Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki canlı yayında moderatörlük teklifine ilk başta kabul eden daha sonra reddeden Uğur Dündar'ın yakın arkadaşı Haluk Şahin, kararın neden değiştiğini yazdı.
Abone olCumhur İttifakı İstanbul adayı Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu ile canlı yayın için tecrübesi nedeniyle Uğur Dündar’ı tercih ettiğini açıklamıştı. Uğur Dündar ise Yıldırım'ın sözlerine karşılık, “Binali Bey'in dürüstlüğüme duyduğu güvene ve böyle bir sorumluluğu üstlendiğimde adaletin terazisini asla saptırmayacağıma emin olmasına çok teşekkür ederim...” ifadelerini kullanmıştı.
Uğur Dündar vazgeçti
Usta gazeteci Uğur Dündar, dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, programda moderatörlük yapmayacağını duyurdu.
Dündar, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Moderatörlüğüm üzerinden her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek bir takım hazırlıklar yapıldığını görüyor ve bu sebeple 50 yıldır ödünsüz bağlı kaldığım evrensel yayıncılık ilkeleri gereği moderatörlük yapmama yönünde aldığım kararı kamuoyuna saygıyla arz ediyorum" diye yazdı.
Yakın arkadaşı yazdı
Bir dönem usta gazeteci Uğur Dündar ile birlikte çalışan ve Dündar'ın yakın arkadaşı olan gazeteci/yazar Haluk Şahin ise, sosyal medya hesabından kararın neden değiştiğini anlattı. İşte Haluk Şahin'in sosyal medya hesabından yaptığı o paylaşım:
İğneli fıçıya girmeyi niçin kabul etsin?
"Yıldırım ile İmamoğlu arasındaki televizyon moderatörlüğünü yapmaya en layık ve ehliyetli kişi kuşkusuz Uğur Dündar’dır. Kendisi de bu göreve talip olmuş, yapılan teklifi kabul etmişti.
Ama sonra vazgeçti. Niçin mi? Çünkü Türkiye’de siyaset hasta. Çünkü Türkiye’de toplum hasta. Bunları kendisiyle konuşmadan yazıyorum:
İki taraflı saldırıya uğrayacaktı
Uğur Dündar eğer fevkalade hazır ve ehliyetli olduğu bu işi yapsa çok ağır bir saldırı kampanyasının ve özellikle sosyal medya lincinin hedefi haline getirilecek, lime lime edilecekti. Üstelik bu tek taraflı değil, iki taraflı olacaktı.
Sonucun tüm sorumluluğu üzerine yıkılacaktı. Vayy, şu soruyu niçin sordun, şu soruyu niçin sormadın, şu soruyu ne maksatla sordun, ya şunu ne maksatla en sona sakladın, vb. vb.
Yedi sülalesinden girilecek, yemek faturalarından çıkılacaktı. Uydurma, hakaret ve iftirada sınır tanımayacaklardı. 50 yıldır bu işi başarıyla yaptığını kanıtlamış, yaşını başını almış bir kişi böyle bir iğneli fıçıya girmeyi niçin kabul etsin?
Toplum olarak başlıca ruhsal hastalığımızın paranoya (evham) olduğunu yıllardır yazarım. Bu kalıtsal hastalığımız sosyal medyanın tahriki ile iyice azgınlaştı. Sürekli olarak birilerinin bize kötü bir şeyler yapmasını bekliyoruz. Sürekli olarak her şeyi başkalarının parmakları ve hayali “proje”leri ile açıklıyoruz.
Ve, böylece, aklımız sıra, sorumluluktan kurtulmuş oluyoruz. Ne bölünmesi; karşılıklı konuşamayacak haldeyiz!
Türkiye’nin acilen tedaviye ihtiyacı var. Türkiye’nin acilen pencerelerini açıp içerisini havalandırmaya, çekmecelerde birikmiş eski şişeleri atmaya, kokuşmuş köşeleri dezenfekte etmeye ihtiyacı var.
Klasik demokrasinin kurucu bilgeleri bu nedenle iktidar süresini azami sekiz yıl ile sınırlamışlardı. Yoksa iktidar çürütür diyorlardı. Türkiye’de çürüme had safhada. Her yanı sarmış durumda. Uğur Dündar bence bu yüzden çekilmiştir."