CHP Tunceli Milletvekili Aygün Türkiye'yi Erdoğan ve Öcalan'ın birlikte yönettiğini iddia etti.
Abone olCHP Tunceli Milletvekili Aygün sessizliğini Skyturk360’ta Hilmi Hacaloğlu ile Şimdi Söz Sizde’ye bozdu.
Hüseyin Aygün, çözüm sürecinin sonunda barış geleceğine inanmadığını belirterek “Türkiye'nin 15 milyonluk bir ulusu olan Alevileri dışlayarak bir barış olmaz” diye konuştu. “Türkiye'de İslamofobi yoktur Alevifobi, Laikfobi vardır” diyen Aygün, ortaya Başbakan’ı kızdıracak yeni bir iddia attı: “Bugün Türkiye'yi iki kişi yönetiyor. Biri Abdullah Öcalan, öteki Tayyip Erdoğan”.
Uzun zamandır ekranlara çıkmayan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün sessizliğini Skyturk360’ta Hilmi Hacaloğlu ile Şimdi Söz Sizde’ye bozdu. Aygün, çözüm sürecinden, CHP içerisinde yaşanan gerginliklere gündeme dair birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Ben AKP’ye güvenmiyorum”
Çözüm sürecinin sonunda barış geleceğine inanmadığını ifade eden Aygün, sürece ilişkin kaygılarını şöyle özetledi:
“Barış deniyor ama demokrasi denmiyor. 1 Mayıs'ta neler olduğunu gördünüz, 4. yargı paketi çıktı öğrenciler hala hapiste. Ben AKP'ye güvenmiyorum, BDP'li siyasetçi dostlarımızın samimiyetle uğraştığını düşünüyorum ama barış geleceğine inanmıyorum. Kan akmaması, silahların susması sonuna kadar desteklenmeli ama bunun kalıcı bir barış olması için demokrasi şart.”
CHP’yi ve BDP’yi her fırsatta eleştiren Başbakan Erdoğan’ın bugün Öcalan ile görüştüğü ve süreci birlikte götürdüğünü öne sürerek, “Bugün Türkiye'yi iki kişi yönetiyor. Biri Abdullah Öcalan, öteki Tayyip Erdoğan” dedi.
“Aleviler bir ulustur”
Alevilerin çözüm sürecine dair tarihten gelen haklı kaygıları olduğunu ifade eden Aygün, “Barış denen bu süreç Alevilerin dışlandığı, hedef alındığı bir süreçle birlikte yürüyor. Türkiye'nin 15 milyonluk bir ulusu olan Alevileri dışlayarak bir barış olmaz” dedi. Aygün, Hacaloğlu’nun “Aleviler ulus mu” sorusunu “Bizim dedelerimiz ‘biz ne Türk ne Kürt'üz Aleviyiz’ derler. Aleviler bir ulustur” diye yanıtladı.
Aygün, Türkiye’de İslamafobinin olmadığını aksine Alevifobi ve Laikfobi’nin söz konusu olduğunu öne sürdü.
“İslam bayrağı Anadolu ve Ortadoğu’ya kan ve gözyaşı getirir ”
Aygün, Hacaloğlu’nun “Kürtçü müsünüz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Kürtçülük de Türkçülük de demokrasiye zarar vermektedir. Milliyetçilik demokrasinin ölüm fermanıdır.”
Aygün “İslam Bayrağı” tezine de sert tepki gösterdi:
“Kürt siyaseti başından beri milliyetçiydi ama bugün İslamcılığa doğru evrildiğini de görüyoruz. Son 30 yıllık PKK'nın yürüttüğü terör ya da savaş adına her ne dersek İslam bayrağının birleştirici olmadığını gösteriyor. İslam bayrağı hem Anadolu'da hem de Ortadoğu'da kan ve göz yaşı getirmiştir.”
“Ahmet Türk Dersimlilerden özür dilemelidir”
Hüseyin Aygün, Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk’ün, Tunceli'deki Dersim 38 anmasında yaptığı konuşmada dile getirdiği "Bizi katledenlerin yanında onların siyaseti içinde yer alıyorsak bu ayıp bize yeter, bu ayıp Dersimlilere yeter diyorum" sözlerine sert tepki gösterdi.
Ahmet Türk’ün Dersimlilerden özür dilemesi gerektiğini ifade eden Aygün, “Ahmet Türk haddini bilmeden Dersim halkına hakaret ediyor. Kendisi de eski CHP milletvekilidir. Demokrasi seçim sistemidir. Ahmet Türk Dersim halkının iradesine saygısızlık yapıyor. Biz Ahmet Türk'e Diyarbakır'dan niye 6 AKP'li vekil çıkarttınız diyor muyuz?” dedi.
“Türkiye'de laiklik diye bir şey kalmadı”
Aygün, Hacaloğlu'nun "Alevilerin Türkiye'de Laiklikten ödün verileceği endişesi mi var" sorusunu yanıtlarken Türkiye’de laikliğin kalmadığını öne sürdü ve Ak Parti’ye yöneleik sert eleştirilerde bulundu:
"Türkiye'de laiklik diye bir şey kalmadı. Laikliği belirleyen iki çok önemli kıstas var. 1. Devletin dini kuruluşlara maddi yardım yapmaması. Şuanda müthiş şişkin bir Diyanet bütçesi var. Diyanet İşleri Başkanı Devlet protokolünde 10. sıraya geldi. Artık Diyanet başkanı Başbakan kadar yetkili biri. Her konuda görüş açıklıyor. Eğitimle ilgili başka alanlarla ilgili fetvalar veriyor. Ben şöyle görüyorum; AKP şiddete dayanan bir İslamcı partinin yapacağını, yasal yollarla yapıyor. Sadece milletin oyuyla yaptığını söylüyor”.
“Önce Kızılbaş sonra sosyalistim”
Kendisini önce Kızılbaş sonra sosyalist olarak tanımladığını söyleyen Aygün, CHP’den istifa edip etmeyeceği yönünde gelen ısrarlı izleyici sorularına şöyle yanıt verdi: “Bana neden CHP'de diyenlerin büyük kısmı CHP'li falan değil çoğu AKP'li bir kısmı da BDP'li ve sosyalistler. Ben kendi kendime milletvekili olmadım Dersim halkı oy verdi ve ben öyle milletvekili oldum. CHP Dersim'de yüzde 60 oy aldı. CHP görüşlerime ters değil. CHP solda bir parti. Tüm görüşlerim desteklenmese de bana tahammül edip Dersim'in sesini duyuruyorum. Ben CHP'nin daha solunda bir kişi olarak kabul edilmeliyim. CHP bunu kabul ediyor ama bazıları edemiyor.”
“BDP bana uygun değil”
Aygün, “BDP’ye geçmeyi düşünüp düşünmediği” yönündeki soruyu da “BDP bana uygun değil. BDP'li arkadaşlar da kendileri söylüyor bunu bana” diye yanıtladı.
“Milletvekili maaşı işçi maaşına düşürülsün”
Aygün, hiçbir konuda anlaşamayan 4 partinin, milletvekillerine yeni haklar öngören yasa teklifi üzerinde uzlaşmasını ise şöyle değerlendirdi:
“Milletvekili maaşının işçi maaşına düşürülmesini ve emekliliğin normal işçi düzeyine getirilmesini savunuyorum. Milletvekillerinin dokunulmazlık da dahil tüm ayrıcalıklarının kaldırılması gerek. O zaman ayrıcalık isteyen değil siyaset yapmak isteyen gelir.”
“Perinçek’e yapılan devlet terörüdür”
Hüseyin Aygün, Ergenekon davası tutuklu sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:
“İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’i görüşlerini beğenmeseiziniz bile 5 yıl bir hücreye koyamazsınız. o siyasi bir hareketin lideridir. Terör hareketine şiddet hareketine katılmamışsa, destek vermemişse bir düşünceye bunu yapamazsınız. Bu bir devlet terörüdür. Oğlunu da 3yıl içeride tutamazsınız. Son 10 yılını Rusya’da Ermeni araştırmalarına vakfetmiş genç bir insanı, genç bir akademisyeni Ergenekon terör örgütü içerisine atarsanız bunu hiçbir vicdan kabul etmez.”