Zaman yazarı Mümtazer Türköne, hükümete 28 Şubatçıların akıbetini hatırlatarak "küçük tanrılar" benzetmesi yaptı.
Abone olDershane tartışmasında iyice kopan hükümet-cemaat ilişkisi üzerine cemaate yakın medyalarda yazan yazarların üslubu iyice sertleşmeye başladı.
Zaman si yazarı Mümtazer Türköne ise hükümeti en beklenmedik yerden vurdu. 28 Şubat dönemini bitirmekle övünen AK Parti'ye Türköne "Onlar bin yıl sürecek sandılar ama bittiler" diyerek adeta hükümete siz de biteceksiniz göndermesinde bulundu.
KÜÇÜK TANRILAR EDASIYLA...
İstanbul elbette olduğu yerde kalacak; ama hepimiz bir gün sadece İstanbul’u değil, hiçbir şeyi göremeyecek halde olacağız. Bu “fena” duyguyu bastıracak veya dengeleyecek en güçlü müsekkin ise iktidarın sağladığı güç olmalı. Şöhret veya güç, geçicilik duygusunu unutturacak kadar etkili oluyor. Bu yüzden iktidar sahipleri yeryüzünde “küçük tanrılar” edasıyla, kibirle dolaşıyorlar. İktidarlarının öldükten sonra da devam edeceğine, belki de hiç ölmeyeceklerine inanıyorlar.
28 Şubat “bin yıl sürecek” zannını, bugünden geriye bakarak değil, o gün bastıkları yeri titreterek dolaşan generalleri gözümüzün önüne getirerek hatırlamalıyız. Bu güzel ülkenin üzerine, sadece gücün egemen olduğu kirli ve boğucu bir hava çökmüştü. Darbeciler, siyasetçiler, sermaye sahipleri, üçkâğıtçılar-soyguncular, mafya özentileri bir ipe dizilmiş ve ülkenin üzerine çöreklenmişti. Hiç kimsenin onuru ile hayatını idame ettirme imkânı kalmamıştı.
O GÜN BİN YIL SÜRECEĞİNE İNANMIŞTILAR
Sonra ne oldu? İp koptu. Güç ve iktidar sahipleri birbirine düştü. “28 Şubat bin yıl sürecek” lafını eden generalin, “Bir general” hakkındaki atıp tutmalarını hatırlayın. İktidar ipine dizilen her müttefik, doymak bilmez bir iştah ile önlerinde açılan devlet kapılarından içeri girdiler ve yağmaya giriştiler. Ülke ekonomisini çökertince, iktidar koltuklarını da devirmiş oldular. Bugün aralarından açık alınla yürüyebilen birini tanıyor musunuz? Hâlbuki o gün gerçekten bin yıl süreceğine hepsi inanmıştı.
28 Şubat günleri hepimize “bin yıl sürecek zannedilen kar sesi” gibi gelmiş ve o günü bırakıp gelecek güzel baharın hayaline kendimizi vermiştik. Sonunda o günler de geldi. İktidarın fosilleşmiş sert ipi, bu sefer hayatları ve hayalleri ellerinden alınan güzel insanları bir araya getirdi. Türkiye akıl, feraset ve sabır ile o karanlık ve soğuk dönemi kapattı, kapısına da sağlam bir kilit astı.
İKTİDARLAR GEÇİCİ BAKİ OLAN ALLAH
12 Eylül 2010’da sadece 28 Şubat süreci değil, 50 yıl devam eden karanlık bir dönem sona erdi. Demek ki hem iktidarlar hem de insanlar için zeval olmasaydı adalet de olmayacaktı. O ip bugün tekrar koptu. İp kopunca dökülenlerin gürültüsü, Tanbûri Cemil Bey’in o eski taş plaklarda kalan sesi gibi, gönlümüzden yükselen mûsıkîyi bastırdı.
Devletin bir anlamı da “saadet”tir; inananlar için Cenab-ı Allah’ın lütfudur. Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat sadece beş yılda ömrünü tamamladı. Demek ki bütün iktidarlar, bu fani dünya gibi geçici ve baki olan sadece Allah.