BIST 9.390
DOLAR 34,42
EURO 36,29
ALTIN 2.850,13
HABER /  GÜNCEL

Tüzmen 2004 yılı cari açık tahmini

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, TBMM Genel Kurulu'nda Dış Ticaret Müsteşarlığı bütçesi görüşmelerinde Türkiye'nin dış ticaret faaliyetlerini ve hedeflerini anlattı.

Abone ol

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin dış ticaret hacminin bu yıl 150 milyar doları aşacağını, 2005'te de 175 milyar dolara ulaşacağını bildirdi. Tüzmen, Türkiye ekonomisinin 2001 yılında yüzde 9.5 oranında küçüldükten sonra 2002 yılından itibaren bir toparlanma sürecine girdiğini, GSMH artış hızının yüzde 7.9 olduğunu söyledi. 2003 yılının ikinci çeyreğinde Irak Savaşı nedeniyle ekonominin performansının düştüğünü, ancak savaşın kısa sürmesi nedeniyle ekonomiden olumlu sinyallerin gelmeye başladığın kaydeden Tüzmen 2003'ün üçüncü çeyreğinde GSMH'nın yüzde 5.6 oranında arttığını, son çeyreğinde ise GSMH artışının yüzde 7.2 olduğunu anlattı. Tüzmen, sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranlarında yaşanan yüksek oranlı artışların 2004 yılının ilk çeyreğinde GSMH'da yüzde 12.4 artış getirdiğini anımsatarak, büyümenin ikinci çeyrekte daha da hızlanarak yüzde 14.4'e yükseldiğini belirtti. Sanayi üretimi artış hızının daha sakin hale gelmesiyle ithalat artış hızının da hız kestiğini kaydeden Tüzmen, ''Sene sonunda 14.4 milyar dolar civarında gerçekleşmesi beklenen cari açığın durumu takip edilmektedir. Ancak, Türkiye ekonomisi için sorun yaratacak seviyede olmadığı, sermaye girişlerinin sürüyor olması sebebiyle finansmanında güçlük yaşanmadığı değerlendirilmektedir'' diye konuştu. SÜRDÜRÜLEBİLİR İHRACAT ARTIŞI İÇİN... Sürdürülebilir ihracat artışının ve ihracattan en fazla döviz gelirinin sağlanabilmesi için kaliteli, katma değeri yüksek ve farklı ürünlerin üretilebilmesinin önem kazandığını bildiren Tüzmen, şunları söyledi: ''21. Yüzyıl, sanayi ekonomisinden bilgi ekonomisine geçiş dönemi olmaktadır. Bilgi, gelecekte işletmeler ve milletler arasındaki rekabetin temel unsuru olacaktır. Uluslararası rekabette öne geçmek için artık kalite yeterli olmamaktadır. Kalite, olmazsa olmaz asgari şart haline gelmiştir. Rekabet gücünü, bunun üzerine ne gibi artı değerler konduğu belirlenmektedir. Bu artı değeri koyan da bilgi olmaktadır.'' Devlet Bakanı Tüzmen, üretilen her ürüne daha fazla bilgi ve katma değer ekleyebilen ülkelerin dünya pazarlarında başarılı olduğunu ifade ederken, dünya ticaretinde de düşük teknolojili malların oranının azalmasına karşın, yüksek teknolojili malların ticaretinin arttığını ifade etti. Tüzmen, son yıllarda dünya ticaretinde büro ve haberleşme cihazları ticaretinin arttığını, Türkiye'de de bu grubun toplam ihracat içindeki payının artmaya devam ettiğini belirtti. TEKSTİLDE KALİTE, MODA, MARKA Konuşmasında, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın pazarlama ve tanıtım faaliyetlerini anlatarak moda ve markalaşmanın önemini dile getiren Devlet Bakanı Tüzmen, şunları kaydetti: ''Eski Doğu Bloku ülkelerinin pazar ekonomisine geçişi, AB'ye üye olması, Çin'in Dünya Ticaret Örgütü üyeliğiyle başlayan dünya ekonomisine entegrasyon süreci ile Türkiye, karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu tekstil ve konfeksiyon alanında güçlü rakiplerle karşılaşmaya başlamıştır. Çok ucuz işgücüne sahip bu ülkelerle Türkiye'nin fiyat rekabeti yapabilme imkanı neredeyse bulunmamaktadır. Bu sebeple, Türkiye'nin toplam ihracatında önemli payı olan tekstil ve konfeksiyon sektörünün de fiyat rekabetinden çok kaliteye yönelmesi, moda ve marka yaratmaya çalışması hedeflenmektedir.'' Moda, marka ve imaj kavramlarının önemli bir kaynağını da tasarımın oluşturduğuna işaret eden Tüzmen, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri bünyesinde moda enstitüsü kurulmasını da içerecek şekilde hazırlanan Moda ve Tekstil Kümesi Projesi'nin 2005 yılında fiilen başlatılmasının öngörüldüğünü bildirdi. Tüzmen, dünya tekstil ve konfeksiyon ticaretinde uygulanan kotaların 2005 yılında kalkması sonrasında yaşanacak şiddetli rekabetin sektöre etkileri konusunda koordinasyonun sağlanması amacıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinasyonunda ''2005 ve Sonrasında Strateji Koordinasyon Grubu'' oluşturulduğunu ifade etti. Hükümetçe uygulanan ''komşu ve çevre ülkelerle ticareti geliştirme stratejisi çerçevesinde yapılan çalışmaları da anlatan Tüzmen, Türkiye'nin, 47 ülkeden oluşan bu pazara 2004 yılının Ocak-Kasım dönemindeki ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37.2 oranında artış göstererek 16.8 milyar dolara yükseldiğini belirtti. Tüzmen, komşu ve çevre ülkelerle ticaret potansiyelinden daha fazla yararlanmak amacıyla 2004 yılında da yoğun faaliyette bulunulduğunu ifade ederek, bu çerçevede çeşitli ülkelerle gerçekleştirilen KEK toplantılarını, imzalanan ikili anlaşmaları ve geliştirilen stratejileri anlattı. Tüzmen, Uzakdoğu Ülkeleri ile Ekonomik İlişkileri Geliştirme Stratejisi'nin 2005'te, Amerika Ülkeleri ile Ekonomik İlişkileri Geliştirme Stratejisi'nin 2006 yılında uygulamaya konulacağını bildirdi. 2010'DAN ÖNCE 10 MİLYAR DOLAR SINIRI AŞILACAK Devlet Bakanı Tüzmen, Gümrük Birliği'nin AB'ye üyelik perspektifinde Türkiye lehine gelişmesi için gerekli tedbirlerin Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca alınmakta olduğunu da bildirirken, AB'nin tercihli rejimlerinin üstlenilmesi ve ihracatçılara yeni pazarların açılması amacıyla serbest ticaret anlaşmalarının akdedilmesi yönünde önemli gelişmeler kaydedildiğini vurguladı. ''Dış Ticaret Diplomasisi''nin 2004 yılında olağanüstü başarılı bir dönem yaşadığını, müteahhitlik firmalarının 2004 yılının ilk 10 ayında 5.2 milyar dolar tutarında 262 proje üstlendiğini anlatan Tüzmen, bu bağlamda 2010 yılından önce 10 milyar dolar sınırının aşılacağını söyledi. Konuşmasında, ihracata sağlanan destekler, sınır ticaretinin düzenlenmesine ilişkin işlemler, yazılım ve bilişim ihracatını artırma çalışmaları konusunda da bilgi veren Devlet Bakanı Tüzmen, dış ticaretin önemli bir ayağı olan ithalatta haksız rekabetin önlenmesi konusunda da Türkiye'nin en fazla önlem alan 3'üncü, en çok soruşturma başlatan 2'inci ülkesi olduğunu bildirdi. Tüzmen, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca halen 24 ülke menşeli ürünler için 63 adet dampinge karşı önlem uygulandığını, 7 adet soruşturmanın da devam ettiğini belirtti. PETROL FİYATLARININ ETKİSİ Tüzmen, bu yıl petrol fiyatlarının yüksek seyretmesinin yılın ilk 10 ayında faturanın 4 milyar dolardan 5 milyar dolara çıkmasında etkili olduğunu, Eylül sonu ile Ekim ve Kasım aylarında fiyatların daha da artmasının enflasyonu da bir miktar yükselttiğini anımsattı. Tüzmen, Aralık'ta varili 40 dolar civarına düşen petrolün 2005'te daha makul rakamlara inmesinin beklendiğini kaydederek, ''Dolayısıyla dünya petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisi üzerinde önemli bir olumsuz etkisinin olması beklenmemektedir'' diye konuştu. Tüzmen, konuşmasında şunları dile getirdi: ''2004 yılında iç talep ve GSMH'daki yüksek oranlı büyümeye paralel olarak yılın ilk 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre ithalat yüzde 39.9 oranında artmıştır. Ancak alınan önlemlerin ve sanayi üretiminin seyri neticesinde ithalatın hızı ekim ayında yüzde 21'e düşmüştür. İthalat artışının hız kesmeye devam etmesi ve 2004 yılında 95.5 milyar dolar, 2005 yılında ise 104 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Türkiye'nin dış ticaret hacmi bu yıl 150 milyar doları aşacak, önümüzdeki sene ise 175 milyar dolara ulaşacaktır.'' Dünya ticaretinde önemli paya sahip kalkınmış ülkeler ile ihracata dayalı büyüme modelini benimseyen gelişmekte olan ülkelerin ticaret müşavirliklerine büyük önem verdiğini belirten Tüzmen, bu ülkelerin ticaret müşavirlerinin sayısının Türkiyeninkinden çok daha fazla olduğunu vurguladı. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın 2005 bütçesinin 76.9 trilyon lira ile toplam bütçenin onbinde 4'ünü oluşturduğunu belirten Tüzmen, Müsteşarlığın üstlendiği önemli görevlerle karşılaştırıldığında bu rakamın çok mütevazı kaldığını sözlerine ekledi.