TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, derneğin Yüksek İstişare Toplantısı'nda konuştu. Küresel güçlerin ekonomideki rolüne dikkat çeken Bilecik, önümüzdeki yıl da küresel ve yerel risklerin devam edeceğini söyledi.
Abone olTÜRK Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Toplantısı yapıldı. TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, konuşmasında ekonomi gündemini değerlendirdi.
Demokrasin dünya çapında tarihsel bir sınav verdiğine dikkat çeken Bilecik "Bugün ABD, bazı Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkelerinde olmak üzere demokrasi tarihsel sınav veriyor. Küreselleşen ekonomi daha zorlu rekabet koşullarını da beraberinde getiriyor” dedi.
TÜRKİYE BUNU HAK ETMİYOR
Türkiye’nin sahip olduğunu potansiyele rağmen hak etmediği bir dönemden geçtiğini belirten Bilecik “Su ne kadar bulanık olursa olsun bizim demir atacağımız ana liman Batı’dır” ifadesini kullandı.
TİCARET SAVAŞI ZARAR VERİYOR
ABD-Çin ticaret savaşlarına da değinen TÜSİAD Başkanı, iki ülkenin her ne kadar 90 günlük ara verdikelerini bildirseler de bu savaş algısının pek çok ülkeyi etkilemeye devam ettiğine işaret etti.
Atlantik ve Asya arasındaki rekabetin derinleştiğine değinen Bilecik "Korumacılık önlemleri uluslararası ticaretin daralmasına da yol açtı. Ticaret savaşlarının hiçbir daim kazananı olmuyor. TÜSİAD için Türkiye'nin AB üyeliğinin her zaman vazgeçilmez bir hedeftir. AB üyeliği bölgesel cazibe merkezi olmak için de müthiş olanaktır ve bir kazan - kazan durumudur" diye konuştu.
RİSKLER DEVAM EDECEK
TÜSİAD Başkanı, önümüzdeki yıl gerek küresel gerek yerel düzeyde belirsizlik ve risklerin devam edeceğini , ticaret savaşlarının küresel büyümeyi etkileyeceğini bildirdi.
KÜRESEL GÜÇLERİN PAYI VAR AMA...
Türkiye ekonomisinin bugünkü hale gelmesinde küresel güçlerin payı olduğuna dikkat çeken Başkan Bilecik, iğneyi önce kendimize batırmamız gerektiğini de söyledi.
Kredi daralmasının devam ettiğini belirten Bilecik şöyle konuştu: "Nakit sıkışıklığı her sektörde hissediliyor. Şirketler ve tüketiciler kur ve faiz yükü altında eziliyor, KOBİ'lerin sorunları yükseliyor...Kredi daralması bitmeden krizin bitmeyeceğini kabul etmeliyiz.."
Ekonomide inat olmaz, dengeyi siyaset tercihleri sağlamadığında ekonomi kendi dengesini ciddi bedeller ödeterek sağlıyor. Ekonominin kuralları çok net belli. Şu an ekonomi yönetimi olumlu yönde görevlerine devam ediyor. Ekonominin alabora olmamasının yolu yapısal reformlardır"