Her yıl milyonlarca genç üniversite kapılarında şans arıyor. Ancak pek azı bu şansı yakalayabiliyor. Rektörlere göre bu durum planlama hatasından kaynaklanıyor.
Abone olBuna öğretim görevlisi eksiği de eklenince üniversite kapısındaki yığınlara her yıl yenileri ekleniyor. Yükseköğrenime olan talep her geçen gün artıyor. Liseyi bitiren gençler neredeyse 'üniversiteye kapağı atana kadar' ÖSS'ye girmeye devam ediyor. 2004 yılında ÖSS'ye giren adayların yüzde 41'i son sınıf öğrencisi, yüzde 40.7'si ise daha önce sınava girip, kazanamayanlardan oluştu. Sadece sınavı kazanamayanlar değil, kazanıp bir lisans programına yerleşenler de okudukları bölümü beğenmeyip ÖSS'ye tekrar tekrar giriyor. Dolayısıyla üniversitelerin boş kontenjanlarının beşte birini de yine sistemin içindeki öğrenciler dolduruyor. Sistem, çıkanların defalarca geri döndüğü, asla boşaltılması mümkün olmayan bir havuzu andırıyor. Ve kapıdaki yığılma başa çıkılmaz bir hal alıyor. Üniversiteler de sınırlı kontenjanları ile bu talebi karşılayamıyor. ÖSYM ANKETİ ÖSYM'nin 2002 yılı aday anketine göre ailenin gelir durumu başarı oranını etkiliyor. Buna göre: Dersaneye burslu gidenler ile 4 milyar ve üzeri ücret ödeyenler en başarılı grup Anne-babası okur yazar olmayan öğrenciler en başarısız grup Çok çocuklu ailelerde üniversite sınavını kazanma oranı düşük Dersaneye gitme sıklığı değil ödenen ücret başarıda etkili oluyor Aileler çocuklarının üniversitede okuması için her türlü fedakarlığa katlanıyor. Ama mali durumları tercihlerin devlet üniversiteleri ile sınırlı kalmasına neden oluyor. Yığılma sınırlı sayıdaki devlet üniversitelerinde oluyor. Türkiye'de 24 vakıf üniversitesinde yaklaşık 50 bin öğrenci okurken, devlet üniversitelerinde bu sayı bir milyon 800 bini buluyor. Diğer yandan taleğ daha çok büyük şehirlere akıyor. Burada da eğitim kalitesi önemli bir yer tutuyor. TED'den eğitim araştırması TED, 13 ilde lise son sınıf öğrencileri, lise mezunları, üniversite öğrencileri ile aileler ve öğretmenler arasında bir araştırma yaptı. Ortaya 314 sayfalık bir kitap çıktı. Yapılan anketlerde, sistemin ÖSS'ye odaklandığı ortaöğretimin işlevinin üniversite girebilmek için diploma veren bir kurum haline dönüştüğü sonucuna varıldı. TED araştırmasına göre ÖSS'ye hazırlık sisteminin topluma maliyeti şöyle: Son 15 yılda 34. 5 milyar dolar 2004 yılında 11.7 katrilyon lira Öğrenci başına 2 milyar 305 milyon lira Oysa sınavı kazanabilmek için son 15 yılda dershane ve özel ders harcanan kaynak ile 69 üniversite açılabilir, 241 bin 500 kişilik yükseköğretim kapasitesi yaratılabilirdi. Ve yapılan bu harcamaların karşılığında geçtiğimiz yıl sınava giren 1 milyon 902 bin 132 öğrenciden, yüksek öğretim sistemine yeni kayıt yaptıranların sayısı 86 binde kaldı. Üniversiteyi bitiren her üç gençten birinin de işsiz olduğunu ortaya koyan araştırma, sarf edilen çaba ve yapılan harcamaların karşılığının alınamadığını gözler önüne serdi. Sistemin bu şekilde devam etmesi halinde 2011 yılında 2.5 milyon, 2023 yılında ise 6 milyon genç üniversite kapısında yığılacak. Haber: Dicle Eren Kaynak: CNNTÜRK