BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Türkiyeye kıyamet gibi uyarı

Dünya Sağlık Örgütü, grip vakalarının Türkiye'de daha da artış göstereceğini belirterek ölümler konusunda uyardı.

Abone ol

Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile Türkiye'de domuz gribi salgınına karşı yürütülen çalışmalar konusunda istişarelerde bulunan DSÖ ve Avrupa Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi (European Centre for Disease Prevention and Control)(ECDC) yetkilileri, soruları yanıtladı.

DSÖ Avrupa Bölgesi Danışmanı ve Nottingham Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Jonathan Nguyen Van Tam, 1918'deki İspanyol gribi salgını ile karşılaştırıldığında daha hafif seyreden bu salgının, mevsimsel gripten farklı olarak daha çok genç erişkinlerle küçük çocukların ölümüne yol açtığını söyledi. 

''Kimin hangi öncelik sırasına göre aşılanacağı konusunda Türkiye'nin şu ana kadar her adımı doğru attığını'' vurgulayan Van Tam, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye aşı konusunda Avrupa bölgesinde çok ciddi saygınlığa sahip firmaların aşılarını aldı. Bunların tabi tutulduğu test düzeyleri, İngiltere dahil diğer Avrupa ülkelerinin aldığı aşılar ile aynı. Türkiye'nin aşı aldığı firmalardan biri, aynı zamanda İngiltere'nin de en fazla miktarda aşı temin ettiği firmalardan birisi. Salgın şu anda Türkiye'de tam hızlanma aşamasında. Henüz daha en kötü durumla karşılaşılmadı. Vaka, hastaneye yatış ve ölümlerde artış bekliyoruz.''

Aşıyla ilgili Türkiye'de olduğu gibi diğer ülkelerde de bazı spekülasyonlar yapıldığını kaydeden Van Tam, şu uyarıları dile getirdi:

''Ama şunu hiç unutmamak gerekir ki aşı bir tedavi değil, önleme aracıdır. Hastalık her yanı sarana kadar bekleme kararında olanlar varsa çok gecikeceklerini bilmeleri lazım. Harekete geçme zamanı tam şu andır. Türkiye'nin hali hazırda bulunduğu durumda, hazırlık seviyesinde bulunabilmek, elindeki aşı imkanlarına sahip olabilmek ve bütün nüfusu aşılayabilmek için sahip oldukları pek çok şeyi feda edecek çok ülke. Türkiye'ye bu konuda gıptayla bakıldığını bilmek lazım.''

''YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNE YATIRILMASI RİSKİNİ KABUL
EDER MİSİNİZ?''


Türkiye'de yakında okullarda başlayacak aşılama konusunda ailelere tavsiyelerde bulunan Van Tam, İngiltere'de domuz gribinden hastaneye yatırılanların büyük çoğunluğunu çocukların oluşturduğunu yineleyerek, şunları dile getirdi:

''Ailelere şu soruyu yöneltmek isterim: Çocuğunuzun pandemik grip nedeniyle hastaneye ve sonrasında da yoğun bakım ünitesine yatırılması riskini kabul etmek ister misiniz? Eğer bu riski göze almak istemiyorsanız lütfen çocuğunuzu aşılatın. Sizin çocuğunuz bu gribe karşı aşılanan ilk çocuk olmayacak. Dünyanın her yerinde milyonlarca çocuk bu pandemik gribe karşı aynı aşıyla aşılanmış durumda. İngiltere'de pandemi başladığında ilk salgınlar okullarda patlak verdi. Çünkü çocuklar gribi etkili şekilde çevrelerine yayarlar.''

Van Tam, ailelerin aşının içerdiği adjuvan konusunda endişeye kapılmamaları gerektiğini belirterek, bu aşıların güvenilirliği konusunda hiçbir şüpheye düşülmemesini istedi.

Domuz gribi aşısının deneme grubunda olduğunu, dolayısıyla kendisine ''adjuvanlı mı adjuvansız mı'' aşı yapıldığını bilmediğini anlatan Van Tam, ''Her iki aşının güvenilirliği konusunda şüphem olmadığı için bu önem taşımıyor'' dedi.

''AVRUPA'DA ÖLÜ SAYISININ ARTMASI BEKLENİYOR''

Avrupa'da domuz gribi salgını ile ilgili çalışma yürüten en önemli kuruluşlardan biri olan Avrupa Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi (European Centre for Disease Prevention and Control)(ECDC) Grip Koordinatörü, çocuk hastalıkları ve halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Angus Nicoll de ebeveynlerin hem kendilerinin hem de çocuklarının aşılanmasına çok büyük önem vermeleri gerektiğini belirtti.

''Bu hastalıktan Avrupa'da kaç ölüm beklendiği ve aşılamanın bunu ne kadar önleyeceği?'' sorusu üzerine Nicoll, ''Avrupa genelinde ölü sayısının artmasının beklendiğini'' bildirdi.

Aday ülkelerle birlikte AB ülkelerinde bin dolayında kişinin bugüne kadar bu hastalıktan öldüğünü kaydeden Nicoll, ölümlerin devam edeceğini ancak beklenen toplam ölü sayısı hakkında bir öngörüde bulunmalarının mümkün olmadığını söyledi. Nicoll, domuz gribi aşısının etkinliğinin çok iyi olduğunu, aşılamanın ölüm oranını azaltacağını bildirdi.

Aşılamanın devam ettiği Avrupa genelinde Türkiye'deki aşının aynısıyla bağışıklanmış milyonlarca insan bulunduğunu kaydeden Nicoll, yaşadığı İsveç'te 55 bini çocuk olmak üzere 2 milyonun üzerinde insana domuz gribi aşısı yapıldığını söyledi.

Nicoll, aşılama sırasında ortaya çıkan ağrı, şişlik gibi yan etkilerin laboratuvar aşamasında görülen yan etkilerle aynı olduğunu bildirdi.

''Aşı sonrası ölüm'' iddialarını da değerlendiren Nicoll, bunların çok yakından incelendiğini, şu ana kadar aşıyla ölümler arkasında hiçbir ilişki kurulamadığını, tamamen rastlantısal olduğunu söyledi.

İrlanda, Almanya, Norveç, Danimarka, İsveç gibi tüm Avrupa ülkelerini yakından izlediklerini vurgulayan Nicoll, kamuoyunun bu konuda bir çok bilgiyle karşılaştığını ancak bu bilgilerin yetkili kurumların internet sitelerinden takip edilmesinin önem taşıdığını kaydetti.

Salgının dünyadaki gelişimiyle ilgili DSÖ ile hazırladıkları son raporla ilgili de bilgi veren Nicoll, ''Şu an itibarıyla pandemi eğilimi batıdan doğuya, kuzeyden güneye kaymakta. Güneydoğu Avrupa'da pandemi dalgası kendisini göstermeye başladı ki Türkiye ve çevre ülkeler de dahil. Batıda pik noktasına ulaşıldı'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de de salgının artış gösterme eğiliminde olacağını bildiren Nicoll, ''Türkiye'nin çok ciddi bir avantaja sahip olduğunun altını çizmek lazım ki bu da aşıdır'' dedi.

Nicoll, sağlık çalışanlarına, ''Lütfen kendinizi aşılatınız. Böylelikle hem kendinizi hem hastalarınızı koruyun. Aşı çok güvenli bir üründür. Bunu kullanınız ve avantajından mahrum kalmayınız'' çağrısında bulundu.
Aşıdaki adjuvan maddesiyle ilgili tartışmaları da değerlendiren Nicoll, hekimlerin dünyadaki otoritelerin web sayfalarını izleyerek aşının çocuklar üzerinde ne kadar etkili olduğunu takip etmelerini istedi.
Bu konudaki her adımın titizlikle izlendiğini bildiren Nicoll, bir çok ülkede aşılamanın daha önce başlaması nedeniyle Türkiye'nin bunların sonuçlarını takip edebileceğini söyledi.

Ailelere de seslenen Nicoll, ''Çocuklarını koruma konusunda çok titiz davranan Türk aileleri, lütfen çocuklarınızı aşılatın ve korunmalarına katkıda bulunun. Zira bu aşının diğer yaptırdığınız aşılardan hiçbir farkı yok. Adjuvanlı ve adjuvansız aşılar arasında fark olduğuna dair kanıt yok. Tam aksine adjuvanlı aşıların avantajı var. Virüs değişiklik geçirirse bu aşılar daha geniş yelpazede koruma sağlar. Benim çocuklarım da adjuvanlı aşıyla aşılanacak. Türkiye'nin sahip olduğu aşılar diğer ülkelerdeki adjuvanlı aşılarla aynıdır'' ifadesini kullandı.

Yüksek ateşi bulunan bir çocuğa bu belirti ortadan kalkıncaya kadar aşı yapılmaması gerektiğini belirten Nicoll, ancak sadece burun akıntısı gibi belirtiler olması halinde aşının yapılabileceğini söyledi.

Van Tam da laboratuvarda A(H1N1) tanısı konmadığı sürece grip geçirenlerin tümünün aşılanması gerektiğini, domuz gribi geçirenlerin bile aşılanmasında sakınca olmadığını, hatta bunun antikor seviyesini yükselteceğini söyledi.

''DSÖ AŞIYI DESTEKLİYOR''

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Merkezi Küresel Grip Programı Pandemi Hazırlık, Eğitim ve Bilgilendirme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hande Harmancı da pandemik grip aşısının, 60 yıldır yapılagelen mevsimsel grip aşısından farklı olmadığını, örgütün bu aşının arkasında olduğunu ve uygulamaları desteklediğini bildirdi.

Şimdiye kadar dünya genelinde 65 milyon kişinin aşılandığını vurgulayan Harmancı, aşı yerinde şişlik, kızarıklık ve ağrı gibi beklenen yan etkilerin dışında herhangi bir beklenmeyen yan etkiye rastlanmadığını söyledi