BIST 9.653
DOLAR 34,58
EURO 36,32
ALTIN 2.982,13
HABER /  DÜNYA

TZOB’dan balıkçılara rastgele…”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, su ürünleri av yasağının 1 Eylül Pazar günü sona erdiğini bildirerek, “...

Abone ol

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, su ürünleri av yasağının 1 Eylül Pazar günü sona erdiğini bildirerek, “balıkçılığımız açısından 2012 yılı iyi geçmedi. Yeni av sezonu balıkçılarımız için bol ve kazançlı olsun” dedi.
Bayraktar, su ürünleri av yasağının 1 Eylül’de sona ermesiyle ilgili yaptığı açıklamada, 2012 yılında toplam su ürünleri üretim miktarının, 2011 yılına göre, yüzde 8,34 azalarak 703 bin 545,2 tondan 644 bin 852 tona indiğini hatırlattı. Bu üretim içinde avcılıkla elde edilen su ürünleri üretiminin 2012 yılında, 2011 yılına göre yüzde 15,99 azalmayla 514 bin 755,2 tondan 432 bin 442 tona indiğini bildiren Bayraktar, 2011 yılında 188 bin 790 ton olan yetiştiricilikle yapılan üretimin yüzde 12,51 artışla 2012 yılında 212 bin 410 tona yükseldiğini ve toplam su ürünleri üretimindeki düşüşün yüzde 8,34’de kalmasını sağladığını belirtti.
Şemsi Bayraktar, 2011 yılında 432 bin 246 ton olan deniz balıkları üretiminin 2012 yılında yüzde 26,98 düşerek 315 bin 636,5 tona indiğini, içsu ürünleri üretiminin yüzde 2,63 düşerek 37 bin 96,8 tondan 36 bin 120 tona gerilediğini, buna karşın diğer deniz ürünleri üretiminin yüzde 77,67 gibi olağanüstü bir büyümeyle 45 bin 412,4 tondan 80 bin 685,5 tona yükseldiğini vurguladı.
Toplam su ürünleri üretiminde yüzde 8,34, avcılıkla elde edilen su ürünleri üretiminde yüzde 15,99, deniz balıkları üretiminde yüzde 26,98 gibi düşüşler yaşanması nedeniyle 2012 yılının balıkçılık açısından iyi geçmediğini belirten Bayraktar, sağlıklı beslenme açısından da büyük önem taşıyan deniz ürünlerini sofralara ulaştıran balıkçıların sorunlarının çözülmesinde, geçmiş senelerde olduğu gibi bu sene de Bakanlıklardan kooperatiflere, birliklerden balıkçılara kadar tüm sektörün iş birliği içinde çaba göstermesi gerektiğini kaydetti.
Bayraktar, dünyada kişi başına su ürünleri tüketiminin yıllık ortalama 16 kilogram (kg) olduğunu, bu rakamın Avrupa Birliği’nde 24 kg, Japonya’da 69 kg, ABD ve Kanada’da 24 kg, İspanya’da 40 kg iken, Türkiye’de, dünya ortalamasının yarısında, 8 kg dolaylarında kaldığını belirtti.
Su ürünlerinin, tarım sektörünün ana alt sektörlerinden birisi olduğunu, insan beslenmesine katkısı, sanayi sektörüne hammadde sağlaması, istihdam imkanı oluşturması ve yüksek ihracat potansiyeli nedeniyle önemli bir konumda bulunduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Üç tarafı denizlerle çevrili 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridine sahip ülkemizdeki mevcut su kaynaklarımız da dikkate alındığında, su ürünleri sektörünün ne denli büyük bir potansiyele ve öneme sahip olduğu görülmektedir.
Ülkemizde denizlerden avcılıkla yapılan üretim kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı maalesef yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğun olarak görülmektedir. Ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına eriştiği kabul edilmektedir. Bu nedenle, ülkemizde avlanma miktarını artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için önlemler alınmaktadır. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmakta ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmektedir.”
Su ürünleri avcılığında sınırsız ve kuralsız avcılığın kontrol altına alınmalı ve her geçen gün artan biyolojik yok oluşun engellenmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Avcılıkta gerekli denetimler mutlak suretle yapılmalı ve kota sistemi uygulanmalıdır. Özellikle avcılıkla elde edilen bazı balık türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, avlanma konusunda yasaklara ve kurallara uymanın, balıkların yumurtalarını bıraktıktan sonra avlanmasının ve böylece stokların korunmasının ne kadar önemli olduğu daha net görülecektir.
Denizlerimizde yetiştiricilik için uygun olan alanlar değerlendirilerek, yetiştiricilikte istenilen düzeye ulaşmak mümkündür. Yetiştiricilik yapmak isteyen üreticiler için ruhsat alınması aşamasında karşılaşılan prosedürler, karmaşık ve zaman alıcıdır. Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç vardır. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması önem arz etmektedir.
Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır. Avrupa’ya ihraç edilen tek hayvansal tarım ürünü olan balığın (su ürünlerinin) uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmesi için desteklemeler günün şartlarına göre artırılmalıdır.
Ülkemiz kültür balıkçılığı alanında büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen üretim istenen seviyeye ulaşamamıştır. Sektörün gelişimi için destek ve teşvike ihtiyaç vardır. Kaliteli yumurta ve yavru üretimi amacıyla uzmanlaşmış damızlık işletmelerinin kurulması ve mevcut işletmelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir. Yetişmiş eleman eksikliği giderilmelidir.”
Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bünyesinde Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün kurulması su ürünleri sektörü için önemli bir gelişme olduğunu bildirerek, “Bakanlık su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla çok sayıda denetim ve düzenlemeler yapmaktadır. Su ürünleri sektörünün geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması için yapılacak çalışmaların devam etmesi önem arz etmektedir” dedi.
(İHA)