Tuncay Özilhan Türkiye'nin kendi çıkarları için savaşın dışında kalınmamasını istedi.
Abone olTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye’nin, kendi çıkarları bu savaşın tamamen dışında kalınmamasını gerektirdiği için, istemediği gelişmelerle karşılaşmamak ve süren krizinin derinleşmemesi için, asker konuşlandırma ve asker sevketme kararını almak durumunda olduğunu iddia etti. TÜSİAD ve Boğaziçi Üniversitesi Dış Politika forumu tarafından düzenlenen “Irak krizi: Askeri Müdahale ve Siyasi Gelecek” konulu konferansın açılışında konuşan Özilhan, savaşın çıkmasını istemediklerini belirterek, şöyle konuştu: “Savaşın çıkmasını istiyor değiliz. Her savaş gibi bu savaşın da içerdiği belirsizlikler, yol açacağı olumsuz gelişmeler bizi kaygılandırıyor. Komşumuzda ortaya çıkaracağı tahribat ve yaşanacak trajedilerin farkındayız. Ve bundan rahatsızlık duyuyoruz. Ancak bu savaş eğer gerçekleşecekse, başlatan da Türkiye olmayacaktır. Bu savaş olacaksa, Türkiye konuşlandırma iznini vermese bile gerçekleşecektir. Bu durumda da Türkiye, kendi çıkarları bu savaşın tamamen dışında kalınmamasını gerektirdiği için, istemediği gelişmelerle karşılaşmamak için ve süren krizinin derinleşmemesi için, asker konuşlandırma ve asker sevketme kararını almak durumundadır.” Türkiye’nin bu bağlamda, Amerikan askerlerinin kendi topraklarında konuşlanması için vereceği izinden önce, haklı olarak stratejik ortağıyla iki konuda yoğun bir görüş alışverişi ve müzakere sürecine girdiğine işaret eden Özilhan, bunlardan birinin Körfez Savaşı sonrasında karşılaştığı ekonomik ve insani sorunların getirdiği bilinçle hareket eden Türkiye’nin benzer sonuçlara karşı Amerikan ekonomik desteğini daha baştan talep etmesi ve ABD’den sözde kalmayacak taahhütler istemesi olduğunu söyledi. Tuncay Özilhan, şöyle devam etti: “Bundan çok daha önemli ikinci husus ise Türkiye’nin Amerikan müdahalesi planlanırken, Irak’ın geleceğiyle ilgili ne tür siyasi ve askeri planlarla yola çıkıldığını ayrıntılarıyla bilmek ve bu muhtemel senaryolar içinde kendi rolünü belirlemek ve hassasiyetlerini kabul ettirmek istemesidir.” Türkiye’nin, doğrudan savaşa girmese de bu hassas karar aşamasını geçtikten sonra, bölgeyle ilgili tüm siyasi gelişmeleri ayrıntılarıyla takip etmek, kendi çıkarları yönünde etkilemek ve yönlendirmek için yoğun çalışmalarına devam etmek zorunda olduğunu ifade eden Özilhan, “Statükonun aşındığı, değişim dinamiklerinin ağırlık kazandığı bir ortamda, barışın yeniden tesisinde Türkiye açısından anlık duygusal çıkışların değil, ayrıntılara hakim, aktif ve uzağı görme yetisi yüksek politikaların büyük bir önemi olacaktır” şeklinde konuştu. Kaynak : Vakit