BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,78
ALTIN 2.960,88
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'ye hasta adam yakıştırması

Wall Street Journal'da Osmanlı Devleti'ne kadar giden bir yazı yayınlandı. Türkiye'yi yeniden "Hasta adam" olarak gösteren yazıyı Şahin Alpay, saçma buldu.

Abone ol

Gazeteci Şahin Alpay, Türkiye hakkında olumsuz yazılar yayınlayan Wall Street Journal'i eleştirdi. Türkiye'ye yakıştırmasını yapan gazetenin haberini Alpay, saçma buldu.

Wall Street Journal’da yayımlanan “Yeniden Avrupa’nın Hasta Adamı mı?” başlıklı makalede birçok saçmalık var.


Bunların başlıcalarını şöyle sıralayabilirim: “İstanbul seçkinlerinin ABD’ye karşı ideolojik bir düşmanlık besledikleri” iddiası tümüyle uydurmadır. Tam tersine, marjinal kesimler hariç, büyük çoğunluğuyla Türk seçkinlerinin yüzleri, her zaman Avrupa’ya değil ABD’ye dönük olmuştur. ABD’nin Türk elitleri içindeki saygınlık ve itibarı Başkan Clinton döneminde doruğa tırmanmış, bir sonraki Başkan Bush döneminde ise dibe vurmuştur. Acaba niye? Türkiye’yi anlamaya çalışan Amerikalıların cevaplamaları gereken esas soru bu olmalı.

Clinton’ın izlediği politikalar Türkiye’de hem yönetim hem de halktan destek görmüş; Bush’un politikaları ise büyük tepki doğurmuştur. Dolayısıyla Türkiye’de yaygın olan Amerikan düşmanlığı değil, Bush aleyhtarlığıdır. Türk-Amerikan ilişkilerinde çöküşün nedenini, “eski solcular ve yeni İslamcılar”ın ABD’ye karşı ittifak kurmalarıyla açıklamaya kalkışmak, gerçeği saptırmaktan başka bir anlam taşımaz. Liberal, sosyalist, sosyal demokrat, muhafazakar, Kemalist hemen tüm kesimleriyle Türk entellektüellerinin büyük çoğunluğu Bush yönetiminin izlediği politikalara karşıdır; tıpkı büyük çoğunluğuyla Amerikan entellektüelleri gibi... Bush yönetiminin Ankara’nın (ve birçok öteki müttefikinin) ısrarla karşı çıkmasına rağmen Irak’a saldırma kararı, Türk seçkinlerini önce ikiye bölmüş; ABD ile işbirliği parlamentoda çok az bir farkla reddedilmiştir. İşbirliği yapması için Ankara’ya uygulanan baskılar sırasında ve parlamento kararı sonrasında bir kısım Bush yönetimi sözcülerinin ve Amerikan basın mensuplarının Türk liderlerini ve halkını aşağılayıcı beyanları unutulacak cinsten değildir.

Irak’ı işgal eden Amerikan askerlerinin (Amerikan kaynaklarına göre) en az 100 bin sivili öldürmesi, tutuklulara işkence yapması, bu ülkenin bir terörist yuvası haline gelmesi, Türkiye’yi olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olan bir iç savaşa doğru sürüklenmesi, bütün dünyada olduğu gibi Türk kamuoyunda da Bush’a karşı muhalefeti güçlendirmiş, yeniden seçilmesi büyük hayal kırıklığı uyandırmıştır. Amerikalıların Irak’taki Türk askerlerinin başına çuval geçirmesi ve sözde “teröre karşı savaş” veren ABD’nin Kuzey Irak’a yuvalanan PKK teröristleri hakkında hiçbir önlem almayışı gibi gelişmeler ise Bush aleyhtarlığının Türkiye’de doruğa tırmanmasına yol açmıştır.

Makalede AKP iktidarının “gizli ve sinsi” İslamcılıkla suçlanması, Bush yandaşlarına hakim olan zihniyeti ele vermesi bakımından dikkat çekicidir. Dünyaya özgürlük ve demokrasi yayma iddiasındaki Bush yönetimi, TBMM’nin 1 Mart 2003 kararı ertesinde bundan sorumlu gördükleri komutanları ülkeye liderlik yapamamakla suçlayarak, Türk demokrasisine ne kadar saygılı olduğunu ortaya koymuştu. Anlaşılan Bush yandaşları şimdi de her istenileni yapmadığı için Türk hükümetini, tıpkı bazı yerli bağnazların yaptığı gibi, “takiye” ile suçluyor. Bush yandaşları Bush yönetiminin özgürlüğü dünyaya yayma amacında olduğuna gerçekten inanıyorlarsa, İslamcılığı terk ettiğini, laiklik ve demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla benimsediğini açıkça ilan eden ve AB reformlarıyla bunu lafta bırakmayan AKP iktidarını takdir etmesi gerekmez mi?

Bush yönetimi AKP hükümetinin izlediği dış politikadan rahatsız olabilir. Ne var ki Türkiye’nin bütün komşularıyla, bu arada Rusya ile, Suriye ve İran ile ilişkilerini iyileştirmeye çalışması ulusal çıkarlarının icabıdır. Üstelik bu ülkelere özgürlük Bush yönetiminin militarizmiyle değil, Türkiye gibi ülkelerle yakınlaşan bağlarla gelebilir. Türkiye, Bush yönetimi gibi, Şaron hükümetinin azgın militarist politikalarını kayıtsız şartsız desteklemek mecburiyetinde kesinlikle değildir. Nihayet, AB üyeliği yolunda ilerleyen, tarihinde hiç olmadığı kadar özgür ve istikrarlı olan Türkiye’yi, Bush yönetiminin işine gelmeyen politikalar izlediği için “hasta” ilan etmek, ancak hasta zihinlerin yapabileceği bir iştir.

YAZI:Şahin ALPAY
ZAMAN