Ayşe Arman, ilk mastürbasyonunu anlattığı yazısını yayınlarken yaşadığı ürkekliği ve tedirginliği de kaleme aldı...
Abone olGazeteciler.com'un haberine göre Arman'ın bugünkü yazısı "Terbiyesiz kadın! Nasıl yazıyor bunları!" diyebileceğiniz bir yazı...
Ayşe Arman da tepkilere hazırlıklı zaten...
Korkmuş yayınlanmasından...
Bir mecmuada çıkıp da okurdan olumlu tepki alınca gaza gelmiş.
Bugünkü köşesine ilk mastürbasyon deneyimini anlattığı o yazıyı koymuş.
BOYUMUN ÖLÇÜSÜNÜ ALIRIM
Yazının anonsunda "ürkerek bu yazıyı Hürriyet'teki köşesine" aldığını söylüyor. "Gelen tepkilerden boyumun ölçüsünü alırım" dedikten sonra da bir itirafta bulunuyor:
"Ben bazı şeyleri yazıp insanları şaşırtmaktan, 'Terbiyesiz kadın! Nasıl yazıyor bunları' " dedirtmekten halâ hoşlanıyorum.
İşte bu da öyle bir yazı."
İLK MASTÜRBASYONU
Arman'ın "ar sınırını" aşan nasıl bir yazı kaleme aldığını merak edenlere kısa bir özet aktaralım...
İçerik tahmin edeceğiniz gibi seks, cinsellik üzerine...
Kadınların mastürbasyon yapmasını, bunun gerekli olduğunu yazmış... Sonra da kendi mastürbasyon deneyimini paylaşmış:
"Mastürbasyon müthiş bir özgürlük duygusu aslında. Bizim özgürlüğümüz.
Kimsenin içine girmediği gezegenimiz, planetimiz. O gezegenin "Küçük Prenses"i biziz, kendi gezegenimizde istediğimizi düşünürüz, istediğimizi hayal ederiz, kendimizi bir zevk denizinden diğerine atarız.
Ve sonuçta rahatlarız."
İLK DENEYİM
Yazının bu bölümünde yakın kız arkadaşım Selin'e teşekkürü borç bilirim.
Orta 1 filandık, bir gün bana, "Sen hiç kendine dokunuyor musun?" dedi.
Salak olduğum için anlamadım tabii, "Nasıl yani?" dedim.
"Orana dokunuyor musun?"
"Yooo!" dedim. "Hiç yapmadım."
"Ne oluyor ki?"
"Bir hoş oluyorsun!" dedi.
"Nasıl yani hoş oluyorsun?"
"Yüksek bir merdivene tırmanıyorsun sanki... Tırmanıyorsun, tırmanıyorsun... Kalbin küt küt atıyor... Birden, o da ne... Merdivenin en tepesine geliyorsun... Son basamağa ulaşmış olmanın verdiği rahatlama ve huzur... Ve sonra o merdivenlerin tepesinden, kendini derin sulara atıyorsun... Bütün bedenin ürperiyor... Müthiş bir gevşeme hissediyorsun..."
"İyiymiş valla, nasıl yapacağım?"
Derin bir iç çekti, "Bir yer var, orayı bulman ve dokunman gerekiyor, 51 kere!"
Yaşasın! Sonunda biri, sihirli rakamı söylemişti.
Denedim ama hiçbir şey olmadı.
Arkadaşıma telefon açtım, "Baksana bir şey olmadı. Kalbim de hızlı atmadı, zevk mevk de almadım, merdivenin en tepesinde oturup oh da demedim. Oradan derin sulara da düşmedim..."
"Sen hiçbir şey düşünme, devam et!" dedi.
Ve bir gün...
Arkadaşımın ne demek istediğini anladım.
O gün bugündür, bir kadının kendi bedenine dokunması benim için kutsal.
Bedenini tanımayanın, seksten zevk alabilmesi mümkün değil.
Partnerden saklanacak bir şey de değil. Dünyanın en güzel şeyini niye gizleyelim?