Ülkücü hareketin belgeseli yakın tarihimizin çarpıtılan bir dönemine ışık tutarken vatanını karşılıksız sevenlerin zorlu mücadelesini de gündeme taşıyacak.
Abone olÜlkücü Hareket'in önde gelen isimleri belgesel için kamera karşısına geçti. Çekimine başlanan Ülkücü hareketin belgeseli yakın tarihimizin çarpıtılan bir dönemine ışık tutarken vatanını karşılıksız sevenlerin zorlu mücadelesini de gündeme taşıyacak.
Ülkücü hareketin "belge eksiği"ni tamamlamak üzere atılan adımlara bir yenisi daha eklendi. İki belgesel film ve iki kitaptan oluşacak olan arşiv çalışmasını Arif İlke ile Bilal Kalyoncu'nun kurdukları Siyah Türk Yapım Şirketi yürütüyor.
"Ülkücülerin, uğruna canlarını feda etmeyi göze aldıkları öz vatanlarında, aslında ne derece ötekileştirilmiş, yalnızlaştırılmış, soyutlanmış olduklarına dikkat çekelim istedik" diyen Akif İlke, Necip Fazıl'ın ünlü mısralarını anımsatıyor: "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!"
BU BİR VEFA HAREKETİ
Hazırlanan belgesel filmlerin yönetmenliğini de üstlenen Bilal Kalyoncu ise "vefa hareketi" olarak nitelendiriyor niyet ettikleri işi. "Aslolan değerlere sahip çıkabilme çabası. Biz ülkenin varlığının ve geleceğin teminatı olan ülkücü harekete ve onun sembolleşen kişi, kurum ve değerlerine teşekkür çalışması yapıyoruz" diyen Kalyoncu, 1980 öncesi verilen mücadele içinde yer almış ve bugün Türkiye'nin her bölgesine dağılmış halde bulunan bütün ülkücülere ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor.
KOMİNİSTLER GİREMEZ!
Tüm ekip, yaz döneminde tematik kanallar için hazırlanan iki belgesel ve tüm belgeleri ayrıntılarıyla içerecek olan iki kitapla ezberlenene, dogmalara inat doğruyu savunuyor ve sol tandanslı medya saçmalarını terse çevireceğine inanıyor.
"Komünistler Giremez" başlıklı ilk belgesel ve ilk kitapta 1980 öncesi dönem, dönem içerisinde yaşanan olaylar; o olayı yaşayan, Ülkücü Hareket'in içinde bulunan kişilerce anlatılıyor.
"Islah-ı Gayri Mümkünler" adlı ikinci belgesel ve ikinci kitap ise cezaevi güncesi niteliğinde... Ülkücü Hareket içinde bulunması gerekçesiyle cezaevine giren ve orada tüm işkenceye, zulme rağmen Ülkücük davasını, İslam davasını savunan kişilerin anıları kendi ağızlarından anlatılıyor. Çalışmanın amacı, bir döneme damga vuran kahramanları kendi dilleriyle anlatmak ve bilinmeyenleri en doğru duruş ile milletin huzuruna çıkarmak...
Bu çalışmaların en önemli özelliklerinden biri ise sadece ülkücülerin gözünden Ülkücülük Hareketi'ni anlatan ilk çalışma olması...
Yapımcılığını Arif İlke ve Bilal Kalyoncu'nun, yönetmenliğini yine Bilal Kalyoncu'nun üstlendiği çalışmada dikkat çekici isimlerin yer alacağından bahsediliyor. Şu ana kadar konuşan ve projeye destek veren isimler; İhsan Barutçu, Erdem Karakoç, Yunus Meral, Turan Sevim, Yalçın Yirmibeş, Eşref Gürkan, Cafer Yaylan, Ahmet Şahin, Şahin Gür, İsmet Koçak, Özcan Çeliksiz, Bozkurt İlham Gencer, Nazif Okumuş, Sebahattin Zorlu, Tahir Oduncu(Şehit Velican Oduncu'nun kardeşi) ve Yusuf Ziya Arpacık...
Proje kordinatörlüğünü ülkücü hareketin araştırmacı yazarlarından Rasim Koç, belgesel müziklerini ise İstanbul Record markası ile gençlerin son dönemde yoğun ilgi duyduğu meyan müzik grubu yapmakta...
Bilal Kalyoncu, yaptığı açıklamada; "her bölgeden, her yöreden, Ülkücülük davasının çeşitli basamaklarında yer alan pek çok kişinin gerçeklerini yansıtmayı amaçladıklarını, 80 döneminde ülkü ocaklarında en alt kademede çalışmıştan tutun, MHP Genel Başkanlık makamına kadar bir çok abide-i şahsiyetle görüşmeyi düşünüyoruz... Bu, bir vefa hareketi bir bakıma... Aslolan değerlere sahip çıkabilme çabası... bu ülkenin varlığının ve geleceğin teminatı ülkücü sembollere teşekkür çalışmasıdır..."
Siyah Türk yapım şirketinin bu samimi çalışması, taşları yerinden oynatacağa, çarkı tersine çevireceğe benzer... Umulur ki yanlış doğruya dönsün, ezber olan gerçeğe dönsün!...