Uludere Şehitlerimiz!
Bu kararı millete dayatabilirsiniz ama Allah'a dayatmazsınız vesselam!
Yazıklar olsun! Kim bu kararı önerdiyse ve yürürlüğe
girmesi için çaba gösterdiyse milyon kere yazıklar olsun..
Hadi 2002 yılından bu yana değersizleştirilmeye çalışılan
"Şehitlik" kavramının kara kapılar ardında
tezgahlanan kapkara propagandalar olduğuna inandık..
Hadi çocuğu askeri kusurlar sonucu ölenlerin, veyahut AK Parti
karşıtlarının, "Çocuğum şehit olmadı aksine pisi pisine
öldü" sözleri canımızı çok yaksa da, acıyla söylenmiş
sözler diyerek ses etmedik.
Ama bu garabeti, bu safsatayı anlamak mümkün değil.
Uludere'de hata sonucu öldürülen 34 insanın ardından, "Oh
oldu" demek ne kadar vicdan dışı bir söylemse, sırf
yakınlarını tatmin etmek için ölenlere, "Sivil
Şehit" denilerek paçayı kurtarma çabası da bir o kadar
yüreksizliktir..
Bu ülkeyi, bu bayrağı koruması için görevlendirip ölüme yolladığın,
bıyıkları yeni yeni terlemişken şehit düşen Mehmetçiğe 28 bin
lira...
Uludere'de öldürülen kaçakçılar için 62 bin lira maddi
tazminat..
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "Adalet"i bu
mu?
Hani oldu olacak..
Bedenine sardığı bombaların fitilini çekip masumları öldüren
"Canlı bomba" ile, o canlı bombanın üzerine
atlayıp sivillerin katledilmesine ve çocuklarının öldürülmesine
izin vermeyen Hatice Belgin anneyi ayne kefeye koyun olsun
bitsin..
Hangisi şehit!
Bilinçlice, kasti bir şekilde ve can alma amacıyla atılan molotofun
yaktığı otobüste cayır cayır yanarak can veren Seraplar mı?
Yoksa hata sonucu öldürülen kaçakçılar mı?
Alınan bu karar, polisten kaçarken açılan ateş sonucu vurulan
eroinmanın, kadın tacirinin, uyuşturucu baronunun da şehit
sayılmasını gerektirmez mi?
İnşallah yakında İncirlikte kazara ölen ABD askerlerine de
"Şehit Coni" ünvanı vermeyiz!
Benim anlamadığım şey şu..
Başbakan Uludere faciası sonrası ekran karşısına geçip Genelkurmay
Başkanı'na teşekkür etti mi?
Etti?
Ne için etti peki?
"Şehitlere şehit kattığınız için teşekkür ederim"
mi demek istedi? Siz bu karardan sonra bu teşekküre başka bir anlam
yükleyebilir musunuz?
***
Haşa!
Ölen hiç bir insana saygısızlık yapmak, haddimiz de harcımız da
değil..
Yaşanan bir hatadır. Devlet yetersiz istihbaratla 34 insanını bir
hata sonucu öldürmüştür. Ancak ölenler de, PKK'nın kullandığı
güzergahı kullanarak, gece yarısı sızma yapar gibi gidip gelerek bu
hataya, bu katliama davetiye çıkarmıştır..
Onların ateşini "Taaam taaam sizinkileri de şeyit sayalım,
fitleşelim" diyerek söndüremezsiniz.. "Özür
dilemem ama şehit sayarım" diyen bir akıl da, akıl
değildir.
Öncelikle şunun bilinmesi gerekiyor ki, şehitlik dini bir ünvandır.
İslam Dini'nde şehitlik mertebesine nasıl ulaşıldığı da
ayrıntılarıyla anlatılır. Öyle attan eşekten düşene şehitlik
mertebesi verilmeyeceği bellidir.
Şehit sayılmak için önce hak yolda, helal ve doğru yolda olunması
gerekir. Vatan için, bayrak için, din için, namus için can vermek
gerekir..
Kaçak mozot için, tütün için veya konyak için değil..
Bi düşünsenize..
Mehmetçiğin annesi, "Benim oğlum Çukurca'da pusuya
düşürülerek şehit edildi" diyecek..
Diğer yanda kaçakçının annesi ise "Bizimki de Marlboro ve
Yeni Rakı taşırken şehit düştü" diye hayıflanacak..
Hale bak!
Düştüğümüz, düşürüldüğümüz hale bak!
Ortaçağ dönemlerinde papazlar, Tanrı adına insanların günahları
affeder onlara Cennet vaadederdi. 21. Yüzyılda AK Parti hükümetinin
aldığı bu karar, o dönem yaşananlarla ne kadar da örtüşüyor..
Acı...
Acı ama ortada bir gerçek var...
Arkasından "Şehit" demekle kimse şehit sayılmıyor.
Cennet de cehennem de o kadar ucuz değil.
Bu kararı millete dayatabilirsiniz ama Allah'a dayatmazsınız
vesselam!