2010 yılının en zenginler listesinin zirvesinde yer alan Çukurova Grubu sahibi Mehmet Emin Karamehmet hakkındaki bu iddia kan donduran türden.
Abone ol2010 yılının en zenginler listesinin zirvesinde yer alan Çukurova Grubu sahibi Mehmet Emin Karamehmet hakkındaki bu iddia kan donduran türden. Wikileaks belgelerinde adı geçen Karamehmet, ABD büyükelçiliğinin kara listesine girdi.
Uyarı ise son derece ciddi: Ölüm tehditleriyle iş yapıyor, onunla sakın ortak olmayın.
O,Türkiye'nin en zengin adamı. Forbes dergisinin 2010 En Zengin 100 Türk Araştırması'na göre, dört milyar doları bulan kişisel servetiyle listenin tepesinde. Dünya sıralamasında ise 268'inci geliyor. 1944 Tarsus doğumlu. Elli yaşındayken kurduğu Turkcell, bugün Türkiye'nin en büyük cep telefonu operatörü ve New York Menkul Kıymetler Borsası'na kote. Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığı Çukurova Holding, Turkcell'in yanı sıra Show TV, Akşam Gazetesi, Digitürk, Superonline, Sky Türk, Lig TV, Alem FM, KVK, BMC, Baytur İnşaat ve farklı sektörlerde iş yapan daha nice şirketin sahibi.
ENERJİ İHALELERİYLE ADINI DUYURDU
Karamehmet'in adı 2010 yılı boyunca enerji dağıtım ihaleleriyle duyuldu. Karamehmet ile Mehmet Kazancı'nın eşit ortaklar oldukları MMEKA, elektrik ve doğal gaz dağıtım özelleştirmelerinde yaklaşık sekiz milyar dolarlık teklif verdi ve birçok ihalede rakiplerine üstünlük sağladı. Ancak şimdi bu ortaklığın çatırdamaya başladığı anlaşılıyor. Nitekim MMEKA, geçen hafta, ihalesini kazandığı Başkent Doğalgaz için ödemesi gereken 1.2 milyar doları zamanında yatırmayıp, ihalenin iptaline yol açtı; böylece ödediği 92.5 milyon dolarlık teminatı da yakmış oldu. Kamu ve özel sektör bankalarının MMEKA'ya kredi vermekten geri durmasında, ortaklar arasındaki ihtilafın neden olduğu güvensizlik ortamı rol oynadı.
İHALE ÇIKMAZI
Şimdi bu güvensizliğin, MMEKA'nın kazandığı Boğaziçi Elektrik Dağıtım ve İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş'NİN (AYEDAŞ) özelleştirme ihalelerinde de sorun oluşturması mümkün. Nitekim Enerji Bakanı Taner Yıldız, 1.2 milyar doları ödeyemeyen bir yapının, söz konusu elektrik ihaleleri için gerekli 5 milyar doları da ödeyememe ihtimali üzerinde durarak, "Süre uzatımı verilmeyecektir diye düşünüyorum" dedi. Bu da ödeme süresi 30 mayısta doğan ihalelerde, ikinci sırada teklif verenlerin şans elde edebileceği anlamına geliyor.
Öte yandan, Radikal gazetesinden Neşe Karanfil geçen hafta önemli bir habere imza atarak, Başkent Gaz için verilen son ödeme süresinden bir hafta önce Karamehmet'e, 2002'de el konulan Pamukbank dolayısıyla 1 milyar lirayı bulan vergi cezasının tebliğ edildiğini ortaya çıkardı. Tebliğin ardından hesapları bloke olan Karamehmet'in af paketinden yararlanmak üzere başvurduğu anlaşıldı. Ardından, iki gün önce Karamehmet'e yönelik bir başka cezai işlemden haberdar olduk. Çukurova Holding'in vergi dairesine olan borçları nedeniyle, grubun lokomotif şirketi Turkcell'e 1 milyar 250 milyon TL'lik haciz tebligatı yapılmıştı.
EN SAYGIN İŞADAMI DEĞİL
"Türkiye'nin en zengin adamı," iş sicili açısından "Türkiye'nin en saygın adamı" değil velhasıl; dahası "Türkiye'nin en rahat adamı" da değil. Malûm, Karamehmet'in bankası Pamukbank, 1982'de mali durumu kötü olduğu için Hazine tarafından gözetime alındı. Sonra, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 2002'de bankaya el koydu. Çukurova Grubu karşı dava açtı ve Danıştay'dan iade kararı çıkardı. Bunun üzerine, tasfiyeye giden banka konusunda Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu (TMSF) uzlaşma yolunu seçti. Pamukbank fona alındı. TMSF, Pamukbank ve iştiraklerinin aktifindeki Yapı Kredi hisselerini de devraldı. Ve Karamehmet iki bankasını birden kaybetti.
BANKACILIK SERÜVENİ DE LEKELİ
Ama iş orada bitmedi. Henüz, Karamehmet'in "bankacılık serüveni" açısından temiz bir sayfa açılmış değil. 2010'da İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Karamehmet, bankanın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığı dönemde Pamukbank'tan kullandırılan bazı kredilere ilişkin olarak "zimmet" suçundan 11 yıl 8 ay hapis ve 471 milyon 950 bin 66 lira adlî para cezasına mahkûm oldu. Mahkeme, toplam 188 milyon 788 bin 26 liranın, banka kaynaklarından yoğun suç işleme kastı içerisinde geri dönmeyeceği bilinerek kullandırıldığına hükmetti ve bu eylemin "zimmet" suçunu oluşturduğuna, bu suçun da dolambaçlı ve hileli yollarla işlendiğine karar verdi.
Suçun sürekliliği, tehlikenin ağırlığı, zarar miktarının büyüklüğü ve kastın yoğunluğu gibi kriterleri göz önüne alan mahkeme, Karamehmet'i önce 18 yıl hapis cezasını çarptırdı; sonra suçu zincirleme işlediği için cezayı 21 yıla çıkardı; ardından zararın ödenmiş olması nedeniyle 14 yıla; sanığın sabıkasız oluşunu ve mahkemeye saygılı davrandığını da gözeterek de 11 yıl 8 aya düşürdü. Bu davanın dosyası halen Yargıtay'da bekliyor.
"WikiLeaks Türkiye Belgeleri" arasında, ABD'nin, 2002-2010 döneminde, Karamehmet'in bütün bu maceralarını yakından takip ettiğini ortaya koyan çok sayıda gizli yazışma mevcut. Bu yazışmaların büyük bölümü, Pamukbank ve Yapı Kredi'de yaşananların analizini içeriyor ve siyasi tavır olarak da, BDDK'nın ve TMSF'nin Karamehmet'e taviz vermemesi, bankacılık reformuna halel getirecek uzlaşmalara girmemesi, siyasi iktidarın bu konuya müdahil olmaması yönündeki uyarıları öne çıkarıyor.