Ünlü yönetmen AK Parti'yi yerin dibine soktu
Cannes’da iki filmi aynı anda gösterilen tek yönetmen olan Zeki Demirkubuz son aylarda yaşanılanlara ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.
Abone olÜnlü yönetmen Zeki Demirkubuz Cemaat-AK Parti savaşı için “Dün solculara, sağcılara ve Kürtler’e yapılan zulüm bugün Cemaat’e yapılıyor” dedi.
Demirkubuz, AK Parti için 'omurgasız' dedi ve Cemaatin AKP'den daha çok tabana sahip olduğunu söyledi.
Erdoğan için de 'nobran' yorumunda bulunan ünlü yönetmen, 'iktidarlarının bittiği, gücü kaybettikleri gün yok olurlar' dedi.
Cannes’da iki filmi aynı anda gösterilen tek yönetmen olan Zeki Demirkubuz, Rasih Yılmaz'a son aylarda yaşanılanlara ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Today's Zaman Gazetesinde yayınlanan röportajda Demirkubuz, “Türkiye’de gerçekler güce endekslidir” yorumunda bulundu.
İşte Zeki Demirkubuz'un açıklamalarından önemli bölümler;
CEMAATE ZULÜM YAPILIYOR “Bu ülkede dün solculara, sağcılara ve Kürtlere yapılan zulüm bugün Cemaate yapılıyor. İrfan ne kadar şüphedeyse cahil o kadar kendinden emin. Bütün bu yanlışları ve çelişkileri Cemaate yüklemezse kendisi ile yüzleşmek durumunda kalacaktı. 17 Aralık'a ‘hükümete operasyon' demese ne diyecek! ‘Ben yolsuzluk mu yaptım.' diyecek, ‘Soruşturulsun, adalet yerini bulsun mu' diyecek. Bunu diyemediği için Cemaati suçlayarak asıl meseleyi unutturma yolunu seçti.” |
CEMAATİN TABANI AKP'DEN BÜYÜK
AKP OMURGASIZ
Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün, Necmettin Erbakan'ı bırakıp gitmelerinin hükümetin cemaate ihaneti ile benzerlik içerdiğini aktaran Demirkubuz, “Bugün ayrılan vekillere ‘tuzluk, Cemaatçi' diyorlar ya Fazilet Partisi'nden kendileri de ayrılmıştılar ama çabuk unuttular bunu. AKP hükümeti bir konsensüs ile kuruldu. Başlangıçta en zayıf halka ise Recep Tayyip Erdoğan ve ekibiydi. Tabanı bile yoktu. Gezi'nin bu noktaya getirilmesi, toplumun bu kadar gerilmesi ve kutuplaştırılması, insanların öldürülmesi AKP'nin kendine taban yaratma operasyonuydu zaten. Bu ülkede Solcuların, Ülkücülerin, Cemaatin bir tabanı var ve bunlar konjektöre göre değişmeyen tabanlar. Hatta aidiyet duygusu üzerinden bakılırsa Cemaatin AKP'den daha büyük bir tabanı var. Çünkü AKP'nin tabanı tepeden inmedir, yapay ve sonradan olmadır. Çünkü AKP, ANAP gibi omurgasızdır, bir geleneğe dayanmaz. Milli Görüş'e bile ihanet etmiştir.”
GEZİ 100 SENE SONRA DA HATIRLANACAK
“Gezi ve 17 Aralık yolsuzluk Operasyonu sonrası yaşananlar 100 sene sonra da hatırlanacak. Bu, Türkiye tarihinin bir parçası artık. Onlar ise en fazla Gezi’de sokak arasında öldürdükleri Ali İsmail ve katlettikleri 6 genç ile hatırlanırlar. Hz. İsa’yı çarmıha geren muktedirleri, güçlüleri hatırlamıyor tarih. Ama Hz. İsa’yı hatırlıyor. Çarmıhın çivisini çakanlara ise yalnızca kötülük kavramı içinde, topluca yer veriliyor. Pişmanlık dilekçesini imzalamayanlar unutulmaya mahkumdur. Bu yüzden kolpa varoluşlara yönelip kendilerini buradan ifade edenler, iktidarlarının bittiği, gücü kaybettikleri gün yok olurlar!”
AK PARTİ HÜKÜMETİ
Demokrasi, yeni anayasa ve özgürlük vaadiyle geldiler ama benim gibi insanların bile ‘evet’ oyu verdiği 2010 Referandumu’nu istismar ettiler, söz verdikleri şeyler için değil güç ve çıkar ilişkileri için kullandılar, hukuksuzluğa yöneldiler.
ERDOĞAN NOBRAN
“Adalet duygusu coğrafyalara, koşullara göre değişmez. İnsanların ulusalcı, Kemalist, komünist, ülkücü, cemaatçi vs. olmasının önemi bir yere kadardır. Gezi, Recep Tayyip Erdoğan’ın; insanları aşağılayan, nobran, ‘istediğimi yaparım’ tavrının karşılığıdır. Bunu adı siyaset değil… Hayattaki prensip şu olmalı: Ölümün değeri yarattığı korkuyla değil, hatırlattığı insanlık bilinciyle ölçülür.
UTANMA DUYGUM SON OLANLARA YETMİYOR
“Mesela Recep Tayyip Erdoğan'da şiir okudu diye hapse girmedi mi? O dönemde (28 Şubat 1997) MGK ve asker vesayeti vardı. Peki, 28 Şubat'ta MGK'ya göre 1'inci ve 2'inci tehdit unsuru neydi; irtica ve bölücülük. Bugün 2014'de gelinen nokta ne? Tırnak içerisinde söylüyorum, 28 Şubat'ın MGK'sının 1. tehdit olarak gördüğü irticası, 2014'te şuanda iktidarda ve irtica yine 1'inci tehdit. Ve o günün yine tırnak içinde söylüyorum bölücüleri bu gün ülkenin 1'inci sınıf vatandaşı! Nasıl oldu bu çelişki peki? 17 Aralık 2013 Yolsuzluk Operasyonu'nun arkasından ve başka bir bakış açısıyla. Gerçekler bu kadar göreceli, güce endeksli ve gündelik olursa gerçek değil ancak yalama olur. Bunları üst üste topladığınız zaman benim bir vatandaş olarak aklım ve utanma duygum, son siyasal gelişmelere artık yetmiyor. Artık olup bitenden, bir akıl aramaktan vazgeçmeye başladım. İnsan normalde önüne gelen meselelere karşı akıl geliştirir, bunları akli hale getirmeye çalışır. Artık bunun yerini akıl dışılık almaya başladı. Bu eskiden de böyleydi ama gidişat bir daha geri dönülmesi güç bir sınıra varıyor.”