BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,73
ALTIN 2.985,87
HABER /  GÜNCEL

TÜSİAD'dan yeni seçim sitemi önerisi

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, nisbi temsil ile iki turlu sistemi bir arada içeren karma bir seçim sistemi ile seçim öncesi ittifaklara yasal zemin sağlanmasını önerdi.

Abone ol

Sabancı, Sanayici ve İşadamları Dernekleri (SİAD) Platformu'nun Hatay'da düzenlenen başkanlar kurulu toplantısının açılışında, TÜSİAD olarak 10 yıldır Türkiye SİAD Platformu'nun ve sektörel dernekler platformunun kuruluşu, gelişmesi ve faaliyetlerine destek verdiklerini belirtti. Bu süreç içinde yer alırken, her zaman bilgi ve tecrübelerini aktarırken, eşitlerin birlikteliği prensibini korumaya özen gösterdiklerini anlatan Sabancı, “Sonunda federasyonlaşma sürecini tamamlama aşamasına geldik, konfederasyona doğru ilerliyoruz” dedi. Türkiye'nin Aralık ayından itibaren ekonomik, siyasal ve sosyal olarak yeni bir döneme gireceğini ifade eden Sabancı, şunları söyledi: "BELİRLEYİCİ EKSEN AB OLACAKTIR" “Bu dönemin belirleyici ekseni, AB ile sürdürdüğümüz müzakereler olacak. Bu müzakerelerde Türk iş dünyasına önemli rol düşeceğinin bilincindeyiz. Kuruluşuna katkıda bulunduğumuz federasyonların ve onların oluşturacağı konfederasyonun birincil işlevi, işte bu müzakere sürecinde köprü görevi üstlenmek, Türkiye'nin müzakere masasında azami güce ve donanıma sahip olmasını sağlamak olacaktır. AB'ye uyum çerçevesinde gerçekleştirilmiş olan anayasal ve yasal düzenlemeler, Kopenhag kriterlerinin kağıt üzerinde gerçekleştirilmiş olması açısından olumlu bir etki yaratmaktadır. Uygulama açısından yetersizlikler bulunmakla birlikte bunlar da zaman içerisinde birer birer aşılacaktır. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu komiseri Günther Verheugen'in 27 Mayıs 2004 tarihinde yaptığı açıklama Türkiye'nin 10 yeni üye ile eşit muameleye tabi tutulacağının göstergesi olmuştur. Yani Kopenhag kriterleri açısından Türkiye'nin (kritik kütleyi) aşmış olması, müzakerelerin başlaması için yeterli sayılacaktır.” TÜSİAD olarak, Türkiye'nin AB'ye tam üye adaylığı ve müzakerelerin başlaması yönünde 1995 yılından beri aktif olarak gösterdikleri çabaların olumlu sonuca yaklaştığı duygusu içinde olduklarına işaret eden Sabancı, şöyle devam etti: "KRONİK SORUNLARIMIZI ÇÖZMELİYİZ" “Özellikle Kıbrıs konusunda TÜSİAD'ın, Kıbrıs İŞAD ile yürüttüğü çözüm yanlısı çalışmaların meyvesini verdiğini söyleyebiliyoruz. Tabi müzakerelerin başlatılması aşamasına gelmiş olmamız, bizi ülke içindeki kronik sorunlarımızı halletme konusunda elimizi çabuk tutmaya da sevk etmelidir. Toplumsal uzlaşma temelinde yükselen istikrarlı bir siyasi yapı, kalıcı istikrarı sağlamış, yapısal dönüşümünü tamamlamış, sürdürülebilir büyümeye geçmiş bir ekonomik yapı, bu süreçte vazgeçilmez ihtiyaçlar olarak önümüze çıkmaktadır.” SİYASETTE İSTİKRARIN TEMEL DİREĞİ Sabancı, siyasette istikrarın temel direğinde, çoğulcu demokrasinin gereği olarak siyasal-toplumsal uzlaşma kültürünün bulunduğunu çok iyi özümsemek gerektiğini ifade etti. Türkiye'de siyasi istikrarın kalıcı kılınmasının ve AB'nin siyasi kültürüne uygun bir yapıya kavuşmasının dört temel gereğinin bulunduğunu bildiren Sabancı, şunları söyledi: “Çoğunluk, hangi oranda ve hangi sistemle sağlanmış olursa olsun, uzlaşma kültürü korunmalıdır. Çağdaş demokrasilerde gelişmişlik, çoğunluğun azınlık haklarını ne ölçüde koruduğuyla ölçülmektedir. Seçim sistemimiz, karma bir yapıya yönelmelidir. AB normlarına uygun yeni bir seçim sisteminin benimsenmesiyle yönetimde istikrar ile temsilde adaletin dengelenmesi mümkün olacaktır. Siyasi partilerin iç işleyişi, siyasi kadrolarda değişimi engellemeyen, şeffaf ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Devlet kadrolarında başarı ve liyakat tek ölçüt olmalı, parti tabanını memnun edecek kadrolaşma çalışmalarıyla kamu yönetiminin işleyişi aksatılmamalı, hizmet kalitesi düşürülmemelidir.” YENİ SEÇİM SİSTEMİ ÖNERİSİ Genel seçimlere henüz uzak bir tarihte olunmasının, seçim sisteminin ele alınması için elverişli bir ortam yarattığına dikkati çeken Sabancı, şunları kaydetti: “Seçim sistemimizde (temsilde adalet) ilkesi ciddi biçimde güçlendirilmelidir. Yüksek baraj sistemi yüzünden yüzde 40'lara varan seçmen oyu boşa gitmektedir. Yüzde 10'luk ulusal baraj, nisbi temsil sistemini adeta ortadan kaldırmış, seçim sistemini bir çoğunluk sistemi olarak işletmeye başlamıştır. Çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de nisbi temsil ile iki turlu sistemi bir arada içeren karma bir seçim sistemi uygulanır, seçim öncesi ittifaklara yasal zemin sağlanırsa hem yönetimde istikrar hem temsilde adalet sağlanmış olur.”