Dünün edebi aşk mektupları bugün yerini şablon halindeki cep telefonu mesajlarına bıraktı.
Abone olAtatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serhan Alkan İspirli, dünün edebi aşk mektuplarının bugün yerini şablon halindeki cep telefonu mesajlarına bıraktığına dikkati çekti.
Tarihe mal olmuş birçok ünlü simanın yazdığı aşk mektuplarının günümüze kadar ulaştığını ve bu mektuplardaki duygu yoğunluğunun günümüz bile insanı etkilediğini kaydeden İspirli, ''Duygu yüklü aşk mektupları maalesef teknolojiye yenik düştü'' diye konuştu.
Kimi zaman ulakla, kimi zaman bir güvercin ile gönderilen tarihe mal olmuş aşk mektuplarının yaşadığı dönemlerdeki olaylara da ışık tutuğunu anlatan İspirli, ''Günümüz insanı artık maalesef dünyanın en yüce duygusu olan aşklarını çok basit cümlelerin yer aldığı şablon halindeki cep mesajlarıyla anlatmaya çalışıyor'' dedi.
Mektup yazma alışkanlığının giderek kaybolduğuna işaret eden İspirli, 3. kişilere aktarılabilmesinin mektubu basit bir iletişim aracı dışına taşıdığını; bir vesika özelliğine, hatta yazanı ve üslubuna göre de edebi bir metin kıymeti taşımasına neden olduğunu vurguladı.
DUYGU YÜKLÜ AŞK MEKTUPLARINA ÖRNEK
Kanuni Sultan Süleyman ile büyük aşk yaşayan Hürrem Sultan'ın, sevgilisine gönderdiği aşk mektuplarının duygu yüklü aşk mektuplara en iyi örneklerden birini oluşturduğunu kaydeden İspirli, mektuptaki şu ifadelere dikkat çekti:
''Canum Paresi Sultanum, öyle nam sahibi ki sabah rüzgarı gibi merhamet artırıp saçar, öyle selam ki gönül kapan şeker dudakların kavuşması gibi, öyle dualar ki aşıkların avazı gibi yanık, öyle övgüler ki melek görünüşlülerin giysileri gibi sonsuz, öyle kalp safiyetleri ki sanki safa nuruyla nurlanmış selvi boyluların yanakları gibi... Benim Yusuf yüzlüm, şeker sözlüm, latif, nazenin sultanım...''
İspirli, diğer aşk mektuplarına şu örnekleri verdi:
1. Abdulhamit'in Ruhşah'a mektubu: ''Ruhşahım Hamid sana kurban ola... Bu gece gel niyazımdır. Billahi sebebi illetim ve belki mevtim olursun. Ayağının altına yüzüm gözüm sürerek rica ederim. Kendimi zaptedemiyorum, billahilazim''
İbrahim Paşa'nın Kanuni'nin kardeşi olan eşi Hatice Sultan'a mektubu:
''Sadece ihlas ve birlikten doğan, anber gibi tahiyyat ve saf sevgi dolu teslimat, itlaf ve ihda kılındıktan sonra maruz-ı muhibbane budur ki, hale eğer yüksek lütfunuz gereğince bu ayrılık köşesinde giryan olan sevgilinizin halini soracak olursanız...''
Erzurumlu müteferrik İbrahim Hakkı'nın Firdevs Hanıma mektubu:
''İzzetli, hürmetli, muhabbetli, hakikatli, ademlikli,şefkatli, hatırlı, gönüllü, asıllı, usullü, akıllı, izanlı, hünerli, üsluplu, yakışıklı, güzel huylu, tatlı dilli, uzun boylu, ince belli hatunum
....''
Cemil Meriç'in Lamia Hanıma mektubu:
''İnsanları ikiye ayırıyorum. Seni tanıyanlar, seni tanımayanlar. Seni tanıyanları ikiye ayırıyorum. Anlayanlar, anlamayanlar. Seni tanımayanlara yabancıyım. Seni anlamayanlara düşman. Garip rüzgar esiyor başımda. Kavak yelleri desem değil, kasırga gibi, hortum gibi bir şey...''
Geothe'nin Konsets Augwete Stolberg'i mektubu:
''Ad koymadığım aziz kişiye: Değerlim sizi adlandırmak
istemiyorum. Dost, kardeş, sevgili, nişanlı, eş gibi adlar ya da bütün bu adların bileşimini içeren bir söz, yalın duygunun yanında ne anlam taşır ki...''
Napoleon Bonaparte'nin büyük aşkı Jasephine yazdığı mektupta, ''Bir tek günüm geçmedi yüreğimde senin sevgin olmadan, bir tek gecem olmadı seni kollarımda sarmalamadığım'' ifadelerini kullandığı anlatan İspirli, Einstein'in de büyük bir aşk duyduğu Milave'ya yazdığı
mektupta, ''Sen yanımda olmadığında sanki ben tam olarak kendimde değilmişim gibi geliyor bana'' ifadesini kullandığına dikkati çekti.
ŞİMDİKİ AŞK MESAJLARI
Günümüzde ise aşk mektuplarının yerlerini basit en fazla 2-3 cümleden oluşan cep mesajlarına bıraktığını kaydeden İspirli, bu mesajlardan şu örnekleri verdi:
''Bir yürek nelere yeterse, bir can canı ne kadar severse, bir damarda ne kadar kan geçerse, yaşam ölüme ne kadar değerse, sen de benim için o kadar değerlisin''
''Sen yağmur ol, ben bulut. Göklerde buluşalım. El ele verip dünyayı dolaşalım'' ''Seni gördüğüm gün aklım beni terk etti, gönlüm senin peşinden gitti''
''Gözlerini bir gül bahçesi sanan gönlüm o bahçenin bülbülü olmak için çırpınıyor''
''Hastalık aşk ateşi, ilacı senin gözlerin, doktor öyle söyledi'' ''Seni anlatmaya kalktım anlatacak kelime bulamadım. Senin güzelliğini ya ben anlatamıyorum ya sen anlatılmazsın''
''Sevmek seni seviyorum demek değil, seni seviyorum derken titremektir'' ''Beni öldüreceksen kalbimden vurma, çünkü orada sen varsın. Yoksa kendini öldürmüş olursun''
''Hayatta iki kör tanıyorum. Birisi senden başkasını görmeyen ben, ikincisi beni görmeyen sen''