Atatürkçülük konusunda uzman isimlerden Prof. Heath Lowry'nin bu sözleri Atatürkçüleri kızdıracak...
Abone olPrinceton Üniversitesi Atatürk ve Osmanlı Kürsü'sü Başkanı Prof.Heath Lowry, artarak devam eden 'Atatürk ve Atatürkçülük' tartışmalarıyla ilgili ilginç saptamalarda bulundu.
"Atatürkçülük doktrinini menfaatleri gereği yanındakiler yarattı"
"Atatürk'ün vefatından sonra etrafındaki kadrolar kendilerini korumak ve siyasi geleceklerini garanti almak için Atatürk isimine sarıldı. İnönü, Bayar ve diğerleri halkın karşısında Atatürk yarışına girdi. Çünkü başka şansları yoktu. İtibarlarını devam ettirmek için dogmatik bir Atatürkçülük doktrini yarattılar."
Vatan gazetesinin haberine göre Lowry, Osmanlı'nın bilinmeyenleri, Atatürkçülük ve Ermeni soykırımı meselesiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı.
"Muhalifleri bile ona inandı"
"Milli mücadeleye katılıp, Atatürk'le fikir ayrılığı yaşayanlar bile onu kurtarıcı olarak görüyordu. Savaşın sonunda kazanılan başarıyı kimse beklemiyordu. Atatürk karizmasıyla yabancıları da etkileyen biri. Kesin olan birşey var ki, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en büyük mimarı Atatürk."
"Çanakkale en önemli dönüm noktası"
"Balkan harbi, Trablus, Birinci Dünya Savaşı'yla geçen yıkım sürecinde Türkler'i ayakta tutan, tek yer Çanakkale. Bir dönüm noktası. Çanakkale Savaşı kazanılmasa bugün, bu topraklarda Türkiye ve Türkler'den söz ediyor olmazdık. Savaşın en önemli kahramanı Mustafa Kemal."
"Modernleşme hareketi yüzde 50 başarılı"
"Mustafa Kemal'in 1926 sonrası kararları daha radikal. Ancak bu durum onun karakteriyle de ilgili. Atatürk, parlamentoyu kurarak kafasındaki modelin demokrasi olduğunu gösterdi. Savaşı kazanmış, halkın kahramanı olmuş, her gücü elinde bulunduran bir Mustafa Kemal parlamenter sistemi kaldırıp, saltanatını ilan etmedi. Toplumun biranda çoğulcu parlamenter sisteme geçmesini beklemek hayalcilik olurdu. Türkler'in bu konuda altyapısı yoktu. Atatürk önce altyapıyı oluşturmak istedi. Aslında model şuydu: Genç nesiller yetiştirip Anadolu'ya yollanacak; Bu genç, yetişmiş nesil halka model olacak ve Türkiye'de modernleşme hareketi başlayacaktı. Bu proje yüzde 50 oranında başarılı oldu."
"Tek mağdur Karabekir"
"Nuri Conker, Gazi'nin çok yakın arkadaşıydı. Fahrettin Altay Paşa'yla sıkı bir dostlukları vardı. Saatlerce sohbet ettiklerini bizzat Altay Paşa'dan dinlemiştim. Mareşal Çakmak muhafazakar biri olsa da Atatürk'ün yanında yer aldı. Mağdur olmuş biri varsa, bu gerçek anlamda Kazım Karabekir'dir."
"En büyük tutkusu bilgiydi"
"En büyük hobisi toprakla uğraşmak. Atatürk'ün kitap okuma alışkanlığı bvir tutkuya dönüştü. Okuduğu tüm kitaplardan not tutup, yararlanıyordu. Bilgiye aşık bir adamdı Atatürk..."
"Selanik'i alabilirdi"
"Mustafa Kemal, bir karar verdi. Yeni Cumhuriyet asla geriye dönüp bakmayacaktı. İstiklal Savaşı ve Yunanistan ile olan husumeti bitirmek istedi. Atatürk isteseydi, orduyu Selanik'e kadar yürütüp, dağılmış Yunan ordusu karşısında doğduğu toprakları alırdı. Ancak yapmadı. Akıllı ve barışçı davrandı."
"Kanuni haremden çıkmayan biri gibi gösteriliyor"
"Muhteşem Yüzyıl dizisini beğeniyorum. Tarihi roman özelliği taşıyor. Ancak dizideki Süleyman haremden çıkmayan biri gibi gösteriliyor. Kanuni 44 yıl tahtta kaldı. 42 yıl sefere çıktı. Sefere çıktığında yılın 6 ayında İstanbul dışındaydı."
"Osmanlı'nın altın çağı Fatih dönemidir"
"Şayet bir zaman makinem olsa Fatih Sultan Mehmet dönemine giderdim. Osmanlı'nın altın çağı Kanuni değil, Fatih dönemidir. Fatih'in yüzü batıya dönük, ondan sonraki Osmanlı kapalı bir topluma dönüştü."
"Birkaç yıl daha yaşasa Avrupa diye bir şey kalmazdı"
"Osmanlı ve Avrupa tarihinin asıl dönüm noktası 1480'de Otronto'ya yapılan çıkarmadır. Fatih Sultan Mehmet, güçsüz İtalya üzeriden Avrupa'ya yürümek istedi. Ölümü projeyi sekteye uğrattı. Şayet Fatih, birkaç yıl daha yaşamış olsa, Avrupa diye bir şey kalmazdı."
"Yavuz'un stratejik hatası"
"Osmanlı'nın fetihten gayesi vergi toplamaktı vergisini ödeyene dokunulmazdı. 1516'da Yavuz Sultan Selim, Arap yarımadası yerine batıya yönelmiş olsa, Kanuni Viyana İspanya kapılarına dayanmış olurdu."
"Mevcut belgeler ışığında soykırım yoktur"
"Bu konuda şeffaf olmak, arşivleri açmak çok önemli. Türkiye nihayet bunu başardı. 1979'dan sonra ASALA terörü ortaya çıktığında Türkler şaşkın vaziyetteydi. Türkiye'deki insanların büyük kısmı ASALA terörünün ne olduğundan habersizdi. Rahatlıkla diyebilirim ki, soykırım iddiaları mevcut belgeler ışığında yoktur."