Twitter için AYM'ye bireysel başvuru yapan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, açıklamalarda bulundu.
Abone olTBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, "Twitter binlerce iletişim aracından bir tanesi dolayısıyla herkes kendi haddini bilmeli, nitekim biraz hizaya geldi" dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesinin 52. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törene gelişinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Twitter ile ilgili başvurusunun hatırlatılması üzerine Kuzu, bu başvurusunun kamuoyunda yanlış algılandığını belirtti.
Kuzu, şöyle devam etti:
"Mesele Twitter'ı kapatmak falan değil. Ben o başvurumu aslında haziran ayında yapmıştım, Twitter'daki ağır laflar üzerine. Fakat savcı şubatta bir karar verdi, 2014'ün Şubat'ı, dedi ki 'ben senin dosyan için muhattap bulamıyorum, bu hakareti kim yaptı adresi belli değil.' Faili meçhule gittik anlayacağınız ve savcı bu dosyayı atmış depoya. O depoda bekliyor. Onun adına 'zaman aşımı deposu' diyorlar. Süreç bitmiş, ben de onun üzerine müracaatımı yaptım. Benim hakkım eğer o bölüm çıkarılarak kaldırılabiliyorsa Twitter onu çıkararak kaldırır. Kaldıramıyorsa kapatarak kaldırır. Mesele Twitter'ı kapattırmak değil benim hakkımı arama yolları."
Bir yerde ifade özgürlüğü konuşulurken, bir yerde de "onur, şeref ve insanların kişilik hakları" olduğunu dile getiren Kuzu, "Ben onuru tercih ediyorum. Çünkü ifadeyi her yolla kullanabilirim. Onur ya var ya yoktur bir insanda. Twitter olsa da olmasa da olur o manada. Twitter binlerce iletişim aracından bir tanesi dolayısıyla herkes kendi haddini bilmeli, nitekim biraz hizaya geldi" şeklinde konuştu.
AİHM'in 1 Mayıs kararı
AİHM'in 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması ile ilgili kararının sorulması üzerine de Kuzu, şunları kaydetti:
"AİHM'in bu gibi konularda karar alma yetkisi yok. Tamamen siyasi karar eğer böyle bir karar vermişse. Anayasal hakların ya da Avrupa Sözleşmesi Hakkı'nın ihlalinde böyle bir kararı vermesi lazım. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde 'Taksim Meydanı' diye bir meydan adı yok. Biz onların özgürlüğünü kullanmasını engellemiyoruz ki 'şurada' değil de 'şurada kullan' diyoruz. Denen bu. O yüzden o kararın uygulanma şansı yok."