BIST 9.636
DOLAR 34,66
EURO 36,36
ALTIN 2.931,32
HABER /  GÜNCEL

Unutturulmak istenen sorusu

Soru şu... 21 kişilik Yüksek Öğretim Kurulu, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun bilim hırsızlığı iddialarına sessiz kalacak mı?...

Abone ol YORUMSUZ... Günümüzün unutturulmak istenen sorusu: 21 kişilik YÖK Genel Kurulu, bilim hırsızlığı iddialarına sessiz kalmaya devam edecek mi?... Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun intihal dosyası İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, YÖK Başkanlığı’na, bir yıl kadar önce, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile ilgili aşağıdaki şikayeti yollamıştı. Ayrıca Alemdaroğlu ile ilgili olarak yapılan diğer şikayetler, suç duyuruları ve intihal dosyasının da birarada yayınlanmasının ilginizi çekeceğinizi düşündük. Tıpçılardan şikayet: Sayı: HUB-G-448-8738 23.07.2003 Konu: Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU. Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'na 06539 Bilkent/ANKARA İstanbul Tabip Odası iki yıldan beri kentimizdeki Tıp Fakültelerinden o yıl mezun olan genç hekimler için, ailelerinin ve hocalarının katılımı ile "Hekimliğe İlk Adım" adlı bir tören düzenlemektedir. Ekteki programda görüldüğü gibi, bu törenlerde İstiklal marşı ve saygı duruşunu müteakip İstanbul Tabip Odası, öğretim üyeleri ve genç hekimler adına konuşmalar yapılmakta, yeni mezun hekimlere etik kurallara ve mesleki geleneklere bağlılığı vurgulayan "Hekimlik Andı" okutulmakta ve Türk Tabipleri Birliği rozeti takılmaktadır. Üniversite mezuniyet şenliklerini izleyen gün yapılan bu törenlere, doğal olarak tıp fakülteleri bulunan üniversitelerin rektörleri, dekanlar ve tıp fakültesi öğretim üyeleri davet edilmektedir. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU iki yıldan beri, Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin bu törenlere katılmasını çeşitli yöntemlerle engellemeye çalışmaktadır. Geçen yıl öğretim üyeleri yanında yeni mezun hekimlerin katılımı da engellenmeye çalışılmış, ancak beklenen sonuç alınmadığı için bu yıl baskı başlıca öğretim üyelerine yöneltilmiştir. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Rektörlük tarafından Dekanlık, Başhekimlik, Bölüm Başkanlıkları ve Anabilim Dalı Başkanlıkları aracılığı ile öğretim üyelerine İstanbul Tabip Odası'nın düzenlediği bu törene katılmamalarının istendiği yolunda mesajlar iletilmiştir. Bilindiği gibi, Tabip Odaları yasa ile kurulmuş, kamu tüzel kişiliğine sahip meslek örgütleridir ve hekimlerin özlük hakları yanında sağlıkla ilgili her konuda kamu kurumlarıyla ilişki kurma ve işbirliği yapma hakkına sahiptir. Ayrıca, "Türk Tabipleri Birliği (TTB) Soruşturma ve Yargılama Yönetmeliği"ne göre; "TTB ve organlarının çalışmalarını aksatıcı tutum ve davranışlarda bulunmak" suçtur. (Madde 4 (b) ) İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU'nun yukarıda özetlenen tutumu konusunda, kurumlar arasındaki ilişkiyi yıpratmamak adına geçen yıl Oda'mızca herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. Ancak geçen süre içinde, burada zikretmeye gerek görmediğimiz çeşitli olaylarda ve nihayet bu yıl yapılan törende aynı tutumun sürdürüldüğü gözlenmiştir. Bir Rektörün üniversitelerin idari kurumlarını kullanarak, öğretim üyelerinin çalışma saatleri dışında, mensup oldukları meslek odasınca düzenlenen bir törene katılmamalarını talep etmesinin öğretim üyelerinin özel yaşamlarına müdahale, özgürlüklerini sınırlama anlamı taşıdığı, ayrıca bu fiilin İstanbul Tabip Odası'nın çalışmalarını engelleme girişimi olduğu düşüncesiyle, durumu değerlendirmelerinize ve gereği için takdirlerinize sunuyoruz. Saygılarımızla, Prof. Dr. Gençay GÜRSOY İstanbul Tabip Odası Başkanı Yönetim Kurulu Adına http://www.istabip.org.tr/guncel2/yok.asp 18.06.2004 “ÜLKEMİZ TARİHİ AYNI ZAMANDA ONURLU BİLİM İNSANLARININ TARİHİDİR VE BU ONURLU BİLİM İNSANLARININ TARİHİ İSE YAŞAMLARI BOYUNCA HER TÜRLÜ AKIL DIŞI, VİCDAN DIŞI BASKI ve GAYRİ AHLAKİ SALDIRILARI ONURLA GÖĞÜSLEME TARİHİDİR” “Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı ve Prof. Dr. Sermet Koç, bu ülkenin yüzakı iki değerli bilim insanı. Bilimin bağımsızlığını, hekimlik temel ilkelerini, insan haklarını koruyup, çoğaltan, adli tıp alanında ülkemizdeki ve dünyadaki olumlu birikimlerde pay sahibi, böyle bir bakış açısı ile bugüne kadar sayısız genç meslektaşına emek vermiş, bu emeği kendi tutumları ile de pekiştirmiş iki değerli hekim. Bu iki bilim insanı, başta tarafsızlık olmak üzere bir bilim insanının taşıması gereken tüm niteliklere sahip, uluslararası düzeyde tanınan iki bilim insanıdır. Bu nedenledir ki, kendilerine Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlıkları, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu üyeliği gibi görevlerinin yanısıra meslek örgütlerinin her düzeyindeki görevleri ile Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Mahkemesi, Türkiye İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı, İnsan Hakları Eğitimi 10 Yılı Ulusal Komitesi, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda bilirkişilik, İnsan Hakları Danışma Kurulu Komisyonları üyelikleri dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası birçok kuruluşta önemli görevler verilmiş ve verilmektedir. Bu iki insan meslek ve ülke tarihinde böyle onurlu bir yere sahip oldular. Öte yandan, sadece bilimin, hekimliğin, insanlığın gereği gösterdikleri çabaları için yaşamları boyunca değişik gerekçelerle çeşitli kesimlerin akıl ve vicdan dışı baskılarına maruz kaldılar. Pek çoğu kamuoyu tarafından da bilinen bugüne kadar ki baskılardan sonra, bugün bilimin bu onurlu iki insanının, halen yürütmekte oldukları Ana Bilim Dalı Başkanlıkları görevlerine İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nce akıldışı, vicdandışı, hukukdışı bir şekilde son verildi. Gerekçe olarak ise; bugün artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına da geçmiş olan, “Adli Tıp Kurumu’nun bağımsız olmadığı gerçeğine ve kurumda yaşananlara ilişkin basına demeç vermek” gösterildi. Özellikle mevcut AKP Hükümeti’nin bilimin bağımsızlığını yok eden, her düzeyde kadrolaşan uygulamaları bugün her açıdan herkes tarafından görülebilen bu gerçekliğe dönüşmüştür. Bu durumu yıllardır bizler söylüyor ve önlemeye çalışıyoruz. Adli Tıp Kurumu adli olaylarda kamu vicdanının tesisi için ülkedeki tüm yurttaşlar açısından son derece önemlidir. Bu konuda çaba göstermek bilim insanı olmanın bir tür önkoşulu, bilim dünyası olması gereken üniversite ortamlarının ise varlık sebebidir. Bu sebeple, İstanbul Üniversitesi’nin böyle bir gerekçe ile Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı ve Prof.Dr.Sermet Koç’un Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevlerini sonlandırmaları üniversite tarihine geçmiş büyük bir trajedidir. Hele de her iki meslektaşımızın İstanbul Tabip Odası Yönetim ve Onur Kurulu üyelikleri sırasında, Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu’nca İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’na “intihal” gerekçesi ile ceza verilmesinin karşılığı “böyle bir uygulama olmuştur” şeklinde ve kolaylıkla gözardı edilemeyecek bir iddianın olduğu bir durumunda olay çok daha kaygı verici bir hal almıştır. Öte yandan, bilindiği gibi uzun bir süredir AKP Hükümeti’nin sağlık ortamını daha da tahrip eden politikalarına karşı “Özlük haklarımız, iş güvencemiz, sağlık hakkı” temel taleplerimiz çerçevesinde sürdürdüğümüz ve toplumun geniş bir kesiminin sahiplendiği GöREVimizi yerine getiriyoruz. Bu çabalarımızın bir parçası olarak 22 Aralık 2003 tarihinde İstanbul Üniversitesi’nde, İstanbul Tabip Odamızca düzenlenmek istenen etkiliğimiz sebebiyle, yine İstanbul Üniversitesi’nce (o dönem İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri olan) Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya ayrı bir işlem olarak, maaştan kesme cezası verilmiştir. Başından beri söyleyegeldik. GöREV faaliyeti TTB Merkez Konsey’inin çağrısı ile başlamış ve Tabip Odalarımız ile birlikte sürdürülmektedir. İstanbul Üniversitesi’ndeki meslektaşlarımızın önemli bir bölümünün de sahiplendiği ve ülkemizin umuduna dönüşen bu faaliyet için verilen bu cezayı şiddetle reddediyoruz. Mesleğimizin ve meslek örgütümüzün onurlu üyeleri olan Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı ve Prof.Dr.Sermet Koç’un adli tıp hizmetlerinin bilimselliği ve özerkliği konusundaki bütün görüşlerini meslek örgütü olarak sahiplenmeye ve savunmaya devam edeceğiz. Dahası onurlu meslektaşlarımız ve bilim insanlarının önündeki her türlü engeli kaldırarak umudumuzu çoğaltacağız. Ve sadece ve sadece gerçeği söyledikleri için cezalandırılan meslektaşlarımızın görevlerine derhal iade edilmeleri için her düzeyde etkin bir faaliyet gerçekleştireceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.” TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ http://www.ttb.org.tr/data/haber/haziran04/ba_18.php Suç duyurusu: http://www.sabah.com.tr/2004/04/11/siy110.html ”İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve rektörü Kemal Alemdaroğlu hakkında yapılan suç duyurusuyla başladığı soruşturma sürerken, 5 Mart tarihinde YÖK'e yazı göndererek iddialarla ilgili inceleme yapılmasını istedi. Savcılık yazısı üzerine YÖK tarafından Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü hakkında başlatılan incelemede, ortaya atılan iddialarla mümkün olabildiğince ayrıntılı bilgi ve belge istendi. YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Aytekin Berkman ve kurul üyesi Nurettin Dilmaç'ın imzasıyla 15 Mart tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderilen yazıda, öğrencilerden alınan katkı paylarının miktarı, üniversiteye ait kantin ve sosyal tesislerin sözleşme örnekleri, Baltalimanı Sosyal Tesisleri'ne ait işletme kayıtları gibi bilgiler istendi.” intihal olayı “Alemdaroğlu, 1995’te 2 bilim adamıyla ‘Laparoskopik Cerrahi’ isimli bir kitap yazmıştı. Ancak söz konusu kitabın, 1992’de ABD’de yazılmış ‘Laparoskopide Yeni Metotlar’ isimli kitaptan aynen kopya edildiği ileri sürülmüştü. İddia, Türkiye sınırlarını aşarak uluslararası boyut kazandı. Virginia Üniversitesi bünyesindeki ‘İntihal Kaynakları Merkezi’ Alemdaroğlu’nu ‘intihalcilikle’ suçladı. Uluslararası Cerrahi Birliği de Alemdaroğlu’ndan açıklama istedi. Alemdaroğlu, alıntı yapma iznine sahip olduğunu iddia etti. Alemdaroğlu, alıntılarla ilgili dipnot kullanmayışının sebebini açıklamadı. Alemdaroğlu hakkındaki iddialar Türk Tabipler Birliği tarafından 2001’in Aralık ayında İstanbul Tabip Odası’na gönderildi. Ancak konuyla ilgili hiçbir işlem yapılmadı. 27–28 Nisan 2002’de İstanbul Tabip Odası Genel Kurulu’nda İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süha Göksel’in yerine Prof. Dr. Gencay Gürsoy oda başkanlığına seçildi. İddialar yeni yönetimin önüne geldi. Gürsoy, önceki yönetimin aksine iddiaların araştırılması için birkaç hafta içinde bilirkişi heyeti oluşturdu ve incelemeyi başlattı. Türkiye Tabipler Birliği Onur Kurulu, bilimsel hırsızlık (intihal) yaptığı gerekçesiyle Kemal Alemdaroğlu’na 2 ay ‘meslekten men’ cezası verdi. Alemdaroğlu’nun 2 ay boyunca cerrahlık yapma yetkisinin elinden alındığını Zaman, 23 Kasım 2003’te manşetten duyurdu.” http://www.zaman.com.tr/2003/11/29/haberler/h9.htm Virginia üniversitesinin eser hırsızlığı ana sayfasına aşağıdan ulaşılıyor: http://plagiarism.phys.virginia.edu/home.html Bu açıklamada ise yaşanan örnek olaylardan ilki Kemal Alemdaroğlu ile ilgili: “Because Tyco Corporation holds copyright to some of the data that I once presented here and because Tyco has told me not to present that data publicly, I can no longer post it on this site. As important as that data may be to some people, I cannot violate copyright laws to make it widely available. Instead, I suggest that interested readers obtain copies of the original work: Quilici, Philippe Jean, New Developments in Laparoscopy, (United States Surgical Corporation, USA, 1992) and compare them with copies of the subsequent work: Alemdaroglu, Kemal, M. Taskin, and B. Apaydin, Laproskopik Cerrahi, (I. U. Basimervi ve Film Merkezi, Instanbul, 1995). Regrets, Lou Bloomfield “ http://plagiarism.phys.virginia.edu/case1/case1fax1.html