Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye’de son yıllarda ekonomik bir gelişmenin yaşandığını belirterek, “Türkiye’nin gelişimin...
Abone olÇevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye’de son yıllarda ekonomik bir gelişmenin yaşandığını belirterek, “Türkiye’nin gelişimine paralel bir şehircilik anlayışı ile marka şehirler oluşturmak gayesindeyiz. Çünkü, Dünya’da ülkeler yarıştığı gibi şehirler de yarışıyor” dedi.
AK Parti hükümetinin çok önemli ihracatlar gerçekleştirdiğini ve gerçekleştirmeye devam edeceklerini kaydeden Bayraktar, “2002 yılında 230 milyar dolar ile devraldığımız milli geliri, 10 yılda, 3 kattan fazla artırdık. Şu anda milli gelirimiz, yaklaşık 800 milyar dolara ulaştı. 2002 yılında 36 milyar dolarlık ihracat vardı. 10 yılda ihracatı 4 kattan fazla artırdık, şu anda ihracatımız 152,5 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin 2002 yılında IMF’e 23,5 milyar dolar borcu bulunurken, biz bu borcu 10 yılda ödedik. Şu anda 400 milyon dolar borcumuz var ve mayıs ayında kalan 400 milyon doları da ödüyoruz. Böylece artık IMF’le alacak-verecek hesabımız bitiyor. Önceki hükümet döneminde devlet, yüzde 100’ün üzerinde faiz oranıyla borçlanıyordu. Görevi bize devrettiklerinde faiz oranı, yüzde 62,7 seviyesindeydi. Üstelik devlet, en fazla 9 ay süreyle borçlanabiliyordu. Şimdi ise devletimiz yüzde 6 faiz oranıyla 69 ay süreyle borçlanabiliyor. 2002 yılında Merkez Bankası’nı devraldığımızda döviz rezervi sadece 27,5 milyar dolardı. Şu anda ise Merkez Bankamızın döviz rezervi 125 milyar dolara yükseldi. 2002 yılına kadar zorunlu tasarruf adı altında toplanan işçi ve memur paralarının toplamı 13,5 katrilyondu. Yani devletin kendi çalışanlarına borcu vardı ve göreve geldiğimizde 13,5 katrilyonun tamamını biz ödedik” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE SON YILLAR EKONOMİDE BÜYÜK GELİŞME YAŞANIYOR”
Türkiye’de son yıllarda büyük bir ekonomik gelişmenin yaşandığının altını çizen Bakan Bayraktar, “Vatandaşlarımızı ev sahibi yapma vaadiyle, Konut Edindirme Yardımı (KEY) adı altında işçi-memur maaşlarından toplam 3,5 katrilyon kesinti yapılmıştı. Yine bu 3,5 katrilyonu biz ödedik ve halen evraklarını ibraz eden vatandaşlarımıza haklarını ödemeye devam ediyoruz. Göreve geldiğimizde önceki hükümet döneminde yaşanan bankacılık krizi nedeniyle TMSF’ye, kamu bankalarına ve Merkez Bankasına ihraç edilen devlet iç borçlanma senetlerinin toplamı 111 milyar liraydı. Batık bankaların faturasını milletimize 231 milyar borç olarak çıkarmışlardı. Bu faturayı da biz ödedik. 10 yıl önce kamu bankalarını 16 milyar lira zararla bize devrettiler. Biz o kamu bankalarını alıp kâra geçirdik. Türkiye’yi kendi insansız hava aracı İHA’yı, kendi ALTAY tankını, kendi roketlerini, kendi savaş gemisi MİLGEM’i, kendi savaş helikopteri ATAK’ı üreten ülke konumuna yükselttik. Kendi imalatımız olan GÖKTÜRK uydusunu uzaya fırlattık. Paramız itibarını yitirmişti, 6 sıfırla adeta rekora koşuyorduk. Paramızın kıymet-i harbiyesi kalmamıştı. Millet olarak maaşı alır almaz döviz bürolarına gidiyorduk, oradan dolar alıp paramızın değerini korumaya çalışıyorduk. 6 sıfırı paramızdan atarak iade-i itibarda bulunduk. Önceki hükümet, yüzde 59 faiz oranıyla çiftçiye kredi veriyordu. Şu an biz, yüzde 0 ila 7,5 arasında bir oranla kredi veriyoruz. Önceki hükümet, yüzde 47 faiz oranıyla esnafa kredi veriyordu. Şu an biz, yüzde 5 ila 8 arasında bir oranla kredi veriyoruz. Kişi başına milli gelirimiz 3 bin 500 dolar seviyesinden, 11 bin dolar seviyesine kadar yükselmiştir ve biz Türkiye’nin 2023’te kişi başına milli gelirini 25.000 dolar seviyesine yükseltmeyi hedefliyoruz. Enflasyonu biz indirdik. 2012’de enflasyon bakımından, yüzde 6,16 ile tarihimizin en düşük seviyelerinden birini yakaladık. Ülkemizde gördüğümüz şu anki tablo, son yıllarda büyük bir ekonomik gelişme yaşandığının ispatıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, Türkiye’nin bu gelişimine paralel bir şehircilik anlayışı ile marka şehirler oluşturmak gayesindeyiz. Çünkü, Dünyada, ülkeler yarıştığı gibi şehirler de yarışıyor. Şehirler, gelişme ve daha iyi bir hayat şartı sağlamada birbirleriyle yarışıyorlar. Böyle bir zamanda ülke olarak Trabzon’un da dünya şehirleri ile yarışır konuma gelmesi için gayret göstermeliyiz” diye konuştu.
“TRABZON’UN HİÇBİR İLÇESİNDE, KÖYÜNDE AYRIMCILIK YAPMADIK”
Trabzon’un hiçbir köyünde, beldesinde veya ilçesinde hizmet ve yatırımlar açısında hiçbir ayrımcılık yapmadıklarını söyledi.
Bakan Bayraktar, Trabzon’un marka şehir olduğunu belirterek, “Trabzon bizim anayurdumuz. Hemşehrilerimizin görüşlerini, kanaatlerini ve arzularını da her zaman önemsedik, önemsiyoruz. Bununla beraber Trabzon’un hiçbir köyü, beldesi veya ilçesi arasında hizmet ve yatırım açısından ayrım yapmadık, yapmayız. Çünkü Trabzon demek, bizim için hizmet edilecek, eser kazandırılacak yer demektir. Bu doğrultuda işadamından bürokratına kadar hepimiz Trabzon için, hizmet ve eserlerimizle konuşmalıyız. Trabzon’a her alanda hizmet için koşturmalıyız. Trabzon’u bir sağlık, eğitim, spor, turizm, sanayi ve ticaret kenti yapmak için mücadele etmeliyiz. Hepimiz, her yönüyle marka bir şehir olan Trabzon hedefiyle çalışmalıyız” dedi.
Trabzon için iş adamlarının, sanayicilerin her koşulda yatırım, üretim ve küresel rekabet mücadelesine devam etme kararlılığı göstermelidir diyen Bakan Bayraktar, “Ticaret ve ihracat yapılabilmesi için önce üretim olması, üretim için de çarkların dönmesi gereklidir. Bu çarkların sorunsuz bir şekilde dönmesi adına, Trabzon için elimizden gelen ne varsa yapmaktayız” şeklinde konuştu.
(İHA)