Ukrayna, AB ile ortaklık yapmaktan vazgeçip Moskova ile ticari ilişkileri geliştirmeyi tercih etti. Kiev'in sırtını Batı'ya dönüp yüzünü Doğu'ya çevirmesi, Kiev sokaklarının tepkisini çekti. Peki, Ukrayna'nın bu kararının ardında ne gibi gerekçeler var?
Abone olKiev’deki Opera Binası’nda perdeler aşk, rekabet ve reddedilmenin sahnelendiği bir oyun için aralanıyor.
Sahnede, fakir bir köylü ve bir başçavuş masum bir genç kızın elini tutmak için yarışıyor. Operanın hikâyesi 19’uncu yüzyıl İtalya’sına dayanıyor ama dönen entrika 21’inci yüzyılın Ukrayna’sına rahatlıkla adapte edilebilir.
Avrupa’nın en büyük ikinci ülkesi olan Ukrayna hem Doğu’yla, hem de Batı’yla flört ediyor. Avrupa Birliği, Ukrayna’yı tarihi serbest ticaret ve siyasi işbirliği önerisiyle cezbederken, Rusya ise Kiev’in kendi ekonomik bloğuna girmesini istiyor.
Kimin tarafında yer alacağı kararı, Ukrayna üzerinde büyük bir baskı yarattı.
Ekonomik baskı da buna dâhil. Kiev’de fındıklı, konyaklı binlerce küçük çikolata üreten Roşen adlı şekerleme fabrikası imalatı yavaşlattı.
Moskova da bu yılın başında Ukrayna’nın en büyük şirketleri arasında yer alan bu fabrikadan ithalatı durdurup, gerekçe olarak sağlık kaygılarını öne sürdü.
'Özgürlük için bedel öderim'
Moskova ayrıca diğer Ukraynalı şirketlere ticaret kısıtlaması da koydu. Bu da Kiev’in Moskova’ya sırtını dönmeden önce iki kere düşünmesi gerektiğini işaret eden bir adımdı.
Roşen adlı fabrikasının sahibi Petro Poroşenko, “Tüm dünya asıl gerekçenin siyasi olduğu konusunda hemfikir” dedi.
Ukrayna eski Dışişleri Bakanı olan Poroşenko, 2007’de Brüksel’le İşbirliği Anlaşması için görüşmeleri başlatan isimdi.
Poroşenko, “Gelecekteki gelişimimiz için stratejik bir karar verme gereksinimi olduğundan bu, Ukrayna üzerinde bir çeşit baskı. Geleceğimiz, Avrupalı geleceğimiz için mücadele ediyoruz.”
“Eğer bunun için çok büyük bir bedel ödemem gerekiyorsa ki bu Rusya’nın yasağı nedeniyle milyonlarca, milyonlarca kayıp demek, o zaman bu bedel, özgürlük için ödenen bedeldir.”
Geçen hafta Ukrayna hükümeti stratejik kararını verdi.
Meclisteki gürültülü ve kavgacı bir oturumdan sonra ülkenin başbakanı, kabinenin AB ile İşbirliği Anlaşması’nı askıya aldığını ve bunun yerine Moskova’yle ekonomik bağları geliştirmeye odaklanacaklarını duyurdu.
Konuştuğum Ukrayna Enerji Bakanı Eduard Stavitsky, “Geçtiğimiz yıl Rusya ve Ukrayna arasındaki ticaret oranı yüzde 25 düştü” dedi ve ekledi:
“Bu bizim ekonomimize büyük bir darbe, bunu göz ardı edemeyiz.”
Bakana, Kiev’in AB’den herhangi bir tazminat talebinde bulunup bulunmadığını sordum. Bakan şu cevabı verdi:
“AB yetkilileriyle, bu sorunun da gündeme geldiği çok sayıda toplantıya katıldım. Bunu aylar önce tartıştık. Maalesef karşılığında yalnızca Ukrayna’nın AB ile anlaşmadan orta ve uzun vadede fayda sağlayacağı beyanlarıydı. Siyaset konuşmaktan ziyade bu ekonomik sıkıntılar gibi ayakları daha basan soruları ele almamız lazım.”
Avrupa Birliği, Rusya’dan kaynaklanan kayıplar nedeniyle Ukrayna’ya tazminat ödemesi gerektiği fikrini reddediyor.
Kiev’in AB elçisi Jan Tombinski ise “Bu kayıplar, AB’nin İşbirliği Anlaşması’ndan kaynaklanmıyor” diyor.
“Bunların sebebi başka bir yerde alınan karardır. Belki de diğer ortaktan tazminat ödemesi talebinde bulunmalıyız.”
Kiev’in yüzünü doğuya dönmesi Brüksel için bir yenilgi, Rusya içinse jeopolitik bir zafer gibi görünüyor.
Moskova’nın Dış ilişkiler ve Savunma Politikaları Konseyi’nden Sergey Karaganov, “Yaklaşık 20 yıldır, Rusya ve Avrupa Birliği eski Sovyet bölgelerinde ‘sıfır toplamlı, yani bir tarafın kazancının, diğerinin kaybı olduğu’ bir oyun oynuyordu” diyor.
“Rusya kazanıyordu ve tek bir puan bile kaybetmek istemiyor. Ama bu oyun Avrupa’nın zararına çünkü Rusya ile bir ilişki geliştirme imkânını kaybediyor.”
“Ama Rusya’nın da zararına çünkü Avrupa’ya yabancılaşıyor. Bu, Ukrayna gibi bu oyundan zarar gören ülkeler ve arada kalan ülke halkları için çok kötü bir durum.”
Öfke sokaklara taştı
Ukrayna hükümetinin kararı, AB yanlılarının polisle çatıştığı Kiev sokaklarında öfkeye neden oldu.
Göstericiler, yetkilileri Ukrayna’yı Sovyetler Birliği dönemine sürüklemek ve Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’i de iktidarda kalmak için ülkeyi Moskova’ya satmakla suçluyor.
Kiev Uluslararası Demokrasi Enstitüsü’nden Serhiy Taran, “Yanukoviş kendini ve 2015’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanabilmek için kendi kişisel çıkarlarını düşünüyor” diyor.
“Peki aklında ne var? Avrupa Birliği’nin şeffaf ve adil seçimler talebinde bulunacağını düşünüyor. Ama Rusya, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde prosedürleri umursamaz.”
Cumhurbaşkanı Yanukoviç, Pazartesi gecesi televizyondan seslendiği Ukrayna halkına ‘Avrupalı Ukrayna’ya sadık kaldığı’ iddiasını öne sürdü.
Ukrayna’nın üzerindeki ekonomik ‘baskıya’ atıfta bulunan Yanukoviç, önceliğinin istihdam sağlamak, emekli maaşlarını korumak ve ülkede ‘barış ve huzur’ sağlamak olduğunu söyledi.
Opera’ya dönecek olursak, tahmin edildiği gibi genç kız köylüye âşık olur ve günbatımına doğru beraber yürüdükleri mutlu bir sonla biter.
Siyaset sahnesinde ise romantizme yer yok, yalnızca hesap kitap var.
Şimdilik Ukraynalı yetkililer Moskova’nın kendileri için en iyi seçenek olduğu kararına vardılar. Fakat Cumhurbaşkanı Yanukoviç, anketlerin de gösterdiği üzere Ukraynalıların çoğu Rusya’dansa AB ile yakın ilişkiler kurmaktan yana olduğu için, AB zirvesine katılmayı planlıyor.
Belki de, perdeler kapanmadan önce beklenmedik bir dönemeç için hala vakit vardır…