Gereğinden fazla tuz tüketiminin MS hastalığını tediklediğini söyleyen Dr. Songül Turğut, bu hastalığa yakalanan kişilerin sigarayı bırakması ve D vitamini almasını belirtti.
Abone olNöroloji Uzmanı Dr. Songül Turğut, Dünya MS Günü kapsamında önemli merak edilenleri anlattı. Turğut, yaptığı açıklamada bu hastalığa karşı kişileri sigara kullanımı, fazla tuz tüketimi ve D vitamini eksikliği noktasında uyardı.
Dr. Songül Turğut, bir sinir sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz'da (MS) fazla tuz kullanımının da etkili olabileceğini belirterek, "Tuz, MS'i tetikliyor olabilir. Yapılan hayvan deneyleri yüksek tuz alımının MS'i tetiklediğini düşündürtüyor" diye konuştu.
Uzm. Dr. Turğut, dünyada yaklaşık 2.5 milyon MS hastası bulunduğuna işaret ederek, "MS, kronik bir hastalıktır. Bir bölümü ataklarla seyrederken, bir bölümü baştan ve sonradan ilerleyici olarak seyredebilir. Bu hastalık sıklıkla genç erişkinlerde ortaya çıkar. Öne çıkan belirtileri ise kollarda ve bacaklarda güçsüzlük, duyusal belirtiler, alerji, mesane problemleri, yorgunluk, dizanteri, epileptik nöbetler, hareket bozukluğu, kognitif bozukluklar" ifadelerini kullandı.
D vitamininin önemi
Risk faktörlerine değinen Uzm. Dr. Songül Turğut, hastalıkta başta genetik olmak üzere bağışıklık sistemi faktörleri ile çevresel faktörlerin etkili olduğunu belirtti. MS'in ekvatordan uzaklaştıkça güneş ışınları ve D vitamini düzeyiyle bağlantılı olarak artış gösterdiğine de dikkat çeken Turğut, "D vitamini düşüklüğünün MS riskini 2 kat artırdığı artık biliniyor. Sigara da içindeki takviye maddelerin bağışıklık sistemini tetiklemesiyle riski 2 kat yükseltiyor. Tuz kullanımı da MS 'i tetikliyor olabilir. Son yıllarda yapılan hayvan deneyleri, yüksek tuz alımının MS'i tetiklediğini düşündürtüyor" dedi.
Tedavisi var mıdır?
"MS'i ortadan kaldıran tedavi bulunmamakla birlikte hastalığın ilerlemesini durduran ya da yavaşlatan ilaçlar mevcut" diyen Turğut, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda yüksek doz kortizon tedavi ve koruyucu tedaviden bahsedilebilir. Koruyucu tedavilerde birinci basamak tedaviler hastalığın erken döneminde kullanılır. İkinci basamak tedaviler ise, birinci basamak tedaviye rağmen hastalığı kontrol altına alınamayan hastalara veya birinci basamak tedavilerin yan etkileri nedeni ile bunlardan yararlanamayan hastalara verilir. Birinci basamak tedaviler arasında günümüzde oral tabletler mevcut. Son 15 yılda yapılan çalışmalarla yeni ilaçlar da geliştirildi. Bu ikinci basamak tedavilerden yakın zamanda ülkemizde de piyasaya çıkması beklenen ilaçlar bulunuyor."