BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  GÜNCEL

Tuzla varilleri gibi tehlikeli

Çevre felaketlerine yol açan bir diğer unsur da sahte tarım ilaçlarının kullanımı olduğu belirtildi.

Abone ol

İstanbul'un Tuzla ilçesinde bulunan tehlikeli atık varillerin insan sağlığı üzerindeki kötü etkilerinin tartışıldığı bugünlerde, bir başka çevre felaketinin
de, yurtdışından getirilen sahte tarım ilaçlarının kullanımı olduğu belirtildi.

Başta İran olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden kaçak yollarla yurda
sokulan ve Türkiye standartlarına uygun olmayan zirai mücadele ilaçlarına çeşitli maddeler karıştırılarak üreticilere satıldığı kaydedildi.

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ayhan Barut,  zirai ilaçların tarımsal mücadelede kullanılan en önemli girdilerin başında geldiğini hatırlattı.
Barut, tarım ilaçlarının, zamanında, doğru dozda, doğru ürüne kullanılmaması halinde insan sağlığı, bitki gelişimi ve toprak kirliliği açısından tehlikeli olabileceğini söyledi.

Türk tarım ilaçları pazarının 5-10 yıl öncesine oranla daralarak 120 milyon dolara gerilediğini anlatan Barut, gerilemeye, kaçak ilaç girişlerinin neden olduğunu savundu.

Barut, son yıllarda artan kaçak ilaçların, adeta bir sektör haline geldiğini belirterek, ''orijinal ilaçları kaçak getirmeleri yetmediği gibi daha çok para kazanma hırsı nedeniyle ilaçların içine çeşitli maddeler karıştırılıyor'' dedi.

Çokuluslu firmalar tarafından üretilen ilaçların karışım olmadan bile getirilmesi durumunda insan sağlığına ve toprağa zarar vereceğini ifade eden Barut, şöyle devam etti:

''İran'da, hükümetin tarımda uyguladığı yüksek sübvansiyon nedeniyle tüketim fazlası çok sayıda ilaç elde kalıyor. Fırsatçılar ise bu ürünleri kaçak yollarla Türkiye'ye getiriyorlar. Oysa, bu ilaçların dozu ve karışımı İran'a göre yapılmış. Üretici firmalar, ilaçların içeriğini ve dozajını satışa sunulacak ülkenin ürün deseni, toprak cinsi, iklim türüne göre ayarlıyorlar. Bu ilaçlar, Türkiye'de uygulandığı zaman bir işe yaramadığı gibi ürüne de zarar veriyor.
Meslek dışı aracılarla kendilerine yandaş bulanlar bu ilacın standart olduğuna ikna ederek, üreticiyi aldatıyor, kandırıyor. Üreticilerin yüzde 80'i bundan zarar görüyor.''

-KANSOREJEN MADDE-

Barut, bazı art niyetli kişilerin getirilen ilaçları ve kullanılmış boş kutularını toplayarak yeni karışımlar hazırladığını söyledi. İlaçların içine farklı dolgu maddelerinin eklendiğini iddia eden Barut, renklendirici çeşitli boyalardan, tinere, motorine kadar tarım ilacıyla ilgisi olmayan çok çeşitli kimyasalların kullanıldığını belirtti.

Sahte ilaçların satışından önemli gelirler elde edildiğini anlatan Barut, şunları söyledi:

''Bu ilaçlar insan sağlığı açısından çok zararlı. İlaçlar, ürünü yok ederek çoğu zaman üreticilere zarar verdiği gibi, ürünlerin üzerindeki kalıntılar tüketiciye de zarar veriyor. Yanlış uygulamalar, tüketicinin kanser olmasına dahi neden olabilir. Çünkü sahte ilaçların birçoğunda kanserojen maddeler bulunuyor.''

Barut, bu konuda üreticilerin daha bilinçli davranması gerektiğini, ayrıca yasalarda düzenlemeler yapılmasının şart olduğunu belirtti.

Barut, 1984 yılında Zirai Mücadele Genel Müdürlüğü'nün kapatılmasıyla bu alanda bir boşluk oluştuğunu, bu nedenle kaçak ve sahte ilaca karşı yeterli önlem alınamadığını vurguladı. Üreticilere yönelik çalışmalar yapılmasına karşın yetersiz kalındığını ifade eden Barut, ''Üreticiler şüphelendiği ilaçları
kullanmamalı. Bu konuyla ilgili odamıza ve Tarım İl Müdürlüğü'ne müracaat etmeli'' dedi.

Barut, kaçak ilaçlara ''komik'' para cezaları uygulandığını, oysa bunun organize, çete halinde bir suç kapsamına girmesi gerektiğini kaydederek, ''İnsan sağlığıyla oynayan kişiler, çok az bir parayla bir anda serbest kalmamalı. Cezalar daha caydırıcı olmalı. Cezaların yeniden düzenlenmesi ve bu işi yapanları çete suçlamasıyla yargılaması gerekir'' diye konuştu.

Barut, Çukurova'da her 5 çiftçiden birinin İran ilacı kullandığını, bu oranın Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde daha fazla olduğunu anlattı.

Barut, kaçak ilaçlara karşı üretici firmalara da görev düştüğünü, bununla ilgili ambalajların her yıl değiştirilmesi, barkod uygulanması, boş kutular imha edilerek bir sonraki yıl değişik kutuların satışa sunulması gerektiğini söyledi.