Hükümetin ve siyasi partilerin aksine TUSİAD, AB İlerleme Raporu'nu Türkiye için yol haritası niteliğinde olduğunu söyledi.
Abone olTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), AB Komisyonu'nun Türkiye 2003 İlerleme Raporu'nun, Türkiye için 6 aylık bir yol haritası niteliği taşıdığını bildirdi. TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, raporun, TBMM'den geçirilen demokratikleşme paketleriyle Kopenhag siyasi kriterlerinde alınan mesafeyi olumlu bir bakış açısıyla değerlendirdikten sonra, bu sefer Kopenhag ekonomik kriterlerine uyum eksikliklerini ayrıntılı bir şekilde vurgulayan bir yapıya sahip olduğu kaydedildi. Raporun içeriğiyle ilgili olarak, Strateji Belgesi'nde Kıbrıs konusunda AB ile yürütülen siyasi diyalog çerçevesinde, daha önceki raporlara göre daha açık bir ifade kullanılmış olmasının dışında bir yenilik bulunmadığı belirtilen açıklamada, ''Güney Kıbrıs'ın 1 Mayıs 2004'te AB'ye üye olmasıyla, Türkiye'nin topluluk karşısında düşeceği vahim duruma daha kuvvetli bir vurgu yapılmakta olduğu'' ifade edildi. Açıklamada, şöyle denildi: ''İlerleme Raporu'nun, Türkiye'nin attığı adımların önemini takdir etmesi ve uyum eksikliklerine ayrıntılı bir şekilde dikkat çekmesi memnuniyet vericidir. Bu şekilde rapor, Türkiye için 6 aylık bir yol haritası niteliği taşımaktadır. Raporun yoğunlaştığı, 'gerçekleştirilmiş olan yasal düzenlemelerin uygulanması', 'sivil-asker ilişkileri' ve 'azınlık hakları' gibi başlıklar, AB Komisyonu, AB Konseyi ve AB Parlamentosu'nun 2003 yılı boyunca dile getirmiş olduğu sorunlarla birebir örtüşmektedir. Önümüzdeki 6 ayda uygulama eksikliklerinin hayata geçirilmesi, Kıbrıs'ta Annan Planı temelinde Türkiye için artık daha geç olmadan bir çözüm sürecinin başlatılması, ekonomik ve sosyal politikaların AB hedefiyle uyumlu olarak disiplin içinde uygulanması, çağdaş bir eğitim sistemi ve yargı reformu ile bilgi toplumuna öncelik verilmesi, Türkiye'ye AB ile müzakere sürecinin önünü açacaktır. AB ile müzakerelerin başlamamasının ortaya çıkaracağı siyasi ve ekonomik şartların, çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak için 80 yıldır çaba gösteren Türkiyemiz için daha az demokrasi ve daha düşük hayat standardı anlamına geleceği konusunda kimsenin şüphesi olmamalıdır.''