Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, hayli iddialı konuştu: "Bu faizler düşecek, fazla dayanması mümkün değil, düşecek"
Abone olBankacılara da seslenen Unakıtan, ''Dolayısıyla bankacılık kesimini iyi hazırlayın, reel sektörün kapısında bulacaksınız kendinizi, daha şimdiden ilişkilerinizi düzeltin'' diye seslendi. Unakıtan, Dünya Bankası tarafından hazırlanan ''Banka Dışı Mali Kurumlar ve Sermaye Piyasası Raporu: Türkiye'' başlıklı raporun sunulduğu toplantıda yaptığı konuşmada, kamu borç stoğunun yüksekliğine dikkat çekerek, Türkiye'nin hastalığının kamuda olduğunu anlattı. Daha önce yapılan yönetim yanlışlığından dolayı, devletin dağlar gibi borçla ve ağır faizlerle karşı karşıya kaldığını belirten Unakıtan, ''Bütün mali piyasalar, finans, devlete çalışır hale gelmiş. Ver devlete borcu, al faizi, yan yat bekle... Bana yurtdışında diyorlar ki (Türkiye'de bankacılık var mı? Devlete parayı veriyorsun faizi alıyorsun) Adamların söylediği doğru'' diye konuştu. Bakan Unakıtan, kamu borç stoğunu azaltmak için gereken her şeyi yaptıklarını söyledi. Türkiye'nin potansiyelini harekete geçirmek gerektiğini dile getiren Unakıtan, şunları söyledi: ''Türkiye'de havuzun içinde su var. Bu suyu çalkalayıp duruyoruz. Burada derinliği artırmamız ve bizim artık bu suya yeni sular ilave etmemiz lazım. Yani Türkiye'deki finans sektörünü zenginleştirmemiz, derinliğini artırmamız lazım. Bu da dışarıdan sermaye sağlamakla, dış yatırımcıları getirtmekle olur.'' ''TİKO NEREDE ONA BAKACAĞIZ'' Körfez ülkelerinde milyarlarca doların yatırım için yer aradığını kaydeden Unakıtan, hükümet, finans ve özel sektörün elbirliğiyle hareket ederek, İstanbul'u finans merkezi haline getirmesi gerektiğini kaydetti. Unakıtan, ''Havuza taze sular getirmemiz lazım. Bunu yaptığımız takdirde Türkiye'nin önü çok açık. Bunu yapamazsak, aynı hamam aynı tas. Kendi kendimize söyler, kendi kendimize dinleriz'' dedi. Bankaların yurtdışına açılması gerektiğini kaydeden Unakıtan, bankacılığa ilişkin vergi ve diğer bir takım yükleri kaldırmak üzere çalışmalar yaptıklarını bildirdi. Türkiye'nin yurtdışında tanıtılarak kaynakların ülkemize çekilmesinde özel sektöre daha fazla görev düştüğünü belirten Unakıtan, hükümet olarak özel sektörün her zaman yanında olduklarını belirtti. Unakıtan, ''Para olursa her şey olur, para olmazsa sabahtan akşama kadar birbirimize bakar dururuz. Tiko nerede ona bakacağız biz'' diye konuştu. İstanbul'un dünyada tanınan bir merkez olduğunu, finans sektörünün bundan faydalanması gerektiğini kaydeden Unakıtan, ''Bununla ilgili önünüzün açılması gereken her türlü mevzuat değişikliğini yapmaya hazırız. Finans sektörünün üzerinde bazı yükler var. Damga vergisidir, şudur, budur... Onları bir bir kaldıracağız ama Türkiye'nin ufkunu geniş tutmalıyız. Bütün dünyayı sanki kendi hinterlandımız gibi görmezsek bir iş yapamayız. Finans merkezi haline gelmemiz lazım'' dedi. ''HÜKÜMET HER ŞEYE HAKİM'' Paranın gittiği ülkelerde öncelikle siyasi istikrar aradığını vurgulayan Unakıtan, 3 Kasım'dan sonra tek partili hükümetin gelmesiyle bunun sağlandığını kaydetti. Unakıtan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Para ondan sonra ekonomik istikrarı sever. O da var. Hükümetimiz ekonomik alanda çok ciddi tedbirler alıyor ve bunu devam ettirme niyetindeyiz. Kimse kalkıp da puslu havada bir takım rantlar elde etmeye kalkmasın. Hükümet her şeye hakim. Sıkı mali politikaları devam ettireceğiz. Enflasyonu düşüreceğiz. Dolayısıyla ülkede ekonomik istikrar var.'' Irak savaşının bitmesinden dolayı, Türkiye'nin rahatladığını, turizm ve ihracat gelirinin arttığını, faizlerin de inme trendinde olduğunu anlatan Unakıtan, şunları söyledi: ''Yakında faizler de inecek. Nasıl söylüyorsun? Merkez Bankası bağımsız, kendi politikalarını kendi tayin ediyor. Türkiye ilk defa bağımsız Merkez Bankası'nı yaşıyor. Hükümet olarak buna çok önem veriyoruz ama elimizdeki ekonomik göstergelere göre faizler düşecek. Fazla dayanması mümkün değil, düşecek. Dolayısıyla bankacılık kesimini iyi hazırlayın. Reel sektörün kapısında bulacaksınız kendinizi. Daha şimdiden ilişkilerinizi düzeltin. Benden size tavsiye. İlişkilerinizi düzeltin, sonra (Eyvah biz ne yaptık) diye kapı kapı dolaşırsınız. Ben şimdi reel sektöre de söylüyorum. Siz de pazarlığa hazırlanın, (Bankacılık gelecek, öyle yüksek faizle sakın borçlanmayın) diyorum. Herkes kendi ayağı üzerinde durmak mecburiyetinde. Şimdi ekonomik istikrar da oluyor. Dolayısıyla bizim çevremizdeki ülkelerde çok para var. İstanbul'un cazibe haline gelmesi lazım. Bunu becerdiğimiz zaman karada ölüm yok. Ona göre ufkumuzu genişletelim. Finans sektörünü kuvvetli, ayakları üstüne basar hale getirelim.''