Kimse ucuz numaralarla yarbayı savunma yoluna başvurmasın. Acısı varsa öldürene laf söyler, terörle mücadele eden devletine değil... Süleyman Özışık yazdı
Abone olDün kardeşini şehit vermiş bir yarbayın isyanını izledim televizyon ekranlarından. Terörle mücadele edeceğine yemin etmesine rağmen, terörle mücadele eden devletine saydırıyordu. "Buradaki vatan evladı daha 32 yaşında. Vatanına, sevdiklerine doyamadı. Bunun katili kim? Bunun sebebi kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman oraya git" diye bağırırken şehit kardeşinin tabutunu yumrukluyordu.
Haber ilk yayınladığında "acısı var, bırakın yaşasın" dedim. Ama iş propagandaya dönüp, yarbay gördüğü her mikrofona, her kameraya koşmaya başlayınca meselenin bundan ibaret olmadığını anladım. Bir ara Selahattin Demirtaş askeri üniforma giymiş, propaganda yapıyor sandım!
Biliyorum...
Sanal medya fareleri yazdıklarımdan sonra, "Senin kardeşin öldürülseydi başka şeyler yazardın" diyerek beni eleştirecek. Onun için peşinen söyleyeyim. Allah bana veya çocuklarıma bu ülke için şehit olmayı nasip etsin inşallah!
Kimse ucuz numaralarla yarbayı savunma yoluna başvurmasın. Acısı varsa öldürene laf söyler, terörle mücadele eden devletine değil...
"Bu yarbay ileride genelkurmay başkanı olsa ne olurdu?" sorusu tam da şimdi sorulmalıdır. Ya da "Bundan sonra bu yarbayla beraber savaşa giden askerler ona güvenir mi?" diye düşünmenin zamanıdır.