Başbakan'ın uçağında gazetecilerin içtiği şarap, daha önemli olayları önemsiz yaptı. Uçakta içilen bir kaç kaden içki, memleketin iç ve dış sorunlarını bir anda yok etti.
Abone ol Yalçın Pekşen, son günlerde sık sık medyada yer bulan Başbakan'ın uçağında gazetecilerin şarap içmesini eleştirdi. Fakat Pekşen'in üstünde duramak istediği bu değildi. Pekşen, "Şarabın rengine takıldık kaldık!" diyerek önemli olayların atlandığını vurguladı.Yazı : Yalçın Pekşen
Kaynak : www.aksam.com.tr
Başbakan'ın uçağında Beyrut'a giden gazeteciler, uçakta şarap ikramını ön plana çıkardılar.
Kim ilk siparişi verdi, ilk yudumu kim aldı, içki içmeyen Başbakan'ın uçağında içki içmek saygısızlık mı? Şarabın rengi, markası, yılı...önemli bilgilermiş gibi bizlere sunuldu.
Bu arada Lübnan'a niye gidildiği ve neler yapıldığı gözardı edildi.
Hatta Deniz Baykal'ın gezi öncesinde neden 'vatanın satıldığını' ileri sürdüğü ve hangi gerekçeyle Damat Ferit benzetmesinin yapıldığının bile üzerinde yeterince durulmadı.
Benim saptamalarıma göre meslektaşlar şarabın rengine takılıp kalırken, 'süngüsü minare, miğferi kubbe, camisi kışla ve mümini asker' Başbakanımız Lübnan'da başka bir işle meşguldu: Türkiye'nin Arap Birliği'nde temsil edilmesi...
Zira Beyrut'ta yapılan toplantı '11. Arap Forumu' idi.
Recep Tayyip Erdoğan bu toplantıya katılan ilk ve tek Arap olmayan ülke başbakanıydı.
Aslında Arap Forumu Türkiye'nin katılımının gerekmediği bir toplantıydı.
Bu konuların üzerinde duran da olmadı.
Şarapla uğraşıldı.
* * *
Başbakan bu toplantıya neden katılmıştı? Bunu anlamak için gazetecilerin pek üzerinde durmadığı konuşmasına bakmak gerekiyor. Bu konuşma, Başbakan'ın amacının vatanın karlı kuruluşlarını Arap para babalarına satmak olduğunu gösteriyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu'nu karşıma almak istemem. O yüzden benim laflarımdan 'vatanın satıldığı' anlamı çıkarılmasın lütfen. Söylemek istediğim sadece vatanın karlı kuruşlarının satılmak istendiğidir.
Bunu açıkça söyledi Başbakan:
'İleriye dönük olarak amacımız birkaç büyük kamu teşebbüsünün de, özelleştirme programı kapsamında satışını gerçekleştirmektir. Bunlar arasında Tüpraş, Petkim, Tekel, Telekom, Sivil Havacılık, Petrol rafineleri ve oteller gibi kuruluşlar bulunmaktadır.'
* * *
Şimdi biraz daha sıkı duralım: Başbakan ortak özellikleri karlılık olan bu kuruşların satış kararını açıkladıktan sonra Arap ülkeleri liderlerine bir iç tartışmamızı da aksettirdi:
'Bunları yapınca birileri vatana ihanet ediyorlar, devletin malını satıyorlar diyor.'
TCK'nın takipçilerinin dikkatine !
Ben demiyorum, Başbakan söylüyor.
Bunların üzerinde duran bir tek arkadaşımız olmadı.
Devletin esaslı gelir kaynakları sayılan kamu kuruluşlarının açıkça yabancılara pazarlanmasını Fransız şarabının kırmızı rengi gölgeledi.