TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, asgari ücrete ilişkin bir açıklamada bulundu. Aras, " Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız. Bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerekiyor." dedi.
Abone olTürk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, TÜSİAD YİK toplantısının açılışında konuşma yaptı.
Son açıklanan Gayri Safi Yurtiçi hasıla rakamlarının orta gelir tuzağının üst sınırına yakın olduğunu bildiren Aras, "Orta gelir tuzağından artık kalıcı olarak çıkmalıyız. Yüksek gelirli bir ülke olmalıyız. Toplumun tüm fertleri de bunu hissetmeli." diye konuştu.
"Cari açık hızla daralıyor"
Aras, uygulanan ekonomik programa ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Temmuzdan bu yana ekonomik program olumlu sonuçlar veriyor, uygulanmakta olan para politikası sayesinde enflasyon düşme eğilimine girdi. Sürecin başarılı olması için politikalarda kararlılık ve istikrar önemli, sabırlı olmalıyız. Türkiye ekonomisinin sinyal niteliği en yüksek göstergelerinden olan cari açık hızla daralıyor. Eylül ayında yıllık cari açığın 10 milyar doların altına inmiş olması, önümüzdeki dönemin enflasyon ve kur gelişmeleri açısından memnuniyet verici. Cari açık daralırken döviz rezervleri de güçleniyor. Ekonomideki düzelme uluslararası piyasalar tarafından da teyit edildi. Ülke risk primimizi gösteren CDS ve reyting notlarımız iyileşti. Ama verimlilik ile büyümeye en büyük katkıyı yapacak doğrudan sermaye yatırımları girişi çok sınırlı. Doğrudan sermaye yatırımları için makroekonomik istikrarla beraber güçlü bir hukuk devleti, adil, hızlı ve efektif işleyen bir adalet sisteminin de tesis edilmiş olması gerekiyor."
Para politikasında doğru yönde atılmış adımların yapısal reformlarla desteklenmemesi halinde eksik kalacağını aktaran Aras, "Toplumsal uyumu sağlamadan, hukuk devletini ve demokrasiyi güçlendirmeden, güven tesis etmeden, iyi eğitilmiş akıllı ve bilgili gençlerimizi liyakat esası ile göreve getirmeden ekonomide elde edeceğimiz mesafenin sınırlı olduğunu bilmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez"
Aras, Dünya Bankası tarafından yayımlanan Orta Gelir Tuzağı Raporu'nu anımsatarak, Türkiye'nin bundan 10-11 sene önce orta gelir tuzağından çıkmaya çok yaklaştığını söyledi.
Bir yılı aşkın süredir uygulanan enflasyonla mücadele programında atılan doğru adımların orta gelir tuzağından çıkmak için önemli olsa da yeterli olmadığını belirten Aras, orta gelir tuzağından başarıyla çıkmış olan ülkelerin tecrübelerinin iyi incelenmesi gerektiğini bildirdi.
Aras, toplam faktör verimliliğinin önemine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Verimlilik artmayınca kişi başı gelir de artmıyor. Verimlilik artışının olmaması, asgari ücret konusunda da tıkanmaya neden oluyor. Çalışanların hakkaniyetli bir gelir elde etmesinin önündeki en büyük engel, şirketlerin verimliliği arttıramaması. Verimliliği yüksek şirketler asgari ücretin üzerinde ücret verebilir. Eğer bir ekonomide enflasyonla mücadele açısından uygun görülen asgari ücret artışı çalışanları tatmin etmiyorsa bu ülkede çözülmesi gereken ciddi bir verimlilik sorunu var demektir. Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız. Bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerekiyor."
"Jeopolitik riskler belirsizliği arttırıyor"
Dünyadaki jeopolitik risklerin belirsizliği artırdığını, belirsizliğin de yatırımları ve ticareti zayıflattığını anlatan Aras, "Çatışma ve savaşların toplumlar ve ekonomiler üzerinde yarattığı etkiler giderek güçleniyor. Küresel jeopolitikteki değişimlerin son örneği olarak, Suriye'deki iktidarın hızla çökmesini görüyoruz. Suriye'de geçiş sürecinin sancısız olmasını ve hızla tamamlanmasını temenni ediyoruz. Askeri çatışmaların yanı sıra, ticaret savaşları ve enerji dönüşümü ivmeleniyor. Amerika Birleşik Devletleri seçilmiş Başkanı Trump'ın ikinci döneminde muhtemelen ticaret savaşları daha da sertleşecek, korumacılık daha da yaygınlaşacak." diye konuştu.
Aras, toplumsal uzlaşının önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Ortak değerlerimiz, kültürümüz, tarihimiz, ihtiyaç duyduğumuz toplumsal uzlaşının temelini sağlıyor. Bu temel üzerine insan haklarını garanti altına alarak, kapsayıcılığı geliştirerek, çeşitliliği ve çok sesliliği baskılamayarak, siyasi katılımı güçlendirerek, gelir adaletsizliklerini önleyerek, fırsat eşitliği sağlayarak, demokratik denetim mekanizmalarını geliştirerek, sivil toplumu güçlendirerek, kapsayıcı kurumları inşa ederek toplumsal uzlaşıyı sağlayabiliriz."