BIST 9.395
DOLAR 34,62
EURO 36,72
ALTIN 2.906,45
HABER /  POLİTİKA

Türkiyeyi şizofrene benzetti

International Herald Tribune gazetesine konuşan Rehn, Türkiye için ilginç bir benzetme yaptı.

Abone ol

International Herald Tribune gazetesine konuşan Rehn, Türkiye'nin sistematik işkenceyi azaltma yolunda önemli ilerlemeler kaydettiğinin altını çizdi, ancak ifade özgürlüğüne değinirken, ilginç bir benzetme yaptı.

Rehn, bu konudaki reformlardaki ilerlemeyi 'daha şizofren' olarak tanımladı, buna Orhan Pamuk davasını örnek gösterdi.

Davanın ilk başta hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Rehn, düşmesinin ise ifade özgürlüğüne ilişkin başka davalar için bir emsal oluşturması gerektiğini belirtti.

Rehn, Fransa ve Almanya'nın Eurovizyon Şarkı Yarışması'nda Türkiye'ye 12 puan vermesini de "hiç beklenmedik ülkelerde Türkiye'ye yönelik kuşkular azalıyor" şeklinde yorumladı.

Rehn, AB'nin genişlemesini bir 'başarı öyküsü' olarak tanımladı, genişlemenin AB'nin iç siyasi başarısızlıkları için 'günah keçisi' yapılmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı

AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başlamıştı.

Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşılmıştı.

Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceleyerek Ortaklık Konseyi'ne katılma kararı almıştı.

Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etmişti.

Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle fiili müzakerelerin yolu açılmıştı.

Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi vurgulanmıştı.

Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde, bütün müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı deklarasyona atıfta bulunuyor'' denilmişti.

Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde, fiili müzakerelerin ilk faslı olan bilim ve araştırma başlığına geri dönülebileceği belirtiliyordu.

'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.

Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı

Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı. Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden olmuştu.

Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.

Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23.58'de durdurulmuştu.

AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin başlamasında etkili oldu.