İş dünyası Bursa'da düzenlenen Uludağ ekonomi Zirvesi'nde buluştu. Açılış konuşması Hanzade Doğan Boyner'den geldi
Abone olDoğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner, "İş dünyası olarak bizler hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı, sistemin şeffaflığı, hesap verilirliği için mücadele etmezsek, sistem aksaklığını görmezden gelirsek ülkemizin son 10 yılda yakaladığı ivme aynı hızda devam edemez" dedi.
Boyner, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen, ''Uludağ Ekonomi Zirvesi''nin, açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 10 yılı çok başarılı bir ekonomik büyümeyle kapattığını söyledi.
1990'larda hayal bile edemeyecekleri bir istikrar ortamını yaşadıklarını ifade eden Boyner, "Bankacılık sisteminin yapılandığı, cari açığın kontrol altına alındığı, Türkiye'nin borçlarını döndürebilecek mi diye düşündüğümüz dönemlerden tahvillerimizde istediğimizden fazla artışın olduğu bir dönem yaşadık. Büyük ölçüde Sayın Ali Babacan'ın liderliğinde mali disiplin sağlandı ve GSMH 10 bin doları yakaladı" diye konuştu.
Boyner, bütün bu atılan adımların, ekonomik durumların ve teknik tanımların az çok belli adımlar olduğunu dile getirerek, "Arkasında güçlü bir siyasi irade olduğu zaman bunları başarabildik. Bundan sonraki 10 yılda kişi başına gelirimizi 10 bin dolardan 20 bin dolara çıkarmak için atmamız gereken adımlar, geçtiğimiz 10 yılda attığımız adımlardan çok farklı olacak" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bir sonraki 10 yıla giderken teknik olarak tanımı çok belli olmayan yapısal dönüşümler, değişimler yaşamak zorunda olduğunu belirten Boyner, şunları kaydetti:
"Artık, inşaattan, ağır sanayiden, yaratıcılığın önemli olduğu tasarımın öne çıktığı bir döneme giriyoruz. Bu dönemde yapılması elzem olan iş liberal ekonominin vazgeçilmez değerlerini toplumda oluşturmak. Bu değerler, sermaye sahipleri ve tüm bireyler, içinde bulundukları tüm sistemin liyakate bağlılığına, hukukuna, ahlakına, şeffaflığına, siyasal sağ duyusuna güvenmeli. Bu güvenle uzun dönemde riskler alabilmeli. İnsan sermayesini temsil eden gençler bulundukları toplumun özgür yapısına, farklılığına güvenmeli, kendisine değer verildiğine inanmalı."
Bu sürecin geçen 10 yıldan çok daha zor olacağını söyleyen Boyner, şöyle devam etti:
''Çünkü bireyin, sermayenin, kurumların sadece makro ekonomik stabiliteye değil sistemin değerlerine de güven duymaya ihtiyacı var. Bu toplumsal dönüşümü yapabilmenin sorumluluğu sadece siyasette olamaz. Bu sorumluluk hepimizde ve iş dünyasında. İş dünyası bugüne kadar böyle sorumlulukları üzerinde hissetmedi. Ama bundan sonra eğer gerçek bir demokrasi olacaksa her birey, sivil toplum örgütü ve iş dünyası da bu sorumluluğu almak zorunda. İş dünyası olarak bizler hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı, sistemin şeffaflığı, hesap verilirliği için mücadele etmezsek, sistem aksaklığını görmezden gelirsek, ülkemizin son 10 yılda yakaladığı ivme aynı hızda devam edemez. Bizim toprağımızdan petrol çıkmıyor. Biz kalkınmamızı ve büyümemizi katma değer yaratarak, kendi aklımızla, becerimizle, alın terimizle yapmak zorundayız. Bunu yapabilmek için de toplumda liberal ekonominin evrensel değerlerinin tam olarak oturmuş olması gerekiyor. Bir kısım ahlak değerlerimizi de gözden geçirmemiz gerekiyor. Yoksa kanunlarla, bu sistemlerin ve gerçek demokrasinin gelebilmesi de çok zor."