BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,35
ALTIN 2.928,48
HABER /  EKONOMİ

TÜSİAD dijital dönüşüm projelerini görüştü

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) dijital dönüşüm alanında sürdürdüğü projelere ve yaptığı çalışmalara yönelik bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi

Abone ol

Toplantı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim'in ev sahipliğinde çevrim içi olarak yapıldı. Toplantıda konuşan Sevim, “Genç ve dinamik nüfusumuzu ülkemizde tutmayı sağlayacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz” dedi. 

Toplantıda, Sevim, geçen hafta ‘Oyunun Kuralları Değil, Kendisi Değişti’ temasıyla ikincisi düzenlenen Dijital Türkiye Konferansı'na ilişkin değerlendirme yaparak, Geleceği İnşa başlıklı raporun ve Mayıs 2021'de duyurusunu yaptıkları İşim Gücüm Geleceğim projesinin güncel durumuna yönelik bilgi de verdi.  

Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağının önemini vurgulayan Serkan Sevim, “Yeni nesil teknolojilerin hızlı yükselişiyle iş yapış biçimlerinde olduğu gibi geleceğin mesleklerinde de köklü bir dönüşüm süreci yaşanıyor, dolayısıyla ihtiyacımız olan beceri ve yetkinlikler de eş zamanlı olarak dönüşüyor. Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağının varlığı dijital dönüşümde itici bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bir başka deyişle, dijitalin hammaddesi yetkin insan. AB 2030 Dijital Vizyonu – Dijital Pusula hedefleri içinde Avrupa’da mevcut durumda 7,8 milyon olan bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çalışan uzman sayısının 20 milyona çıkarılması öngörülüyor.  Genç ve dinamik nüfusumuzu ülkemizde tutmayı sağlayacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz. Bununla beraber iş dünyası olarak, üniversitede okuyan gençlerimize daha okulda okurken iş imkanları sağlamalı ve onların eğitimlerinde aktif olmalıyız” diye konuştu.  

Ar-Ge teşviklerinin süresine ve uzaktan çalışmayı da kapsayacak şekilde düzenlenmesine dikkat çeken Sevim, “Özellikle bilgi iletişim teknolojileri alanında uzaktan çalışmanın da yaygınlaşması ile sanal beyin göçü, dijital yetkinlik sahibi insan kaynağı sıkıntısı yaşayan iş dünyasını daha da zorlayan bir konu haline geldi. Günümüzdeki uzaktan çalışma fırsatını kullanabilen şirketler olarak Anadolu’nun her noktasındaki gençlerimize ulaşmalıyız. Hata yapmalarına ve öğrenmelerine olanak sağlamalıyız. Bu yaklaşımımızı tüm Türkiye teknopark olsun diyerek özetleyebilirim. Açmak gerekirse, Ar-Ge kültürünün yaygınlaştırılması, Ar-Ge teşvikinin uzaktan çalışmayı da kapsayacak şekilde yüzde 100 ve süresiz uygulanması önemli. Ancak bu şekilde iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun gençleri eğitebilir, onlara daha fazla umut verebiliriz. Aksi halde, yetkinlik gerektiren pozisyonlardaki insan kaynağı açığını kapatma şansımız son derece güç olacak” ifadelerini kullandı.  

DİJİTAL TÜRKİYE KONFERANSI’NDA ÖNE ÇIKAN MESAJLAR 

Dijital rekabet her geçen gün artarak devam ederken dijital dönüşümün küresel ekonomik büyümeyi tetikleyen en önemli faktör haline geldiğini söyleyen Sevim, şöyle konuştu: 

“Dünyadaki en büyük 10 şirketten 8’ini dijital teknolojileri geliştiren şirketler oluşturuyor. Araştırmalara göre, 2030’a kadar potansiyel verimlilik artışının yüzde 60’ının dijital teknolojilerden kaynaklanacağı öngörülüyor. Bulut bilişim, nesnelerin interneti, 5G, yapay zeka, blok zincir gibi yeni nesil teknolojilerin kullanımı geleneksel iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Bulut bilişimi sadece bir altyapı platformu olarak görmekten ziyade bu platform üzerinde dikey uygulamaların da hayata geçirilmesi bekleniyor. Yapay zeka sektörünün 2027’de 2019’a kıyasla 10 kat büyüyeceği öngörülüyor. Avrupa Birliği’nin iki ana önceliği bulunuyor: yeşil ve dijital dönüşüm. Bu iki hedefi birbirinden bağımsız düşünmemeli; aksine birbirini tetikleyecek ve hızlandıracak iki ana akım olarak görmeliyiz.  Dolayısıyla, küresel eğilimleri kendi stratejisine çabuk entegre edebilen şirketler ön plana çıkacak. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin de dijital dönüşüme katılması bu süreçte önemli. Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyaç ise her geçen gün artıyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kişinin yazılımcı olarak sektöre katıldığı ölçümleniyor. Bilişim sektöründe yazılımcı olarak aranan aday sayısı ise yıllık 110 bin civarında. Bu sayı pandemi ve uzaktan çalışma koşullarının çarpan etkisiyle artmaya devam ediyor. Genç dinamik nüfusu ve coğrafi konumuyla Türkiye merkezi bir hub konumunda yer alıyor. Dolayısıyla, mevcut ve potansiyel çalışanlarımıza yeni yetkinliklerin kazandırılması son derece önemli.” 

TÜSİAD işim gücüm geleceğim projesi
Mayıs 2021’de lansmanını gerçekleştirdikleri projeye yönelik Serkan Sevim, “Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmenin iş ve iş gücüne etkisiyle ortaya çıkan geleceğin iş ortamı ve dijital çağın mesleklerine bugünden hazır olmak amacıyla Türkiye’nin mevcut ve potansiyel bilişim profesyonelleri için ücretsiz online eğitim platformu İşim Gücüm Geleceğim projesi hayata geçirilmiştir. ‘İşim Gücüm Geleceğim’ ile yeni nesil teknolojiler odağında, öğrencilerin ve genç profesyonellerin ücretsiz online eğitim platformu aracılığı ile dijital yetkinliklerinin ve becerilerinin geliştirilmesi ve dört yılda yüz bin kişiye aranılan uzmanlık alanlarında eğitim verilmesi hedeflenmektedir. 31 Mayıs 2021’de lansmanı yapılan proje çerçevesinde eğitimler, veri bilimi, yazılım geliştirme, veri analizi ve görselleştirme, bulut çözümleri, mobil uygulama geliştirme, yapay zekâ ve siber güvenlik gibi 7 ana başlıkta toplandı. Platforma kayıtlı kullanıcı sayısı hali hazırda 7 bin 500’e yaklaşmıştır. Eğitim içeriklerinin artırılması ve daha fazla gence ulaşılması projenin başlıca hedefleri arasında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.  

TÜSİAD’ın 50’nci yılı projesi olarak hazırladıkları raporunun detaylarını ve hedeflerini anlatan Sevim, “Türkiye’nin geleceğinin inşasında benimseyeceği yeni kalkınma anlayışı için bir yol haritası önerisi içeren ‘Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar’ adlı çalışma 19 Ekim 2021 tarihinde kamuoyuna tanıtıldı. Günümüzde refahın en önemli belirleyicisi maddi olmayan kaynaklardır. Gelişmiş ülkelerde kalkınmanın olmazsa olmaz üç temel unsuru, insani gelişme ve yetkinleşme, bilim, teknoloji ve inovasyon, siyasal, ekonomik, toplumsal kurumlar ve kurallardır. Bu çalışmada sunulan yeni anlayış; geleceğimizi ‘insani gelişme ve yetkinleşme’de, ‘bilim, teknoloji ve inovasyon’da ve ‘kurum ve kurallar’da sağlanacak gelişmeyle inşa etmeye dayanmaktadır. 105 ülkeyi kapsayan ekonometrik analize göre; bu üç unsurdaki konumumuzu OECD ortalamasına çıkarmak için gereken adımları atarsak, 20 yıl içinde kişi başı millî gelirimizi dolar bazında mevcut seviyesinin 3 katından fazla olan 30 bin dolar seviyesine yükseltebileceğiz. Bu alanlarda mevcut eğilimin devam etmesi hâlinde ise ancak 14 bin dolar seviyesine ulaşabileceğiz” dedi. 

Bu üç unsurda atılacak adımlar ile hedeflerini sıralayan Sevim, “Ekonomik istikrara, öngörülebilir yatırım ortamına, düşük enflasyona ve güçlü makro ekonomik dengelere sahip, istihdam yaratan, sürdürülebilir büyümeyle kişi başı geliri yüksek, gelişmiş bir Türkiye. Uluslararası alanda diplomasi ve iş birliğiyle rol model olan, AB entegrasyonu başta olmak üzere Batı dünyası ile ilişkilerini güçlendiren, uluslararası hukuka ve sözleşmelere bağlı, saygın bir Türkiye. Gelir adaletini tesis eden, bölgesel farklılıkları gideren, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan, dil, din, mezhep, ırk, köken ayrımı olmadan herkesin eşit ve özgür yaşadığı, toplumda hiçbir kesimi kalkınma sürecinde geride bırakmayan, adil bir Türkiye. Ekosistemin dengesini gözeten, karbon nötr kalkınmayı başaran, gelecek kuşaklara yeşil ekonomik dönüşümü içselleştirmiş bir yönetişim sistemi sunan, çevreci bir Türkiye’dir” diye konuştu.  

Bilişsel sosyal ve duygusal beceriler kazandırılmalı
Teknoloji, inovasyon ve dijital dönüşümle ilgili olarak öne çıkan mesajlara yönelik Sevim, “Eğitim müfredatı özgür, yaratıcı, eleştirel düşünebilen bireyler yetiştirecek biçimde düzenlenerek 21. yüzyılın gerektirdiği üst düzey bilişsel, sosyal ve duygusal beceriler kazandırılmalı. İşgücü piyasasında dijital dönüşümle gelişen yeni çalışma biçimlerine çalışanların uyumu kapsamında gereken dijital beceri eğitim programları ve uzaktan çalışma yönteminin gerektirdiği teknolojik altyapı sağlanmalı. Bilimsel araştırma ve inovasyon çalışmalarında dijital ekonomi ve yeşil ekonomi alanlarında ulusal kapasitenin geliştirilmesine yoğunlaşılmalı. Eğitim sistemi bilim ve teknolojiyi geliştirecek olan donanımlı, özgür ve yaratıcı düşünen araştırmacıların yetişmesine uygun hale getirilmeli; üniversite yönetişim modeli bilimsel özgürlüğü, özerkliği ve hesap verebilirliği garanti edecek biçimde geliştirilmeli” ifadelerini kullandı.  

Dijital okuryazarlık toplumun tüm kesimlerine kazandırılmalı
Dijital dönüşümü hızlandırmak için altyapının geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Sevim, “Dijital okuryazarlık toplumun tüm kesimlerine kazandırılmalı, dijital dönüşümün en önemli itici gücü konumunda olan yazılım sektörünün gelişmesi için mevcut mevzuat ve destekler sektörün özgün yapısına uyumlandırılmalı. Nitelikli bilimsel araştırma ve inovasyon çalışmalarına ayrılan kaynaklar, başta bilişim alanında olmak üzere özel sektör Ar-Ge harcamaları artırılmalı ve bu kaynaklar etkin kullanılmalı. İnternete erişim konusunda özgürlükçü bir yaklaşımı benimserken kişisel verilerin gizliliği ve güvenlik konusunda önlemler alınmalı. Teşviklerin karmaşık yapısı basitleştirilerek etkinliği artırılmalı ve destek mekanizmaları yoluyla Ar-Ge’nin ürünleştirmeye, ticarileştirmeye, markalaştırmaya, ürün sofistikasyonuna yansıması sağlanmalı. Akıllı şehirler hedefi doğrultusunda veri iletim altyapısı güçlendirilmeli; özel sektör, kamu ve Ar-Ge merkezleri arasındaki iş birlikleri en etkin şekilde geliştirilmeli. Sanayi politikası ile bilim ve teknoloji politikaları arasında ilişki kurulmalı, bu çerçevede üniversite-sanayi-kamu iş birlikleri en etkin şekilde geliştirilmeli. Girişimci dostu düzenleyici bir çerçeve geliştirilmeli; finansman kaynakları çeşitlendirilmeli ve derinleştirilmeli, yenilikçi girişimciler desteklenerek ve teknoloji geliştirme ve üretme süreçlerinde ana sanayi, yardımcı sanayi, üniversiteler, danışmanlık şirketleri, KOBİ’ler, girişimler ve diğer paydaşlar arasında etkin koordinasyon sağlanmalı” dedi.