BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Uçakların sırrı İsrail'in kararında gizli

İsrail'in yeni bir suikast dalgası başlatma kararı almasının ardından gelen Türkiye hava sahasında görülen sır uçaklar kafaları karıştırdı.

Abone ol

İsrail'in yeni bir suikast dalgası başlatma kararı aldığı iddiasını köşesine taşıyan İbrahim Karagül, Türkiye semalarında görülen ve kimliği tespit edilemeyen iki sır uçağı gündeme getirdi. Suikast kararının hemen ardından Sudan'da meydana gelen olay gözleri bir kez daha İsrail'e çevirdi.

Başbakan Benjamin Netanyahu başkanlığında yapılan, bakanlar ve güvenlik birimlerinin liderlerinin katıldığı toplantıda alınan kararlar doğrultusunda dünyanın dört bir yanında suikast haberlerinin geldiğine dikkat çeken Karagül, ardından Yeni Şafak'taki köşesinde bu sır dolu ölümleri bir bir sıraladı:

SUDAN'DA ARAÇ UÇAKLAR TARAFINDAN BOMBALANDI

"Aynı gün, yani biz bu planı ve endişeleri aktarırken suikastler başlamış bile. İlk haber Sudan'dan geldi. Ülkenin doğusunda seyir halinde bir araç, kimliği belirsiz uçaklar tarafından bombalandı. Uçakların kimliği, saldırının niteliği henüz belli değil. Ölen iki kişinin kim olduğu da bu cümleleri yazarken kesinleşmemişti.

Sudan Dışişleri Bakanı Ali Karti "Tüm belirtiler saldırının İsrail tarafından gerçekleştirildiğini gösteriyor. Bundan eminiz" dedi. Saldırı, uçaklardan atılan füze ile bir aracın havaya uçurulması şeklinde gerçekleştirilmişti. Irak'ta ve başka bölgelerde uçaklardan atılan füzelerle seyir halindeki araçların havaya uçurulması şeklinde onlarca suikast, saldırı biliyoruz. Saldırıların hemen hepsinden İsrail istihbaratı ya da ABD-İsrail ortak istihbarat operasyonu çıktı."

Hatırlanacağı üzere Dubai'de bir otelde üst düzey Hamas liderine düzenlenen filmlere konu olacak o suikastin öncesinde CIA ve Mossad'ın toplantı yaptığını hatırlatan yazar, yazısına şöyle devam etti:

DUBAİ'DE OTELDE SUİKAST

"3 Şubat 2010'da yine burada bir toplantıyı haber vermiştim. Dönemin CIA Başkanı Leon Panitta (Bu arada CIA'nın yeni başkan adayının General David Petraeus olduğunu da not edelim) ve üst düzey yöneticilerle Mossad Başkanı ve tepe yöneticiler arasında İsrail'de yapılan bir gizli toplantıda, İran'a, Suriye'ye, Hizbullah'a ve Hamas'a karşı alınacak "önlemler" tartışıldı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Ehud Barak'ın da katılımıyla yeni suikast dalgasının seyri belirlendi. İranlı nükleer fizikçilerin ve Duabi'de Hamas askeri yöneticisinin öldürülmesinden sonra yapılan değerlendirme toplantısının "endişe ettiğimiz suikast politikasının yeniden başlatıldığına" vurgu yapmıştım.

Sonradan bu toplantıların suikast için olduğu netleşti. Biz toplantının anlamını sorgularken onlar çoktan suikastlere başlamıştı. 20 Ocak'ta Dubai'de, İsrail istihbarat mensuplarının bizzat Başbakan Benjamin Netanyahu'nun talimatıyla, Batılı ülke vatandaşlarının pasaportları kullanılarak bir Hamas mensubu öldürülmüştü"

BUDAPEŞ'TEKİ SUİKASTTE İKİ İSRAİL UÇAĞI

Yine geçtiğimiz yıl Macaristan'da sokak ortasında öldürülen Suriye vatandaşını hatırlatan Karagül, olay günü iki İsrail uçağının havada güvenliği sağladığını yazdı:

"Sınırı aşan cinayetler ve istihbarat operasyonlarından biri de Budapeşte'de gerçekleştirildi. Hamas'a mali destek sağladığı iddia edilen bir Suriye vatandaşı gün ortasında öldürüldü. Çantasında bulunduğu iddia edilen 500 bin euro da kayıplara karıştı. Macar yönetimi saldırıyı gasp olarak kayıtlara geçti ama büyük bir skandalın patlamasını önleyemedi. Suikast sırasında iki İsrail uçağının havada güvenlik sağladığı ortaya çıktı. Ne garip, Gulfstream tipi iki uçak, Türkiye, Bulgaristan ve Romanya hava sahalarını kullanarak suikaste katılmıştı. Macaristan'ı karıştıran ihlalle ilgili Türkiye hemen açıklama yayınladı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Dışişleri Bakanlığı'nın talepleri doğrultusunda iki İsrail uçağına 17 Mart 2010 tarihinde üst uçuş izninin, yakıt ikmali yapmaması, elektronik teçhizat bulundurmaması gibi, bazı şartlarla verildiğini açıkladı. Bir saati aşkın süre Türk hava sahasında uçan suikast uçakları, elektronik izleme aygıtları taşıyor olmalı ki, Budapeşte üstünde suikastçilere izleme/güvenlik sağladı. Yani uçaklar bir şekilde suikaste katılmıştı"

TÜRKİYE SIR UÇAKLARIN PEŞİNDE

İşte bu suikasteri sıralayan Karagül, sözü geçtiğimiz günlerde Türk hava sahasında dolaşan iki sır uçağa getirerek yazısını işte bu sözlerle bitiriyor:

"Türkiye sır uçakların peşinde" başlığı ile verilen haber, benim gibi konuya duyarlı olanlar için fazlasıyla merak konusuydu. 26 ve 27 Mart tarihlerinde Rodos'tan kalkan iki uçak Türk hava sahasını ihlal etmiş. Datça'nın güneyinden bildirimsiz olarak giren hava araçlarının kimliği tespit edilememiş. Böyle bir olay ilk kez oluyormuş. "Türk hava sahasını, Türk Hava Kuvvetleri'nin kayıtları arasında yer almayan bir uçak mı ihlal etti?" sorusunun cevabı aranıyor şimdi? Yeni bir Budapeşte örneği yaşamayalım!"