BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

TV programında evlenen çiftin yüzü gülmedi

Mahmut Tuncer’in programında evlenerek dünya evine giren Erdem-Hatice Fedakar çiftinin peşini talihsizlikler bir türlü bırakmadı.

Abone ol

Evlendikten sonra kıt kanaat geçinmeye çalışan çift, iki kız çocuklarının dünyaya gelmesi ile büyük mutluluk yaşadı. Ancak aradan geçen zamanda baba Erdem Fedakar’ın işsiz kalması ile zor günler geçirmeye başlayan çift, bir müddet mescitte ve parklarda yaşamaya başladı. Bir türlü dikiş tutturamadığını söyleyen talihsiz baba, çocuklarının geçimini sağlamak için böbreğini satmak istedi.

Tek isteklerinin bir göz oda olduğunu belirten Erdem Fedakar, “Ne yapacağımızı bilmiyorum. Çaresiz kaldık. Devletten yok, aileden yok. Ben ne yapayım, kötü şeyler düşünmek istemiyorum. Ben kızlarım için böbreğimi satılığa çıkarmış bir insanım. Bunu yapmak hiç kolay değil ama çaresiz kaldığım için yaptım. Kızlarımız için bir ev, bir göz oda olsun, içinde idare edecek temel ihtiyacım olsun yeter. Allah’a şükür elim ayağım tutuyor. Çalışır bir müddet sonra evimin kirasını öderim” dedi.

“BÖBREĞİMİ SATILIĞA ÇIKARDIM”
Evliliklerine ailelerinin karşı çıktığını ve Mahmut Tuncer’in programında evlendiklerini ancak bir türlü yüzlerinin gülmediğini anlatan baba Erdem Fedakar, “O gün bugündür sıkıntılar yaşıyoruz. Çiftliklerde filan yaşadık, çalıştık. Ancak çocuklardan dolayı çifliklerde de çalışamıyoruz. Çalışamayınca sıkıntılar yaşamaya başladık. Ev yok, eşya yok, kalabileceğimiz bir yer yok. Şu anda bir arkadaş da kalıyoruz. Arkadaşın da evde sıkıntıları var, ailesiyle problemler yaşıyor bizden dolayı. Ben onlara da sıkıntı olmak istemiyorum. Mecbur çıkacağız. Gidecek bir yerimiz yok, ailelerden aldığımız bir destek yok. ‘Gelin bizde kalın’ diye sahiplenme yok. Benim iki kızım var, ne yapayım ben parkta mı yaşayayım, mescitte mi yaşayayım. Nereye gidiyim. Ben tüm insanlara sesleniyorum. Kızlarımız için bir ev, bir göz oda olsun, içinde idare edecek temel ihtiyacım olsun yeter. Ben çalışırım, işime gücüme bakarım. Allah’a şükür elim ayağım tutuyor. Her işi de yaparım. Sıkıntımız sadece ev olmaması şu anda. Kış günündeyiz, yaz olsa bir şekilde bir yerde sabahlarız. Ama çocuklarımı düşünüyorum. Ne yapacağımızı bilmiyorum. Çaresiz kaldık. Devletten yok, aileden yok. Ben ne yapayım, kötü şeyler düşünmek istemiyorum. Ben kızlarım için böbreğimi satılığa çıkarmış bir insanım. Bunu yapmak hiç kolay değil ama çaresiz kaldığım için yaptım. Çaresiz kalınca insan her şeyi düşünebiliyor” diye konuştu.

“MESCİTTE YAŞADIK, OLMAZSA YİNE ÖYLE YAPACAĞIZ”
Çaresizlikten böbreğini satmaya kalktığını ancak onu da başaramadığını aktaran Erdem Fedakar şunları söyledi:
“Ben sadece iki evladını yetiştirmeye çalışan bir babayım. Bir insan huzurlu bir şekilde evinde olmak ister, doğru dürüst bir işi olsun ister. Ailesiyle bir arada olmak ister. Bunlar da olmuyorsa başka bir çarem kalıyor mu benim, kalmıyor. Ne yapayım? Hırsızlık mı yapayım, adam mı öldüreyim? Mescitte daha önce yaşadık, gidecek yerimiz yoktu. Yine olmazsa yine orada yaşayacağız. Çünkü arkadaşımız ailesiyle problem yaşıyor, oradan çıkmamız lazım. Ya otogarda, ya parkta, ya mescitte kalacağız. Başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. Bütün Türkiye’ye bir baba olarak Allah rızası için sesleniyorum. Sadece kızlarım için istiyorum. Bir evim olsun kutu gibi içinde bizi idare edebilecek üç-beş eşya olsun be başka hiçbir şey istemiyorum. Benim parada pulda gözüm yok. Ben sadece çocuklarım için yaşayan bir babayım. Soğukta kalmak istemiyorum ben. Biz büyük olarak dayanamıyorsak çocuklar hiç dayanamaz. Benim iki tane kızım var. Küçük kızımın astımı var, buhar makinesi kullanıyoruz. Zor yani, Allah inşallah yüzümüze bakar. Evim olduktan sonra ben bir iş bulurum, çalışırım. Zaten başvurduğum yerler var. Ondan sonra kirasını ben karşılarım. Bizim için önemli olan eve girmemiz, ondan sonra çalıştıktan kiramı da öderim. Bir eve girmek, depozitosunu vermek, elektriğini suyunu açtırmak baya bin liraya mal oluyor. Bende şu anda sıfır, hiç yok sıfır. Zaten olsa ben bu yayına çıkmazdım, bu duruma düşmezdim, arkadaşın evine kalmazdım. Çocuklarıma bir baba olarak yüreğim el vermiyor. Ben bu durumlara düşecek biri değildim gibi geliyor. Kendimi suçluyorum karamsarlığa düşüyorum. Bir baba olarak bu duruma düşmek hiç hoş bir şey değil, iyi bir şey değil.”

“KENDİMDEN UTANIYORUM, NASIL BİR ANNEYİM BEN”
Anne Hatice Fedakar ise gözyaşları içinde yetkililerden, hayırseverlerden yardım istedi. Çocuklarının isteklerini karşılayamamanın kendini diri diri mezara soktuğunu ifade eden Hatice Fedakar, “Tek bir odada olsa yeter ki soğukta kalmasınlar. Rahat yatsınlar rahat kalksınlar. Bazen kendimden bile utanıyorum. ‘Nasıl bir anneyim ben’ diyorum. İnsan çocuğuna bir şey alamaz mı? Bize sadece vidan sahibi, durumu iyi olan insanlar çocuklarım için yardımda bulunsunlar. Onların da evlatları var. Kimse demesin ‘ben düşmem’. Düşmez kalkmaz bir Rabbim. Kimse istemez bu durumda olmayı, ben istemiyordum. Keşke böyle olmasaydı. Ahır gibi bir evim de odam da olsaydı çocuklarım şuan dışarda kalmasaydı. Çocuklarıma keşke şu günleri yaşatmasaydı. Vicdan sahibi olan insanlar çocuklarım için tek bir oda da olsa bize yardım etsin.”