16 Şubat 1969 günü, Türk siyasî tarihine 'Kanlı Pazar' olarak geçti. O günden bugüne birçok şey hala aydınlatılamadı.
Abone olKanlı Pazar olayı, gençlik örgütlerinin Taksim Meydanı'nda ABD'nin 6. Filo'sunu protesto etmek için toplandığı sırada yaşandı. Gösteriden önce Komünizmle Mücadele Derneği, halkı tepki göstermeye çağırdı. Milli Türk Talebe Birliği'nde (MTTB) ise bazı toplantıların organize edildiği belirtildi.
16 Şubat 1969'da dönemin sağ sol kavgalarından biri daha yaşandı. Bir grup, eylem yapanlara saldırırken, olaylarda Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençler öldü, 114 kişi de yaralandı. Bu olayda ismi geçen kurumlardan biri olan MTTB, tam 42 yıl sonra suskunluğunu bozdu.
Zaman'dan Emine Dolmacı'ya konuşan İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü yüksek lisans öğrencisi ve MTTB Genel Başkan Yardımcısı Abdürrahim Boynukalın, bu olayı tez konusu olarak seçti. "Türkiye sağının değişimi ve MTTB" başlığıyla bir çalışma yapan Boynukalın, bunun 'Kanlı Pazar'la ilgili bir yüzleşme anlamı taşıdığını söylüyor. "Olayın bir derin devlet yapılanması olduğu, sopaların sivil polisler tarafından dağıtıldığı, apartman çatıları ve otellerin üzerinden silahların ateşlendiği sonradan ortaya çıktı." diyen Boynukalın, sağcı camianın bundan ders aldığını ve 70'li yıllardan itibaren sokaktan çekildiğini söylüyor. O günlere ilişkin kimsenin 'sütten çıkmış ak kaşık olmadığını' ve herkesin özeleştiri yapması gerektiğini belirten Boynukalın, "Şu anda ülke dönüşüyor, değişiyor. Bu süreçte kendilerini en iyi eleştirenler ve hesaplaşmayı yapanlar ayakta kalıyor." diyor.
Sağcı gençlerin neden Amerikan 6. Filo'suna karşı eylem yapan solcuları hedef aldığını anlamadığını belirten Abdürrahim Boynukalın, "Siz o dönem solun neye karşı çıktığına hiç dikkat etmiyorsunuz. Aslında şu an 6. Filo Dolmabahçe'ye demirlese buna en çok karşı çıkacak kesimlerden biri de solcularla birlikte sağ camiadır." diyor. Öyle bir eylem düzenlense pek çok sivil toplum örgütünün bu organizasyon içinde yer alacağını belirtiyor. Bu acı tecrübelerden ders aldıkları için bugün sokağa çıkmadıklarını, şayet çıkarlarsa da içinde şiddet barındırmayan eylemler yaptıklarını kaydediyor. Bu konuda diğer kesimleri eleştiren Boynukalın, "Onlar hâlâ sokakta polisle kapışıyorlar. Onları dövmeye çalışıyor, onlardan dayak yiyorlar. Bundan ders almış da değiller." diyor.
2008 yılında yeniden kurulduktan sonra 2023 yılı raporunu hazırlayan, referandum öncesinde 13 Eylül hareketine katılan ve yeni bir anayasa isteyen MTTB'nin başkan yardımcısı Abdürrahim Boynukalın, öğrencilerin gerçekleştirdiği yumurtalı eylemleri de eleştiriyor. "Öğrenci Kolektifleri, örgütçülük anlamında başarılıdır. Çıktılar, ne kadar ünlü varsa yumurta atıp isimlerini duyurdular." diyen Boynukalın, ancak bunun ahlakî yönünün ve gelecek boyutunun olmadığını düşünüyor. Ona göre Öğrenci Kolektifleri yalnızca 'yumurtacılar' olarak tanınıyor ve olayların üzerinden bir süre geçtikten sonra da unutulup gidecekler.