmişti. Benim bu unvanı taşıyıp taşımamam önemli değil, ama hak edene verilsin. Ben kendi mesleğimde bunu hak etmiş olabilirim. Ama bir sürü de hak etmeyen var. Bence bu ödül verilirken iyi tartmak lazım. Bu ödülü alan kimse bunu hak ediyor mu, etmiyor mu? Ülkenin entelektüel yapısına bir katkıda bulunmuş mu, bulunmamış mı? Yozlaşmayı mı hızlandırmış yoksa ülke kültürüne yapıcı katkıda mı bulunmuş? Bütün bunlar ölçülsün, öyle verilsin. Herkese bu ödülün verilmesini ben de tasvip etmiyorum. Muazzez Ersoy - ‘Büyük onur duyarım’ Bir sanatçı olarak onurlandırılmak, ödüllendirilmek çok güzel bir duygu. Bu ödül elimizden alındığı zaman çok üzülmüştüm. Şimdi devlet büyüklerimiz, yeniden böyle bir girişimde bulunurlarsa bundan büyük onur duyarım. Kaynak : Zaman