BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,78
ALTIN 2.960,88
HABER /  GÜNCEL

TÜSİAD övüyor, TİM eleştiriyor

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, TİM Başkanı Oğuz Satıcı’nın sürekli olarak eleştirdiği Merkez Bankası politikalarını övdü.

Abone ol

Özilhan, ayrıca TL’nin “aşırı değerlenmesinden” yakınan ihracatçılara, “Yüksek kurla fiyat avantajı sağlamaya dayalı bir ihracat stratejisi yerine, enflasyondaki düşüşten yararlanarak maliyet avantajı sağlamaya dayalı yeni bir ihracat stratejisi geliştirmeleri gerekmektedir” dedi. Türkiye SİAD Platformu Malatya Başkanlar Kurulu toplantısının açılışında konuşan Özilhan, Türkiye ekonomisinde 2002 yılından bu yana belirgin gelişmeler yaşandığına ve bu iyileşmenin Nisan 2003’ten beri dikkat çekici bir noktaya ulaştığını dikkat çekti. ABD ile yapılan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasının beklentileri pozitif olarak desteklediğini dile getirdi. Özilhan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı’nın sürekli eleştirdiği Merkez Bankası’nı övdü. Özilhan, “Merkez Bankası’nın temel görevi olan fiyat istikrarının sağlanmasında gösterdiği başarıda bu olumlu ortamın gelişmesine önemli bir katkıda bulunmuştur” dedi. Bugün güçlü ihracat ile desteklenen bir büyümenin söz konusu olduğunu belirten Özilhan, talep tarafında ise uzun süredir ertelenen dayanıklı tüketim malı harcamalarında bir miktar canlanmanın yaşandığını kaydetti. Özilhan, kapasite kullanım oranının yükselmesiyle birlikte rekabet gücü artırma kaygısıyla makine teçhizat yatırımlarında da ciddi artış yaşandığını vurguladı. Özilhan, ilk 6 aya ilişkin iç talep rakamları ve düşük reel ücretler ile birlikte değerlendirildiğinde ise ekonomide aşırı bir ısınmasının söz konusu olmadığını belirtti. Özilhan, TL’nin değerlenmesinin, enflasyondaki düşüşü ve borç dinamiklerini destekleyici bir etki yarattığını bildirdi. Kurdan yakınan ihracatçılara da yanıt veren Özilhan, şöyle devam etti: “2003 yılı ilk 7 ayında reel kur yüzde 15 değerlenmiş ancak ihracat Performansındaki artış sürmüştür. Bunun temel nedeni, imalat sanayiinde verimliliğin yükselmesi, girdi maliyetlerinin düşmesi ve dış ticaret hadlerinin iyileşmesidir. Bu noktada kurun gidişatından şikayetçi olanların, yüksek kurla fiyat avantajı sağlamaya dayalı bir ihracat stratejisi geliştirmeleri gerekmektedir. Düşük kurdan olumsuz etkilenen sanayici, işadamı yaklaşımını bu yönde değiştirirse IMF programını delme yönünde hükümete baskı yapmanın gereği de kalmaz.” Özilhan, ithalatın ihracata oranla daha fazla artmasının, dış ticaret dengesinde bir bozulma yarattığını vurguladı. Ancak bundan kaygı duyulmamasını isteyen Özilhan, “İthalat artışının temel olarak ara mal ithalatındaki artıştan kaynaklanması, yani üretime yönelik olması nedeniyle ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olmadığımızı göstermektedir” dedi. Özilhan, ekonomideki bütün olumlu gidişata rağmen dikkatlerin elden bırakılmaması gerektiren bazı kritik faktörler bulunduğunu da belirtti. Özilhan, bunları, “Reel faizler hala yüksek seviyesini korumaktadır. TL’deki reel değerlenme, cari işlemler açığı ve faiz dışı fazla konularında yaşanan gelişmeler önümüzdeki dönemde bir takım endiyelere yol açabilir” şeklinde dile getirdi. Türkiye’nin ilk defa bir krizden temkinli bir biçimde çıkmaya çalıştığının altını çizen Özilhan, Ekim ayında yapılacak 6. Gözden Geçirmenin aksaksız gerçekleşmesinin piyasaları iyice rahatlatacağını vurguladı. Özilhan, “6. Gözden Geçirme görüşmeleri başarıyla sonuçlanırsa bu, 2003-2004 bütçelerinin bir temele oturduğuna işaret edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Özilhan, programın gereklerinin 2004 sonuna kadar aynı kararlılıkla yerine getirilmesi, 2004-2006 döneminin de IMF disiplini içinde geçirilmesi halinde Türkiye’nin ilk defa bir krizden sağlıklı biçimde çıkacağını söyledi. Özilhan, bu süreci destekleyecek en önemli unsurun ise kamu reformu olduğunu bildirdi. Meclis’in yeni yasama döneminde bunu mutlaka gündemine alması gerektiğini anlatan Özilhan, özelleştirmelerin de kamu reformunun önemli bir ayağını oluşturduğunu belirtti. Özilhan, ayrıca makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin günlük hayata belirgin biçimde yansıması ve yurdun her köşesinden hissettirmesi için biraz daha zamana ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine ekledi.