BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL

Uğur Dündar Erdoğan'a şahit oldu Kılıçdaroğlu'nu yalanladı!

Sözcü yazarı Uğur Dündar, Erdoğan'ın tanığıyım, o hikaye doğru dedi ve Kılıçdaroğlu'nu yalanladı.

Abone ol

Bu köşede hemen her gün Başbakan, pardon Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan'ı eleştiriyorum. (...)Ama bugün Tayyip Erdoğan'ın hakkını teslim edeceğim. Aksi takdirde adil ve dürüst davranmamış olurum.

Sözcü gazetesindeki köşesinde Uğur Dündar işte böyle başladı yazısına.

Başbakan Erdoğan'ın AK Parti adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için start verdiği toplantıda söz ettiği, kolundaki bilezikleri veren kız çocuğu hikayesinin tanığı olduğunu açıklayan Dündar şöyle yazdı:


KILIÇDAROĞLU O HİKAYE YALAN DEMİŞTİ


Cumhuriyet gazetesi yazarı Çakırözer'e konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu o olay ile ilgili olarak,  "Bir öykünün arkasına saklanarak, 'halka yakın' imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi bilmeli. Onun yerine erkek çocuğunun evindeki 30 milyon Avro'nun hikâyesini anlatsa çok henüz etkileyici olurdu. Profesyonel kurgucuların hazırladığı, Erdoğan'a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama dair profesyonel olan Bülent Arınç'a yarar. Zati ihtiyaç duyulan etkiyi de göstermiş. Ama biz Arınç'ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç kelime çıkmasını beklerdik." demişti.

Dündar, bugünkü yazısı ile Kılıçdaroğlu'nu da yalanlamış oldu.

"O öykü gerçek değil. Uydurma bir öykü." eleştirilerine yer veren Çakırözer, Kılıçdaroğlu'ndan şu açıklamaları köşesine taşıdı: "Bir öykünün arkasına saklanarak, 'halka yakın' imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi bilmeli. Onun yerine erkek çocuğunun evindeki 30 milyon Avro'nun hikâyesini anlatsa çok henüz etkileyici olurdu. Profesyonel kurgucuların hazırladığı, Erdoğan'a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama dair profesyonel olan Bülent Arınç'a yarar. Zati ihtiyaç duyulan etkiyi de göstermiş. Ama biz Arınç'ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç kelime çıkmasını beklerdik."

Haberin Tamamı İçin: http://www.medya365.com/politika/kilicdaroglu-o-oyku-gercek-degil-h208440.html
Medya365.com
"O öykü gerçek değil. Uydurma bir öykü." eleştirilerine yer veren Çakırözer, Kılıçdaroğlu'ndan şu açıklamaları köşesine taşıdı: "Bir öykünün arkasına saklanarak, 'halka yakın' imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi bilmeli. Onun yerine erkek çocuğunun evindeki 30 milyon Avro'nun hikâyesini anlatsa çok henüz etkileyici olurdu. Profesyonel kurgucuların hazırladığı, Erdoğan'a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama dair profesyonel olan Bülent Arınç'a yarar. Zati ihtiyaç duyulan etkiyi de göstermiş. Ama biz Arınç'ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç kelime çıkmasını beklerdik."

Haberin Tamamı İçin: http://www.medya365.com/politika/kilicdaroglu-o-oyku-gercek-degil-h208440.html
Medya365.com

"Yıl 1994...

Hürriyet Gazetesi'nin İkitelli'deki binasında, ARENA Programı'nı Show TV yayınına yetiştirebilmek için dakikalarla yarıştığımız günlerden biri...
Asistanım Türkan, Refah Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın aradığını söylüyor.
"Bağla lütfen" diyorum.

O tarihlerde İstanbul'daki bazı SHP'li belediyelerdeki rüşvet ve yolsuzluk çarklarını, cesaretle gözler önüne serdiğimiz için, başta Refah Partisi olmak üzere muhalif partilerin gözdesi durumundayız.

İSKİ Skandalı'yla ilgili haberlerimiz reyting rekorları kırıyor, cesur ve dürüst gazeteciliğimiz yere göğe sığdırılamıyor...

Erdoğan ilginç bir konuyu aktarmak istediğini söyleyince hemen davet ediyorum.
"Zaten havalimanındayım, geliyorum" diyor.

Kapıda karşılayıp odama buyur ediyorum.
Milli Görüş Teşkilatı'nın çok güçlü olduğu Almanya'dan dönüyormuş.

Sohbet sırasında SHP belediyelerindeki rüşvet ve yolsuzluklara illallah diyen vatandaşların tüm gücüyle kendisini desteklediğini söyleyip, ceketinin cebinden küçük bir torba çıkarıyor.

İri bir mendilin düğümlenmesiyle oluşan torbacığı masamın üzerinde açmaya başlıyor.
Torbacığın içinden altın bilezikler ve takılar dökülüyor.

Sohbetimize katılan ekip arkadaşlarım Ercüment Alan ve Arslan Kızılkan'ın gözleri şaşkınlıktan faltaşı gibi açılıyor.

"Bunları nereden buldunuz" diye sormaya hazırlanırken o, "Halk bize öylesine güveniyor ki, biz istemeden yastık altındaki ziynetini getirip veriyor. Gözlerimizi yaşartan sevgi gösterileriyle karşılaşıyoruz" diyor.

Sonra da dürüst haberciliğimize teşekkür ederek ayrılıyor.

* * * *

Yıllar sonra değerli kardeşim Nedim Şener, hayatımı anlattığı "İşte Hayatım" kitabını hazırlarken bu anımı paylaşıyorum.

Nedim "Çok ilginç, bunu yazmalıyım" diyor.

Benim dürüstlüğüme havale edilmiş özel bir konu olduğu için yazmamasını rica ediyorum.

Ama Tayyip Erdoğan açıkladığından, artık paylaşmakta sakınca görmüyorum.
"İstanbul'un fakir bir semtinde dolaşıyorduk. 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu geldi. Elinde bir şey vardı. Verirken "Annem seçilirse bizi unutmasın" dedi. Bir baktım iki bilezik... Kendisi de kolundaki oyuncak bilezikleri çıkardı" diyerek anlattığı "bilezik hikayesi" doğrudur.

Halk ona, darda kalacağı günlerde bozdurmak üzere sakladığı bileziklerini "Bu adam Allah'tan korkar, kul hakkı yemez" deyip verecek kadar güvenmiştir.