Üniversite sıralarından rock müziğin zirvesine
“Acil Servis için çıta kırıldı, gökyüzünde uçuyor…” Bu sözler, 22 yıllık bir geçmişe sahip Acil Servis’in çiçeği burnunda gitaristi Cem Yalçınkaya’ya ait.
Abone olİNTERNET HABER - ÖZEL İÇERİK - Efe SÖNMEZ
Rock müzik camiasında önemli bir yere sahip olan Acil Servis, Türkiye ve dünyadaki rock müzikten, bu camiada kalıcı olmaya kadar birçok konuda Efe Sönmez'in sorularını cevaplandırdı.
“Acil Servis için çıta kırıldı, gökyüzünde uçuyor…” Bu sözler, 22 yıllık bir geçmişe sahip Acil Servis’in çiçeği burnunda gitaristi Cem Yalçınkaya’ya ait. Acil Servis, bugünkü anlamda rock müziğin Türkiye’de yavaş yavaş gelişmeye başladığı 90’ların ilk yarısında, 1992’de kuruldu. Gruba, Çetin Güney ve Orhan Yolsal öncülük etti. O tarihlerde rock müzik yapmak için pek de gönüllü olmayan Ertan Kızıltan’ı gruba gelmeye ikna etmeye çalışan iki ‘kafadar’, çareyi Kızıltan’ın çocukluk arkadaşı, grubun davulcusu Soner Doğanca’yı Acil Servis kadrosuna dahil etmekte buldu.
Grubun vokalisti Ertan Kızıltan, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’ndan, gitarist Orhan Yolsal ile eski gitarist Emre Karabulut da İÜ İktisat Fakültesi’nden mezun. Yaklaşık 1 yıl önce Emre Karabulut’un yerine Cem Yalçınkaya gruba dahil oldu. Grup şu an Ertan Kızıltan, Orhan Yolsal, Çetin Güney, Soner Doğanca ve Cem Yalçınkaya’dan oluşuyor. Acil Servis, Kadıköy’de her hafta düzenli olarak sahne aldıkları barın kulisinde, Türkiye rock’ının gelişiminden, müziğin toplumsal yönüne kadar birçok konuda sorularımızı cevaplandırdı.
İlk sahne deneyiminizi anlatır mısınız? Neler hissediyordunuz?
Ertan Kızıltan: Sahneye ilk çıktığımız zaman çok feci heyecanımız vardı. Bütün dünyayı bir sis perdesi olarak görüyordum. Acayip bir duyguydu. Hiç durmadan tuvaletim geliyordu. Gidiyorsun ama tuvaletin yok aslında… İlk defa Beyoğlu’nda 1993 yılında çalacağımız zaman beste ve cover olarak repertuvarımızda 15 şarkı vardı. Gidip görüştüğümüzde, neler çaldığımızı sordular. Led Zepplin, Lynyrd Skynyrd çalıyoruz dedim. Saydım aklıma gelenleri. Aslında Lynyrd Skynyrd çalmıyorduk. Orada çalıyorlardı, ben de onun için söylemiştim. Nasıl olsa repertuvar hazırlıyoruz ya, Lining skinner da çalarız diye düşündüm. Ama enteresandır biz 20 yıldır hiç Lynyrd Skynyrd çalmadık. Yalanla adamları kandırdım, “Vay Lynyrd Skynyrd” diye gaza geldiler, ama hiç çalmadık…
Çetin Güney: Acil Servis öncesi deneyimim vardı. Üniversite gruplarında festivallerde çıkmıştık. Şu an bile sahneye çıktığımda heyecanlanırım. Heyecan iyi bir şeydir.
Geride kalan yıllara baktığınızda pişmanlıklarınız ya da “iyi ki yapmışız” diyebileceğiniz şeyler var mı? Ya da unutamadığınız bir anınız?
Ertan Kızıltan: Daha çok parça üretmiş olsak, daha çok albüm yapmış olsaydık diyebilirim. Ama moralimizi bozan etkenler vardı. 20 yıl öncesinde de piyasa berbattı, ondan sonra daha berbat, daha da berbat… Hiçbir düzelme olmadı müzik piyasasında. Düzelme olmadığından biz de gaza gelemedik albüm açısından çok fazla. Albüme kalkışmak için motivasyon Biz zaten ilk albümümüzde sözleşmeyle bağlanmıştık bir firmaya. O firmanın saçma sapan fikirleri vardı. Onların bizi gazladığı yoktu albüm için. Bu olay, parçayla ilgili tembelleşmemizin önemli bir etkeni oldu. Yapacağız da ne olacak, albüm çıkaramıyoruz durumu vardı. Ama şu an stüdyoya girerek, bir şeyler üretme gibi fikirlerimiz var.
Grubun birçok eserinde sizin imzanız var. Söz üretme aşamasını anlatır mısınız?
Ertan Kızıltan: Aklıma gelen, belki bir şarkı sözüne konu olabilecek bir şeyi dışarıdayken not alırım. Ama sonuçta bir şarkı sözünün içime sinecek hale gelmesi için bayağı onu gıdıklıyorum. Başlangıçta tabi bir şeyler çıkıyor. Çıkanın üzerine kafa yoruyorsun. Daha güzel olmasını sağlamaya çalışıyorsun. İlham, gelmesini isteyene gelir. O işe kafa yorana ilham gelir. Sen eğer şarkı sözü yazmalıyım motivasyonu içerisinde değilsen, sana ilham gelmez. Onu yapmak istemen gerekiyor. 10 tane yazarsın bir tanesini beğenirsin. Ama bir taneler sonra bir araya gelir ve 10 tane olur, bir albüm yaparsın.
Acil Servis, 22 yılda çizgisini koruyabildi mi?
Cem Yalçınkaya: Acil Servis’in çıktığı zamanlar, sahnenin en önüne geçmem lazımdı. “Çizgisini korudu mu”dan ziyade, çizgisini korudu ve çıtasını yükseltti diyebilirim. Bunu dışarıdan gözlemlerken, bir de içeri girip oradan bakma şansı buldum. Sahnede bayıldığın bir grupla her şeyi çalabiliyorsun ya, daha ne çizgisi ne çıtası… Ben de o zamanlar Kadıköy’de çalardım, daha erken saatte bitirip, gitarımla gelip dinlerdim. Daha sonra beraber çalmak benim için inanılmaz bir şey. Acil Servis için çıta kırıldı, gökyüzünde uçuyor…
Dünya ve Türkiye açısından rock müziği kıyaslayacak olursak, neler söylenebilir?
Ertan Kızıltan: Dünyada rock, popüler müziktir; Türkiye’de ise alternatif müzik. Arada böyle bir fark var. Bu her zaman böyleydi. Biz ilk başladığımız zaman dünyayı en çok sarsan, en çok satan hep rock gruplarıydı. Red Hot Chili Peppers’lar, Guns And Roses’lar yıkıyordu ortalığı. Her zaman rock grupları dünya çapında popüler bir seyir izledi. Türkiye’de rock müziğin geçmişe dayanan zengin bir altyapısı yok. Çok az sayıda örneği vardı. Bu nedenle rock hep bir seçenekti. “Ben rock dinliyorum, diğerlerine rağmen…” gibi bir söylem vardı. Anca günümüzde popüler rock grupları var.
Piyasa için müzik yapan grupların benliğini kaybettiği görüşüne katılır mısınız?
Ertan Kızıltan: Piyasa müziği yapacağım diye yola çıkmışsa, benlik diye bir dert yok demektir zaten. Müzik böyle yapılmamalı. Müzik, müzik yapan insanın içinden gelen şeyi yapması anlamına gelmeli. Bu piyasa tarafından beğenilirse, çok insana hitap ederse ne ala… Ama hitap etmeye de bilir. Etmediği zaman da kalan sağlar bizimdir diye bakar grup.
Orhan Yolsal: Popüler müzik yapmak için yola çıkan adamın benliği budur zaten. Bir şey kaybetmiyor. Adam çok popüler bir şey yapıyor ve ben kendime has bir şey yapıyorum, daha önce hiç denemediğim bir şey yapıyorum diyorsa burada sıkıntı vardır.
Ankara’da nükleer karşıtı bir protestoda sahne aldınız. Rock müzik yapanlar toplumsal meselelere ne kadar duyarlıdır?
Ertan Kızıltan: Konseri Moğollar’ın bas gitaristi Taner Ergün önermişti, biz de seve seve katılmıştık. Bu tür meselelere duyarsız kalmak, rock gruplarının hiçbirine hemen hemen uymaz. Rock grubu dediğimiz insanlar düşünen insanlar, toplumun çıkarlarını gözeten insanlar, uzaktan zannedildiği gibi kendi keyfine düşkün ve çevresiyle alakasız insanlar halinde değiller. Rock müzikle ilgilenen insanlar, tam aksine daha fazla etkilenen, duygusal yönden içinde bulunduğumuz duygu durumundan daha fazla etkilenen ve bunu müzikle ifade insanlar. Şarkılada, kendi hoşuna giden, kendini ifade edebileceğin müzik tarzıyla zaten hayatından bir şeyler anlatırsın. Fantezi gibi görünse de söylediği şeyler, onun içerisinden bazı unsurları cımbızla çektiğin zaman görürsün ki aslında birçok konuyla ilgili saptamalar vardır, eleştiriler vardır. İnsani ilişkilerinden tut, toplumsal hayatımızdaki yaşadığımız olaylara kadar varabilir bu söylemler.
Birçok rock grubu, uzun soluklu kalamaz. Acil Servis 22 yıldır çalıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Orhan Yolsal: Biz bu işi çok severek yapmaya başladık. Sonra da harika olmasa da güzel fırsatlar çıktı önümüze. Güzel şeyler yaptık ve iyi işler çıkardık. Elbette sürekli çaldık. Hep bir aradaydık. Bir arada çalmak çok hoşumuza gitti. Büyük maddi hedefler de koymadık önümüze. Müziği, müzik yapmayı sevdiğimiz için yaptık. İnsanların bir araya gelip müzik yapması ya da herhangi bir şey yapması çok zor. Müziği yapması daha da zor… Sevdik ve çok emek harcadık. Şimdi de emeğimizin kıymetini biliyoruz. Küçük zorluklar ve problemler fazla etkilemiyor bizi, bir arada kalmayı o yüzden istiyoruz.
Çetin Güney: Arkadaşlığımız da 20 sene sürünce grup iyice pekişmiş oldu. Arkadaşlığımız kuvvetli olduğu için bir aradayız. İyi arkadaşlarız. Sadece müzik için bir araya gelmiyoruz. Beraber de vakit geçirmekten zevk alan insanlarız. Bunların da etkisi var.