Bir yazar bu kadar mı zor durumda kalır. Uluç'un köşesini okuyanlar şaştı kaldı.
Abone olErdoğan ve ekibinin aday gösterdiği Gül'ün MHP lideriyle buluştuğu sırada, Uluç'un köşesini okuyanlar şu cümleyle karşılaşıyor:
"Erdoğan'ın "Gül" demeyişinin anlamı çok açık aslında.. İstemiyor.. İs-te-mi-yor!..
Uluç işte böyle çuvalladı. İşin traji-komik tarafı bugünkü yazısında aksini iddia eden Serdar Turgut'la dalga geçiyordu.
Gül ve Erdoğan Uluç'a göre hayır.
Bir diğer önemli ayrıntı da yazının neden değişmediğiydi. Gül'ün adaylığı saat 21.00 sıralarında belli olmuştu. En son baskıya yaklaşık 3 saat vardı. İnternetteki yazısı da aynen kalmıştı.
Uluç, akşam haberlerini okumamış mıydı? Buna imkan yok.
En azından İstanbul baskısına yeni bir yazı yetiştirebilirdi. Ya da ara sıra yaptığı gibi arşivden yazı koyabilirdi. Ama yapmadı..
Yok eğer yazarın kendi inisiyatifiyse karnesine kırık bir not eklendi.
Öyle ya da böyle Uluç'un yazısı Türkiye'nin her yerine dağıldı. Okurlar Uluç'un köşesini okurken, Gül muhalefet liderleri ile görüşmeye çoktan başlamıştı bile.
İşte Uluç'tan geriye kalan o talihsiz yazı:
"O zaman niye, imalarda bulunuyor, işaretler ediyor, yollar açıyor da ağzından üç harflik bir sözcük çıkmıyor.. Neden "Gül" demiyor?..
Bunu yorumlayan tek "Güya" kalemci yok..
Erdoğan'ın "Gül" demeyişinin anlamı çok açık aslında..
İstemiyor.. İs-te-mi-yor!..
Ama Gül kendiliğinden çekilmezse, bu medyanın onu fena halde yıpratmak için bıçakları bilediğini görüyor ve bekliyor..
Peki Gül, Erdoğan'ın kendisini istemediğini anlamıyor mu?..
O zaman niye açık seçik tavır almıyor, o da Erdoğan'ı güç duruma sokarak bekliyor?.
Birbirlerini böylesi yıpratan iki adamın günler boyu dostluk, kardeşlik şovları ne oluyor peki?."