BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı tarafından cevaplamak üzere ücretli öğretmenlerin sorunlarıyla ilgili soru önergesini Meclis'e taşıdı.
Abone olZozani soru önergesinde, "Türkiye’de diğer bütün meslek alanlarında olduğu gibi, öğretmenlerin de büyük problemleri var. Zor koşullarda eğitimini bitiren ve kutsal bir görev icra eden öğretmenlerin mezun olduktan sonra, atanamama veya hiçbir özlük hakkı bulunmadan düşük ücretlerde çalışmak durumunda kalma gibi ciddi sıkıntıları var. Mezun olup KPSS gibi bir engelle karşılaşan, bu engeli de aştığı halde yıllarca kadro bekleyen ve atanamayan yüz binlerce öğretmen var. Bu durum, atanamayan öğretmenleri “ücretli öğretmenliğe” mecbur bırakmak" sözlerine yer verdi.
Önergede ‘Öğretmen’ sıfatıyla derslere giren ancak esas itibariyle yasal statüleri ve hiçbir özlük hakkı olmayan ücretli öğretmenlerin, bugün Türkiye’deki öğretmen sayısının yüzde 10’unu oluşturduğu belirten Zozani, "Görevleri açısından kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapan;ancak kadrolu öğretmenlerin ekstra faaliyet ve dersler için aldığı ek ücretleri almadan, asgari ücrete talim eden, sigortalarının yarısı yatırılan ücretli öğretmenler, adeta devletin ‘taşeron işçileri’ şeklinde çalışmaktadır. İş güvenceleri olmayan, okul yönetiminin istediği vakit işlerine son verebildiği ve üstelik işlerinin son bulması durumunda hiçbir tazminat hakkının olmadığı ücretli öğretmenlerin yıllık izinleri de bulunmamaktadır. Bunun yanında, eğitim-öğretim yılının bitiminde, yani yaz tatilinde işleri son bulan ve bir sonraki sene çalışıp çalışmayacağı net olmayan ücretli öğretmenler, bu yönleriyle,çok açık bir biçimde ‘mevsimlik işçi’ statüsündedir" dedi.
Ücretli öğretmenliği yalnızca atanamayan öğretmenler yapmamaktadır. Mezun olduğu alanda iş bulamadığı için, ücretli öğretmenliğe mecbur bırakılan binlerce farklı disiplinlerden mezun insan vardır. Bu durum, hem öğretmenlik mesleğinin önemi ve niteliğinin büyük oranda yitirilmesine neden olmakta, hem de farklı alanlarda eğitim almış ve uzmanlaşmış kişilerin kendi alanlarında çalışarak kamusal hizmet üretmesinin önünde büyük bir engeldir.
Zozani önergede, "AKP Hükümeti, her yılın bütçesini açıkladığında, en büyük bütçenin Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrıldığını, Hükümet olarak eğitime ne kadar önem verdiğini ısrarla vurgulamaktadır" sözlerine yer verdi.
Zozani Mİlli Eğim Bakanı Nabi Avcı'ya şu soruları yöneltti.:
-Türkiye’de ücretli öğretmenlik yapan toplamda kaç kişi vardır?
-Ücretli öğretmenlik yapanların illere göre dağılımı nedir?
- AKP Hükümetleri döneminde, yani 2002-2014 yılları arasında, ücretli öğretmenlik sayısının yıllara göre dağılımı nasıldır?
- Türkiye’de Mayıs 2014 itibariyle, öğretmen açığı kaçtır? Bu tarih itibariyle, bu açığın ne kadarı ücretli öğretmenler tarafından giderilmektedir?
- Ücretli öğretmenlerin kaç tanesi Eğitim Fakültelerinden mezun olmuştur? Farklı disiplinlerden mezun olup ücretli öğretmenlik yapan kişi sayısı kaçtır?
- Ucuza ve hiçbir özlük hakkı olmadan çalıştırmak için,Türkiye’nin birçok yerinde lise ve ön lisans mezunlarınındahi, özel uzmanlık alanı gerektiren derslere girdiği düşünülürse, Bakanlık olarak nitelikli bir eğitimin verilmesi hususunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hükümetleriniz döneminde, oldukça yaygınlaşan ve ciddi bir emek sömürüsü haline gelen ‘taşeronlaşma’ meselesi çığ gibi büyürken, Milli Eğitim Bakanlığı olarak öğretmenlerin bu şekilde çalıştırılmasına karşı bir önleminiz veya girişiminiz var mıdır?
- Atanamayan ve kadro bekleyen yüz binlerce öğretmenin talepleri, Bakanlığın bütçesi gerekçe gösterilerek reddedilmektedir. En büyük bütçenin, Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrıldığı iddia edildiği halde, bu kadar öğretmenin atanamaması ve taşeron işçi statüsünde çalıştırılmasının gerekçesi nedir?
- Bakanlık olarak atanamayan öğretmenler ve atanamadığı için ücretli öğretmenliğe mecbur bırakılan yüz binlerce kişinin sorunlarını nasıl çözmeyi planlamaktasınız?
- Bu çerçevede, dünyada eşi görülmeyen ücretli öğretmenliği kaldırmayailişkin Bakanlığınızın bir çalışması bulunmakta mıdır?