Türkiye’ye kötülük yapmak için bir araya gelen 5’li çete!
Türkiye’ye iyilik yapmak istiyorsan, aldığın işleri hemen teslim etmeyeceksin kardeşim. Kamuran Çörtük gibi yapacaksın, Bolu Tüneli’ni tamamladan kaçıp gideceksin. Türkiye’ye iyilik yapmak istiyorsan, aldığın işi 16 yıl bile geçse tamamlamayacaksın… O proje patates deposu olacak, 17 bakan değişecek, başbakanlar gelip gidecek. Türkiye’ye iyilik budur işte!
5’li çete… Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağız değiştirip, “Türkiye’nin oligarkları” diye tarif ettiği 5’li çete…
“Çete” ne anlama geliyor?
Türk Dil Kurumu’na baktığımızda, “Kötü bir amaçla bir araya gelmiş birkaç kişilik topluluk” anlamı çıkıyor karşımıza… Yani, Kılıçdaroğlu’nun zehirli diline göre, Cengiz, Limak, Kolin, Kalyon ve Makyol şirketlerinin sahipleri, “Kötü bir amaçla bir araya gelmiş” ve Türkiye’ye kötülük yapıyorlar. Köprü yapmak, yol yapmak, hastane yapmak, havalimanı yapmak, Kemal Kılıçdaroğlu’na göre kötülük oluyor!
Ülkene bu kötülüğü yapmayacaksın kardeşim.
Parayı kapacaksın, yoluna bakacaksın.
İstanbul Havalimanı’nı yapmak için parayı kapacaksın, Bolu Tüneli gibi yarım bırakacaksın ki Türkiye’ye iyilik yapmış olasın. Bir projeyi aldığında 16 yılda bitirmeyeceksin, 16 bakan değiş, sonra çekip gideceksin… Yarım bıraktığın Bolu Tüneli patates deposu olacak, milyarlarca dolar buhar olacak… işte o zaman “çete” olmuyorsun, oligark değilsin…
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’ye kötülük yapmak için (!) bir araya gelen Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin ve Makyol şirketlerinin sahiplerine gözdağı veriyor, onları hırsızlıkla, Türkiye’nin parasını yurtdışına kaçırmakla suçluyor yeni videosunda… “Türkiye’nin oligarkları” diyor onlar için. Yurtdışına kaçırdıkları paraları elleriyle koyduğu gibi bulup, geri getireceğini söylüyor.
Belge mi?
Ne belgesi kardeşim?
Salla gitsin…
Nasılsa adamlar ses etmiyor…
Dava derseniz, para bol Kemal Kılıçdaroğlu’nda. Tazminat vere vere yalanlarına, iftiralarına devam ediyor. Bakın ne diyor “Sevgili halkım” diye başladığı yeni videosunda:
- Sevgili halkım merhaba. Biliyorum, mutfaklarınız yangın yeri. Korkunç bir soygun var. Elektrik faturalarınızın mücadelesini verirken, getirdiler akaryakıt zamlarını. Belli ki gasp ettikleri iki lokma ekmeğiniz için dövüşeceğiz. Kavga edeceğiz. Sizin nasibiniz uğruna kavga etmek zorundayız. Saraylılar tatlı peşinde, sizin ise tuzunuz yok. Ama sevgili halkım siz de, biz de biliyoruz ki bu mücadeleden millet galip çıkacak. Saraydaki şahsa seslendim; elektrikte KDV’yi sıfırla. Tık yok, ses yok. O zaman ben de şahsi protestoma devam edeceğim. Günaşırı yağdırdıkları akaryakıt zammı da ağır bir zulme dönüştü artık. Anlatıyorlar ya, dünyada şöyle oldu, yok böyle oldu diye. Bunun asıl nedeni Türk lirasının, yani milli paramızın değerinin bul edilmesidir. Gerisi hikaye… Sevgili halkım, bir dilim kuru ekmek kavgasını birlikte vermezsek, bu beşli çeteler bizi soymaya devam edecek. Hatırlarsanız, iktidar olduğumuzda kuruş ödemem demiştim o yapmak istedikleri talan İstanbul kanalına. Finansal akbabaları da uyarmıştım; çetelerini korumak için ne demişti şahsım, “Söke söke bu paraları sizden alırlar” demişti. Ama buradan 5’li çeteye de bir çift lafım olsun. Ey 5’li çete siz Putin’in oligartları için kurduğu sistemin Türkiye’deki kopyalarısınız. Saray’daki şahıs Putin’den ne öğrendiyse, sizin için de onu uygulamak istiyor. Gittiniz İngiltere’den mahalleler satın aldınız, villalar satın aldınız, bankalar kurdunuz. Paralarınızı oralara taşıdınız, taşımaya da devam ediyorsunuz. Oralarda paranızın güvende olacağını mı zannediyorsunuz? Bakın Putin’in oligarklarına, ne oldu Rusya’dan kaçırdıkları paraları söke söke alıyorlar. Bütün mal varlıklarına, parayı kaçırdıkları ülkeler el koydu. Batı, Rus oligarkların bütün malvarlıklarına el koyan özel bir birim kurdu. Teker teker alıyorlar. Aslında kimin parası o? Rus halkının parası sevgili halkım Rus halkının parası. Ey yerel oligarklar, size mi yedirecekler zannediyorsunuz. Halkın parasını çaldınız. Çaldığınız parayı da batılı nasıl yeriz diye tetikte bekliyor. Size de huzur yok, ibret-i alem olacaksınız siz de. Sizi haram başları sizi. Ama benim derdim siz de değilsiniz. Benim derdim kaçırdığınız bu halkın halkın parası. O parayı ait olduğu topraklara, yani bu ülkemize geri kazandıracağız. Sizin gözünüzün yaşına bakan namerttir.
VİDEO… Kılıçdaroğlu’nun videosu…
Duydunuz, Bolu Tüneli’ni yarım bırakıp kaçan Kamuran Çörtük’e seslenmiyor Kılıçdaroğlu… İstanbul Havalimanı’nı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Osmangazi Köprüsü’nü, Marmaray’ı, Avrasya’yı, yolları, şehir hastanelerini… zamanından önce bitirip teslim eden Kalyon’a, Cengiz’e, Limak’a, Makyol’a, Kolin’e sesleniyor CHP lideri… “Kötülük yapmak için bir araya gelen bir kaç kişilik gruba” sesleniyor…
Neredeyse her gün hukuktan söz eden CHP lideri bu sözleri söylerken acaba hangi belge ile konuşuyor? “Hırsız” diyor, “Soygun” diyor, “Çete” diyor, “Haram başları” diyor… Diyor da diyor… Peki bütün bu iddiaları güçlendirecek bir belge var mı elinde? Yok. Varsa mahkemeler orada, versin elindeki belgeleri hakimlere, savcılara bizi kurtarsın. Paralarımızı getirsin, biz de helal olsun diyelim. Yok eğer iddialarını güçlendirecek bir belge yoksa elinde… işte böyle boş boş konuşmaya devam etsin.
Bu ülke için iş yapan, elini taşın altına koyan insanları karalamak bu kadar kolaysa, Allah Kemal Kılıçdaroğlu’na vicdan, izan nasip etsin.
Başka da bir sözüm yok!