Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, 'şiddet içeren yayınlara reklam vermeme' kampanyasının öncüleriyle buluştu.
Abone olDevlet Bakanı Nimet Çubukçu, çocukların televizyon izleme süreleri içinde yaklaşık 40 ile 50 civarında şiddet olgusuna maruz kaldığını belirterek, '''Televizyon bir eğlence aracıdır, doğru, ama her temanın eğlence aracı olarak sunulması dünyanın hiçbir yerinde görülmüş bir şey değildir'' dedi.
Bakan Çubukçu, şiddet içeren televizyon yayınlarına reklam vermeyerek, şiddete karşı başlatılan toplumsal seferberlikte öncülük eden iş dünyasının temsilcileriyle Kandilli İstanbul Ticaret Odası Tesisleri Cemile Sultan Korusu Hünkar Konağı'nda düzenlenen yemekli toplantıda bir araya geldi.
Çubukçu, toplantı öncesi yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce başlatılan kampanyanın, Reklam Verenler Derneğince desteklenmesinin kendilerini çok yüreklendirdiğini söyledi. Televizyonun insan hayatında çok etkili olduğunu dile getiren Çubukçu, çocukların bir ankette sorulan, ''Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz?'' sorusuna karşılık, ''doktor, avukat, öğretmen'' gibi meslekler yerine, televizyonda şiddetle özdeşleşmiş kahramanların isimlerini verdiklerini ifade ederek, Türkiye'de televizyon izleme oranının günde 6,5 saat ile Avrupa ortalamasının üzerinde olduğunu bildirdi.
Nimet Çubukçu, ''Bir çocuğun televizyon izleme süresi içinde maruz kaldığı şiddet olgusu, yaklaşık 40 ile 50 civarında. En az 40 ile 50 kez şiddet olgusuyla karşılaşıyor. Dolayısıyla izlenme oranları konusunda bir kaygı olduğu ve bu kaygıyla hareket edildiği bir gerçek'' diye konuştu. Reyting odaklı televizyon anlayışına dikkati çeken Çubukçu, ''Televizyon bir eğlence aracıdır, doğru, ama her temanın eğlence aracı olarak sunulması dünyanın hiçbir yerinde görülmüş bir şey değildir. Dolayısıyla bazı temalar vardır ki eğitici, öğretici amaçlıdır. Bütün temalar eğlence amaçlı sunulamaz'' dedi.
''İLETİŞİM ARAÇLARININ TEK AMACI KAR OLAMAZ''
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, televizyonun eğitim ve öğretim gibi bir rolü olmayabileceğini ancak, yayınların bir sorumluluk anlayışıyla değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Ticari başarının biricik ölçüsü de reyting olamaz. Böyle bir konudaki başarının başka sosyal desteklerle de sağlanması gerekir. Özellikle kitle iletişim araçlarının elbette tek amacı kar olamaz. Şirketlerin, tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi ve seçimini buna göre yapmasını sağlayacak bir unsur olarak reklamı kullanırken gözetmekte olduğu ilkeler gibi, medyanın da gözetmekte olduğu ilkeler olması gerekir.'' Çubukçu, çocuklara yönelik reklamlarda özel bir dikkat gösterilmesinin zorunlu olduğunu dile getirerek, ''Reklam, çocukların doğal saflıklarını, gençlerin tecrübesizliklerini kötüye kullanma aracı olamaz. Özellikle onların ruhsal, ahlaki ve fiziksel zarar görmelerine yol açacak söz ve görüntü de bulunamaz. Tüketiciyi Koruma Kanunu'nun 6. maddesine göre bir reklam, çocukları istismar edici, şiddet içeren veya onları suç işlemeye özendirici şekilde de olamaz'' diye konuştu.
ÖZEL SEKTÖRÜN ROLÜ
Günümüzde şirketlerin başarısının sadece ticari kriterlerle ölçülmediğini ifade eden Nimet Çubukçu, şirketlerin topluma fayda sağlayan sosyal sorumluluk projeleriyle de değerlendirildiğine dikkati çekerek, Türk özel sektörünün bu konuda öncü rolü oynadığını söyledi.
Çubukçu, toplantının konusunun da bu sosyal sorumluluğa örnek olduğunu belirterek, ''Reklam verenlerin televizyonlarla ilişkisini bir tehdit unsuru olarak değil, bu sosyal sorumluluğun paylaşımı olarak algılanması doğru bir yaklaşım olacaktır. Örnek bir davranış sergileyerek şiddet konusunda kendisini çok net bir şekilde ifade eden bütün özel sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum'' dedi.
Reklam Verenler Derneği üyeleri, yöneticileri ile Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nazif Zorlu'nun da aralarında bulunduğu Türkiye Halk Bankası, Ülker, Türkiye İş Bankası, P&G Türkiye, Anadolu Endüstri Holding, Algida, Evyap, Pınar Süt, Danone, Türk Henkel, Novartis, Finansbank, HSBC Bank, Türk Ekonomi Bankası, Avea, Tofaş, Coca Cola, Yapı Kredi Bankası, Oyak, Hyundai firmalarının yöneticilerinin katıldığı toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti. Devlet Bakanlığı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce başlatılan Sosyal Sorumluluk Projesi çerçevesinde, ilk toplantı üniversiteler ve kamu kurumları, ikinci toplantı ise dizi yapımcıları ve senaristlerle gerçekleştirilmişti.