Ülkücü kimliğiyle bilinen Ümit Özdağ'dan ilginç PKK Raporu
Abone olProf. Dr. Ümit Özdağ yeni çıkan "PKK Terörü Neden Bitmedi, Nasıl Biter? " isimli kitabında PKK terörünün nasıl bitirileceği konusunda ilgin tespitlerde bulunuyor.
Devlet PKK ve DTP yöneticilerinin gerçek etnik kimliklerini açıklasın
PKK terörünün nasıl bitirileceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Özdağ’ın en tartışma yaratacak önerisi, devletin PKK ve DTP üst düzey yöneticilerinin gerçek etnik kimliklerinin açıklanması. Özdağ’a göre DTP ve PKK’nın üst düzey kadrolarından birçoğu Kürt ya da Zaza değil. Devletin elinde belgeleriyle bu kişilerin gerçek etnik kimliklerinin bilgisinin olduğunu öne süren Özdağ, mahkeme kararı ile devletin bunları deşifre etmesi çağrısı yaptı. Prof. Dr. Özdağ, raporunda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu kişilerin içinde kendisini Kürt veya Zaza zanneden Türkmen kökenliler olduğu gibi hiç küçümsenmeyecek sayıda Ermeni ve diğer etnik gruplardan insan bulunmaktadır. Özellikle, Ermeni kökenliler için Kürtler ve Zazaların, Türk milletinden intikam için kullanılan bir koçbaşı niteliği taşıdığı ileri sürülmektedir. Devletin elinde her yurttaşın olduğu gibi bu kişilerin de gerçek kökenleri ile ilgili bilgiler vardır. Artık bu bilgiler özel sohbetlerin konusu olmaktan çıkarılıp, her bir DTP/PKK’lı birey için ayrı ayrı alınacak mahkeme kararı ile açıklanmalıdır.”
Dicle Üniversitesi'nin adı Selahattin Eyyübi Üniversitesi olsun
Prof. Dr. Ümit Özdağ raporunda Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’nin adının Selahattin Eyyubi Üniversitesi olarak değiştirilmesi gerektiğini, Türk Dil Kurumunun dil çalışmalarında Zazaca ve Kırmança’dan da Türk diline sözcük alıntıları yapılmasını önerdi.
Ayrıca terörle mücadelede bir Eşgüdüm Bakanlığı kurulması ve bu birime bağlı olarak da Kürt Kültür Araştırmaları Enstitüsü ve Zaza Kültür Araştırmaları Enstitüsü oluşturulmasını istedi.
Özdağ’ın özellikle istihbarat yapılanması ve Genelkurmay Başkanlığı’nın terörle mücadelede yeni yöntem uygulamalarına ilişkin önerileri de tartışma yaratacak nitelikte. İşte bunlardan bazıları şöyle:
-Mevcut istihbarat birimlerinin imkan ve yeteneklerinin yeni bir şekillendirme ile “PKK ve Kürtçülük” merkezli olarak yapılandırılması gerçekleşebilir. MİT-Emniyet-Jandarma- Genelkurmay Başkanlığı istihbaratlarının kadro ve mali alt yapısını birlikte oluşturacakları, yeni bit istihbarat örgütlenmesi, kurumlar arasındaki rekabetin azalmasını ve istihbaratın verimli olmasını sağlayacaktır.
-Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda İç Güvenlik Dairesi’nin tasfiye edilmesi, Hakkari’deki tümenin lağvedilmesi ve bölgeden asker çekilmesi..
-Terörle mücadele görevi yurt içinde ağırlıklı olarak Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verilmelidir.
-Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı birlikler, mümkün olduğu ölçüde terörle mücadelenin dışına çekilmelidir. Bu birlikler Jandarma Genel Komutanlığı emrine verilmesi sağlanmalıdır.
-Terörle mücadele için Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı Jandarma Asayiş Kolordusu personel ve araç açısından güçlendirilerek, yeniden yapılandırılmalıdır.
-Genelkurmay Başkanlığına bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı güçlerinin Türkiye içinde çatışmalarda kullanılmasından vazgeçilmelidir. Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı ve özel kuvvetlerin savaş yeteneklerine sahip Jandarma Anti-Terör Komutanlığı kurulmalıdır.
-PKK ile mücadelede Genelkurmay Başkanlığı muhatap olmasın. İnternet sitesinden herhangi bir açıklama yapmasın. Tamamıyla Jandarma Genel Komutanlığı muhatap olsun.
(Tutkun Akbaş)
Kitap'tan:
1984’ten bu yana devam eden PKK terörüne karşı sürdürülen mücadelenin uzun ve zor bir mücadele olacağı Türkiye’de yaşayan herkesin aklına bir şekilde kazındı. Fakat, gelinen noktada, bu durumdan fazlasıyla mağdur olan Türk milleti, artık şu soruyu ülkeyi yönetenlere çok şiddetli bir şekilde sormaya başladığı görülüyor; “Bunca mücadeleye rağmen, PKK NEDEN BİTMİYOR?”
Uzun soluklu ve zor mücadelenin bugün geldiği noktanın konuşulması, tartışılması çok tehlikeli ve akıl almaz çözüm önerilerinin gazete manşetlerine kadar taşınması, çözümün olmadığına dair düşünce ifade edenlerin ise sayılarının her geçen gün artması, milletin sorduğu bu sorunun şiddetini giderek daha da artıyor. Durum böyle iken, PKK TERÖRÜ NASIL BİTECEK?
Türkiye’de güvenlik alanında yaptığı çalışmalarla otorite olan, Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yıllar içinde uzun soluklu bir çalışma neticesinde hazırladığı rapor tarzındaki bu kitap, sadece öneride kalmamakta, daha önce bahsedilmemiş ve de denenmemiş çözümün stratejisini de ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, bu çalışma, güvenlik, istihbarat ve terör konularına meraklı olan uzmanların yanı sıra, ülkemizin sorunlarına duyarsız kalamayan bütün okuyucularında ilgisini çekecek çok iddialı bir eser olarak kamuoyuna sunulmuştur.
·PKK terörü Türkiye’de mağdur çoğunluğu ilgilendiren bir ‘TÜRK SORUNU’ yarattı mı?
·Türkiye etnik bir cehenneme doğru mu gidiyor?
·PKK ve DTP’nin Üst düzey yöneticilerinin etnik kimlikleri neden açıklanmalı?
·Mozaik nedir, neden bilimsel değildir?
·Türkiye, PKK’ya karşı Irak sınırına tampon bölgeyi ABD, Irak ve Peşmergelerle pazarlık yapmadan nasıl kurabilir?
·Genelkurmay’ın internet sitesinden PKK’yla yapılan mücadeleyle ilgili haberler neden kaldırılmalı?
·Türkiye tarafından Kuzey Irak askeri müdahale durumunun nedenleri, hedefleri ve sonuçları ne olmalı?
·Teröre karşı, askeri, hukuki, istihbarati önlemlerin yanı sıra, siyasi, ekonomik, psikolojik ve kültürel önlemler nasıl alınmalıdır?
Kitapla ilgili detaylar.