NTV'nin sevilen programlarından Tadı Damağımda'nın ünlü yüzü Vedat Milor Ayşe Arman'a çocukluğunu anlattı
Abone olYemek ve şarap uzmanı Vedat Milor, neden mutsuz bir çocukluk geçirdiğini, üvey babasının kendisini hangi sebeple yeğeni olarak tanıttığını ve hayatının diğer ayrıntılarını tüm samimiyetiyle Hürriyet'in Pazar ekinde Ayşe Arman'a, anlattı.
Büyük ilgi gören Milliyet'teki yazıları ve özellikle NTV'de yaptığı programla çoğu insanın takip ettiği Milor, çocukluğunun hüzünlü geçtiğini, kendisini babannesi ve dedesinin büyüttüğünü söyledi.
"MUTSUZ BİR ÇOCUKLUK GEÇİRDİM"
Annesi ve babası 5 yaşında boşanan yemek uzmanı, kendisini babannesinin büyütme sebebini şöyle anlattı; "Annemle babam, ben 5 yaşındayken boşanıyor. Babam, kadınları fazla seven biri. Sorun bu. Sonradan da zaten bir tiyatro sanatçısıyla evleniyor. Annem o zaman 26 yaşında, depresyona giriyor. Duygusal olarak bana bakabilecek durumda değil. E babam da Gül Gülgün Hanım'la yaşıyor. Ben ortada kalıyorum: Beni büyüten babaannem."
Babannesi ve dedesini kaybedince Galatasaray'da yatılı okudumaya başlayan Milor, 16 yaşında babası ve Gül Gülgün Hanım'la yaşamaya başladı. Annesi ise kendisinden genç bir üsteğmen ile evlendi. Annesinin çok aşık olduğunu ama mutlu olup olmadığnı hiçbir zaman bilemediğini anlatan yemek uzmanı, eşinin işi dolayısıyla devamlı Anadolu'da dolaştığını ve sonuç olarak annesinin yine ortalıklarda olmadığını tüm samimiyetiyle anlattı.
"ÜVEY BABAM BENİ MESUT YILMAZ'A YEĞENİM DİYE TANITTI"
Milor, söyleşide annesini çok sevdiğini ve onu özlediğini verdiği cevaplarla açıkça hissettiriyor. Fakat üvey babasının politikaya atıldıktan sonra çocuğu olduğunu kimsenin bilmesini istememesi, Milor'un Türkiye'den kaçma sebeplerinden biri. Anne-oğul hikayesinin sonunun mutlu olup olmadığını ise şu sözlerle anlatıyor:
"Annem hiçbir zaman mutlu olamadı, çünkü istediği aileyi kuramadı. Bunları anlatmam ne kadar doğru bilemiyorum ama üvey babam, politikaya atıldıktan sonra, annemin bir çocuğunun olduğunun bile bilinmesini istemedi. Beni Mesut Yılmaz'a 'annemin yeğeni' olarak takdim etti. Bu da beni çok yaraladı. Belki de yurtdışına kaçma nedenlerimden biri budur."
Annesinin üvey babasına aşkını kabullenen Milor, "Sonuçta annemdi. Ne yapabilirim ki? Ve üvey babama aşıktı, çok aşık. Bir şey yapamıyordu, çaresiz kalıyordu. Hesaplaşamazdım çünkü o hesaplaşma annemi üzerdi, bunalıma sokardı. O yüzden hiçbir zaman tam bir hesaplaşma olamadı. Çocukluğumun en mutlu anları, ping pongda iyi oynayıp kazandığım zamanlar, bir de annemle birlikte yemek yediğimiz zamanlar. Ama tabii şimdi her şey geride kaldı, artık hayatta değil?" sözleriyle anlatıyor.