Milliyet'in şike dosyası haberi ses getirdi. Başkan Ulusoy iddiaları araştıracak..
Abone olMilliyet'in "Örtbas Edilen Şike Belgeleri" başlıklı yazı dizisi ve son dönemlerde gündeme gelen şike iddialarından sonra tüm gözler Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a çevrilmişti. Yakın çevresindeki insanların da adının geçtiği iddialar nedeniyle eleştirilen, muhalifleri tarafından diyet ödemekle suçlanıp istifaya davet edilen, mevcut belge ve kanıtlara karşın gereğini yapmamakla suçlanan, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin tarafından "Görevini yapmayan gider" sözleriyle gözdağı verilen Ulusoy, söz konusu söylemlerin neresindeydi?
Federasyon şike soruşturmasında ağır mı davranıyordu? Ulusoy'un sözünü ettiği belgeler federasyona ulaştığı takdirde adı ve unvanı ne olursa olsun gereği gerçekten yapılabilecek miydi?
Kafamızdaki benzer diğer sorularla birlikte Futbol Federasyonu Başkanı'nın İstanbul Levent'teki konutunun kapısını çaldık. Ulusoy, gecenin ilerlemiş saatine karşın oldukça dinç ve neşeli bir şekilde bizi karşıladı. Havuz başındaki dostlarından izin isteyip röportaj için mütevazı malikânesinin sessiz bir köşesine yöneldi.
'Gocunacak bir şeyim yok'
"Sanki birileri düğmeye bastı kardeşim. 'Hazirandaki genel kurul öncesi imza toplanacak ve Ulusoy devrilecek' diyorlardı. Yapamadılar, şimdi ligin başlamasına günler kala ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar. Geçmişi deşerek Haluk Ulusoy'u milletin gözünde nasıl kötü duruma düşürürüz diye kampanya başlattılar. Bunların kim olduğunu herkes biliyor" diye girdi söze.
"İyi de, sizin de adınızın geçtiği, hatta aynı fotoğraf karesine girdiğiniz insanlarla ilgili telefon görüşmeleri, iddialar ve belgeler konuşuluyor. Bu biraz garip değil mi?" sorusuyla röportaja başladık:
Gocunacak hiçbir şeyim yok. Bazı şeyler kasıtlı yapılmaya ve inisiyatifim dışındaki olayların benimle bağlantısı kurulmaya çalışılıyor. Yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf tekrar tekrar basılıyor. Cemal Aydın ve Ali İpek'e gelince, ikisi de aile dostum. Özel hayatımla federasyon ilişkilerini birbirine karıştıracak kadar karaktersiz değilim. O zaman da söyledim, şimdi de tekrar ediyorum:
Kimin elinde belge ve şikeyle ilgili kanıt varsa getirsin. Gündeme gelen her iddia ile ilgili ayrı komisyonlar kurduk. Hangisi geçmiş dönemde soruşturulmuş, hangisi hakkında işlem yapılmamış, tek tek inceliyoruz. Medyada yayımlanan haber ve kanıt sayılacak bilgileri de değerlendiriyoruz.
Milliyet'in tekrar gündeme getirdiği telefon kayıtları da buna dahildir. Sizi temin ederim, Tahkik Komisyonu'nun verdiği raporu kamuoyu ile paylaşıp kim veya hangi kulüp olursa olsun gereğini yapacağım. Allah'tan başka kimseden korkumuz yok.
Genel bir kaygı var kamuoyunda. Bu soruşturmadan da bir şey çıkmayacak. Yine yapanın yanına kâr kalacak ve eski defterler kapanacak, iki yıl sonra oturup tekrar aynı iddiaları konuşacağız diye. Bu kaygıyı yok edebilecek misiniz?
Böyle olmayacak. İnanın olmayacak. Tam tersi, bu tip iddiaların gündeme gelmesini engelleyecek çok radikal bir sistem değişikliği kısa bir süre sonra uygulamaya konacak. Şu ana kadar 20'ye yakın talimatı baştan sona elden geçirdik. Hiçbir iddianın ucunu açık bırakmayacağız. Yeni düzenlemeler getirdik. Ama yapılması gerekenleri de Türk futbolundaki dedikodulara feda etmeyiz.
'Üzerime alınmadım'
Şahin, "Bu işi yapamayan bırakır gider" dedi. Yapamazsanız gider misiniz?
Üzerime alınmadım. Ama elbette kendisine genel kurul tarafından verilen görevi yerine getirmeyen bir yönetim orada duramaz. Bu arada koltuk kavgası yüzünden Türk futboluna kara çalanlara kızıp bırakmayız. İki şekilde görevi bırakırız bir hata yaparız, iki bizi göreve getiren genel kurul "yapamadınız" der, gideriz. Şu ana kadar böyle bir gelişme yok.
Bazı yasal düzenlemeler zorunlu görünüyor ve yürütmeyle işbirliği yapmanız gerekiyor, ama Şahin'le aranızda gerginlik var.
Şikenin önlenmesi konusunda federasyonun mevzuatının dışında bazı yasal altyapı çalışmaları gerekli. Bunu en az bizim kadar bakanımız da biliyor. Şikenin TCK'da karşılığının bulunması gibi. Teklifimizi hazırlar ve sunarız. Eğer sıkıntı olursa kamuoyunun takdirine bırakırız.
Listelere müdahale etmedim
Geçmişte hakem atamalarına, klasman listelerine müdahale ettiğiniz söyleniyordu. Yarın da aynı iddiaların gündeme gelme olasılığı yüksek. Bu ciddi bir konu çünkü.
Hakem klasman listesini getirdiler. Tek bir kişiye dahi müdahale etmedim. İmzaladım ve verdim. Açık söyleyeyim, bir şeyi içime sindiremedim ve üzüldüm. Hamza Mısır'ın klasman düşürülmesi haksızlıktı. Geçmiş dönemde bana yakın diye, Trabzon'daki milli maçta benim posterimi açtı gerekçesiyle maç vermediler. Eğer müdahale ediyor olsaydım Hamza'yı klasmanda tutardım. Geçmişte de olmadı, iddia eden varsa çıksın, kanıtlasın.
'Çelik'in ayrıcalığı yok'
Mutlu Çelik size yakınlığıyla bilinen bir hakemdi. Hatta bu yakınlığını kullandığı söyleniyor. Nedir bu işin doğrusu? Şimdilerde federasyondan çıkmıyormuş.
Hiçbir ayrıcalığı yoktur. Diğer hakemler bana ne kadar yakınsa, o da kadar yakındır. iddialar doğru olsaydı benim zamanımda onu FIFA hakemi yapardım. Bir diyet de ona öderdik! En az Mutlu Çelik kadar federasyona girip çıkan gazeteciler de var.
FIFA bize özeniyor
İtalyan modeli Türk futbolunun kurtarıcısı mı olacak?
İtalyan modelini örnek alacağız demedik. Gidip inceleyeceğiz dedik. İnsanlar TFF'nin değerini bilmeli. UEFA ve FIFA bile bu anlamda bizden ileri değil. Bize özeniyorlar. İtalya deyip duruyorlar. Alın işte, 4.5 yıl ceza verilen federasyon başkanı, tahkim kuruluna 80 bin euro yatırıp kurtuluyor.
Veremeyeceğim hesabım yok!
Seçim öncesi hakkınızda savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Seçime girmememiz yolunda Şahin açıklama yaptı. Neden tekrar aday oldunuz?
Anlım ak, veremeyeceğim hesap yok. Ayrı kaldığım 18 ay boyunca başkanlığa dönmem için müthiş bir talep vardı. Kavga, dövüş istemedim. Seçimden bir gece önce ortamın ne kadar gergin olduğunu görüp Hasan Doğan'a teklif götürdüm. Ayhan Bermek de ben de çekilelim, Şenes Erzik başkan olsun dedim. Ama seçimi kazanacaklarına o kadar emindiler ki, aracıları geri çevirdiler. Benimle ilgili en ufak bir delil bulsunlar, 1 dakika durdurmazlar burada. İşsiz güçsüz değilim. İşimin başına geçerim. Ama bir şartla, genel kurul beni istemezse.
'Hasan Doğan benden diyet istedi'
Söz konusu iddialar medyada gündeme geldikten sonra, Hasan Doğan federasyonun istifa etmesi gerektiğini söyledi. Sizi diyet ödemekle suçladı. Şu diyet konusunu biraz açalım, kime ne diyet ödediniz?
Bizi istifaya davet edenler, demokrasinin hazımsızlığını yaşayanlardır. Zaten bu konuların gündeme gelmesinin ardında da bu yatar. O Hasan Doğan ki, 2004 seçimi öncesi "Allah sana peygamber sabrı vermiş, bu görevi senden başka kimse yapamaz" diyordu. Bugün ise "istifa etmelidir" diyor.
Bir dakika şimdi. İki yıl önce siz Hasan Doğan'la birlikte seçime girmiyor muydunuz?
Evet öyle. Kamuoyuna ilk kez açıklıyorum. Herkes bilsin. Benden diyet isteyen Doğan'dır. Seçimden bir gece önce Cihan Kamer de tanıktır. Bana, "Listene şunları alacaksın, şu kurulun başkanı bu olacak, şunlar hiçbir görev almayacak" dedi. Taleplerini kabul etseydim bugün baş tacıydım.
Herkes haddini bilmeli
Ayağa kalktım, "Sepetin koluna, herkes yoluna" dedim ve odayı terk ettim. Ben 30 yıldır tırnaklarımla kazıyıp bir yere geldim. Onlar gibi arkamı bazı güçlere dayamadım. Sen paraşütle Türk futboluna ineceksin ve beni istifaya çağıracaksın. Bu ne cürettir. Sen futbola ne verdin de konuşuyorsun? Bu yaşına kadar futbolun neresindeydin de çıktın ortaya? Herkes haddini bilmeli ve ağzından çıkanı kulağı duymalı. Benden sonra listeyi yaptılar ve başına da Levent Bıçakcı'nın adını yazıp seçime girdiler. Sonra Türk futbolunu içine düşürdükleri durum ortada.
Peki bu olaylar gündeme gelince istifa etmeyi düşündünüz mü? Doğan, Başbakan'la ile tatilde tekne turuna çıkıyor, döndüğünde istifa etmenizi söylüyor. Bu tablo korkutuyor mu sizi?
Beni bu göreve hepinizin bildiği koşullarda genel kurul getirdi. Birileri istiyor diye istifa etmem. Ülkeme hizmet etmek istiyorum. Hiçbir şey beni korkutmuyor. Oturduğum koltuğu federasyondan ayırıp vermem mümkün olsaydı bazılarının koltuk sevdasını tatmin etmiş olurduk.
Diyet işine dönelim. Kime ne diyet ödediniz? Örneğin Cemal Aydın'a, Ali İpek'e.
Kendileri söylüyor Ulusoy'un son dönemi diye. Aptal mıyım diyet ödeyeyim o zaman. Bugün bana "diyet ödüyor" diyenler, iki yıl önce benden diyet isteyenlerdir. İnsanların içi kötüyse karşısındakini de öyle göstermeye çalışmak ahlaksızlıktır.
Denizlispor son haftada kümede kaldı. Gaziantepspor ve Ankaraspor da son doksanda. Bizi destekleyen Samsunspor ve Diyarbakırspor küme düştü. Bu mudur diyet? Ayıptır, ayıp. Bir Allah'ın kulu çıkıp da "Seçim öncesi Ulusoy bana şu sözü verdi" desin, başkanlığı bırakır giderim.
Raporu paylaşacağız
Yönetim Kurulu üyeniz Mehmet Kemal Ünsal'ın adı şike pazarlığına karıştı. Bu sizi rahatsız etmedi mi? Adnan Ölmez'in suçlamaları ciddiye alınacak cinsten.
Etmez olur mu? Hem şaşırdım hem de üzüldüm. Böyle bir diyalog içine girdiğine inanmıyorum. Sırf bu olayı araştırsın diye tarafsızlığına inanılan, genel kurul üyesi Yılmaz Tokatlı'yı getirdik. O kurulun vereceği raporu da kamuoyu ile paylaşacağız. Gereği yapılacak. Adnan Ölmez sonra çıktı, 'Ulusoy ile üç saat görüşmedim hastanede" dedi, inkâr etti. Varsa somut kanıtı getirsin.
Haber: Cemal Ersen
Kaynak: